Ne kadar büyürsen büyü, hep benim bebeğim kalacaksın

Ne kadar büyürsen büyü, hep benim bebeğim kalacaksın

Son Güncelleme: 26 Mart, 2018

Zaman içerisinde, fiziksel görünümün ve yeteneklerin, göz açıp kapayıncaya kadar büyüdüğünü gösteriyor. Fakat ne kadar büyürsen büyü, hep benim bebeğim kalacaksın.

Her zaman bebeğim olacaksın. Zaman çok çabuk geçse de ve yaşam koşullarının her an değişmesi mümkün olsa da, her şey mutasyona uğrar ve dönüşür.

Abartı gibi gelse de, bu bir gerçek. Bir anne olarak sevgim kayıtsız şartsızdır ve bu sebeple gözlerime baktığında sana beslediğim sonsuz sevgi ve gururu görebilirsin.

Her zaman benim bebeğim olacaksın derken, sana duyduğum histen korkmanı istemiyorum. Kaç yaşında olduğunu, ne kadar büyüdüğünü, başarılarını, erdemlerini ve yapabildiğin şeyleri çok iyi biliyorum.

Bebeğim olman gerçeği seni alçaltmıyor. Bu sadece, sana ne kadar hayran olduğumu ve benim çocuğum olduğun için hayatıma ne kadar minnettar olduğumu doğruluyor.

Ben senin bebeğim olduğunu söylediğimde, yıllar geçse bile seni tanıdığımı ve seni elimden gelen her yolu kullanarak sevdiğimi söylemek istiyorum.

Bana çocukken verdiğin o gülücüğü  bugün gülümsemende hala görebiliyorum. Kucakladığında ve bana sarıldığında hala o çok iyi bildiğim sıcaklığı hissedebiliyorum.

anne ve kızı burun buruna

Hala benim bebeğimsin ama bağımsızlığını asla kaybetmeyeceksin. Rahat bir nefes alabilirsin. Sadece, sana annen olmanın ne kadar yüce ve güzel olduğunu söylemek istiyorum.

Dünyaya geleceğini öğrendiğim günden beri bana güzel hissettiriyorsun. Bana huzur veriyorsun. Ve daha doğduğun gün bile neşe ve mutlulukla ışıldamış hissettim.

Neden her zaman bebeğim olacaksın?

Şimdi, sana her zaman benim bebeğim olarak kalacak olmanın birkaç sebebini vereceğim. Böylece, beni daha iyi anlayabileceksin ve zamanı geldiğinde sözlerinle özdeşleşeceksin:

  1. Bizi bağlayan kan bağımız için.
  2. Sahip olduğumuz eşsiz ve özel duygusal bağ için.
  3. Birlikte yaşadığımız ve paylaştığımız her şey için.
  4. Bana her gün verdiğin mutluluk, memnuniyet ve gurur için.
  5. Uyurken o nefes alış sesin için. Sakinken o tatlı suratın için.
  6. Şimdiye kadar paylaştığımız ve paylaşmaya devam edeceğimiz kahkahalar ve eğlenceli anlar için.
  7. Üzgün hissettiğin ya da cesaretin kırıldığında bana sarılmaların için.
  8. Bana her “anne” diye seslendiğin zaman için.

Bana gelişin

salıncakta sallanan kız

Bana kızdığın bir zamanı hatırlıyorum. Bana çok yüksek sesle “Ben senin bebeğin değilim!” diye bağırmıştın. Çünkü kızgın ve utanmış hissediyordun. O gün, en yakın arkadaşlarını bahçede oynamak için bize davet etmiştin.

O zamanlar, on-on bir yaşlarındaydın. Arkadaşlarını büyük bir hevesle bekliyordun ve ilginçtir ki, atıştırmalık hazırlamana yardım etmemi istemedin.

Elbette, kendin hazırlamasını bilsen de, zaman kaybetmeni istemedim. Bu öğleden sonra oyununun tadını arkadaşlarınla çıkartabilmeniz için dünyadaki bütün zamanı sana sunmak istedim.

Fakat hareketlerim rahatsız ediciydi ve bu da öfkeye yol açtı. Seni olduğun becerikli çocuk gibi değil de her şeyine yardım etmem gereken bir bebek gibi göstermek istediğimi düşündün. Bunu çok iyi anlıyorum, çünkü aynı şeyi kendim de yaşadım ve ben de bunu iddia ettim.

O sırada bunu tartışmak istemedim. Sana istediğin alanı verdim ve sakin bir sesle şöyle söyledim: “Her zaman benim bebeğim olacaksın, ama bu seni işe yaramaz hale getirmek ya da utandırmak istediğim anlamına gelmez”. Sonra kızarmış yanakların solgun bir renk aldı.

Yardım etme amacımın seni incitmek olmadığını fark edene kadar çok daha kez benzer durumlarla karşılaştık. Bazen diğerlerinden daha sık kavga ediyoruz, ama nihayetinde, ilerleme kaydediyoruz.

Artık sana her zaman benim bebeğim olacağını söylediğimde beni azarlamıyorsun.

Bu yüzden gülümsediğini gördüğüm an birlikte gülmeye başlıyoruz. Paylaştığımız bu küçük jestlerin bin kelimeden fazlasının sarf edilmesinden daha etkili olması hayattaki en güzel şey.


Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.


  • Bowlby, J. (1986). Vínculos afectivos: formación, desarrollo y pérdida. Madrid: Morata.
  • Bowlby, J. (1995). Teoría del apego. Lebovici, Weil-HalpernF.
  • Garrido-Rojas, L. (2006). Apego, emoción y regulación emocional. Implicaciones para la salud. Revista latinoamericana de psicología, 38(3), 493-507. https://www.redalyc.org/pdf/805/80538304.pdf
  • Marrone, M., Diamond, N., Juri, L., & Bleichmar, H. (2001). La teoría del apego: un enfoque actual. Madrid: Psimática.
  • Moneta, M. (2003). El Apego. Aspectos clínicos y psicobiológicos de la díada madre-hijo. Santiago: Cuatro Vientos

Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.