Sezaryen Doğum: Bilmeniz Gereken 3 Şey

Sezaryen doğum nedir, hangi durumlarda uygulanır ve iyileşme süreciyle nasıl başa çıkılmalıdır? Bu yazıda sezaryen doğum ile ilgili 3 şeyi keşfedin.
Sezaryen Doğum: Bilmeniz Gereken 3 Şey

Son Güncelleme: 27 Nisan, 2018

Doğumun gerçekleşeceği güne yaklaşıyorsunuz. Her aile ya da arkadaş sohbetinde artık sık sık sorulmaya başlanan bir soru var: “Sezaryen mi yoksa normal doğum mu düşünüyorsun?” Doğrusu jinekolog doktorunuzla yapacağınız konuşma sonucunda bu sorunun cevabını verecek olmanız ama bir yandan da bu konuda doktor tavsiyesine uymama şansınızın da bulunduğunu biliyorsunuz.

Kafanızda binlerce şüphe dolaşıyor. Çünkü yukarıdaki sorunun ardından hemen aklınıza gelen en doğal ve kaçınılmaz düşünce hem normal doğumun hem de sezaryen doğumun artıları ve eksileri olacaktır. Bu düşünce mücadelesine mitler ve hurafeler bile dahil olacaktır ki, zaman zaman bunlar yüzünden bile doğumun şeklini değiştirmeyi düşünebilirsiniz.

Bu yüzden, “Ben Anneyim”in bu yazısıyla sezaryen doğumda neler olduğu, hangi durumların sezaryen doğum gerektirdiği ve ne gibi ilave bakımlara ihtiyaç duyulacağı konularını detaylandıracağız. Dikkatinizi toplayın ve sezaryen doğum ile ilgili şu 3 konuyu aklınızın bir köşesine kaydedin.

Sezaryen Doğum Nedir?

Sezaryen bölgeden doğum, bebeğin alınması için rahme ulaşmak üzere bu bölgenin açılmasını içeren cerrahi bir müdahaledir. Bu prosedür, bilinci açık annede doğumun doğal gerçekleşme zamanından önce ya da beklenmedik bir komplikasyon ve acil durumlarda gerçekleştirilmektedir.

En çok bir saat süren bu operasyonu gerçekleştirmek için doğum doktorları ya tek doz anlık etki gösteren spinal anestezi ya da epidural olarak adlandırılan ve sırt bölgesine enjekte edilerek kademeli olarak uyuşma sağlayan bir yöntemle anestezi uygularlar.

Doktorlar, annenin vücudunu göğüs bölgesinden ayaklara kadar anestezi yaptıktan sonra, bebeği rahimden çıkarabilmek için batın bölgesinde pubik kısmın biraz üzerinden bir bölgeyi açarlar. Bebek çıkarıldıktan hemen sonra burun ve ağız bölgesi temizlenerek göbek kordonu kesilir.

Bebeğin solunumunun normal ve diğer hayati fonksiyonlarında bir sorun olup olmadığı kontrol edilirken, doğum uzmanı plasentayı çıkarır ve açığı diker. Tabii ki bu sırada doğum odasındaki anne bebeğini görebilir hatta kucağına alabilir.

bebeğini ilk kez gören anne

Hangi Durumlarda Sezaryen Doğum Yapılır?

Bir kadının vajinal bölge yerine sezaryen olarak doğum yapmasının çeşitli sebepleri bulunmaktadır. Bu bağlamda, jinekologlar ve doğum uzmanları, yalnızca bebeğin sağlığı ve pozisyonunu dikkate alarak değil, aynı zamanda annenin varsa daha önceki doğumları ve sağlık geçmişini de göz önünde bulundurarak nasıl doğum olacağına karar verirler.

Daha önce de belirttiğimiz gibi, sezaryen doğum kararını doktorlar acil bir durumun ortaya çıkması ya da planlı olarak daha önceden verebilirler. Şimdi dikkat edin, çünkü sezaryen doğuma hangi durumlarda karar verildiğini aşağıda açıklayacağız.

Planlı Sezaryen Doğumun Uygulandığı Durumlar:

  • Eğer dikey rahim kesiği ile (çok sık rastlanmayan bir durumdur) klasik sezaryen doğum yaptıysanız ya da bir defadan fazla sezaryen doğum yaptıysanız. (Bu durumlar, vajinal (normal) doğum esnasında rahimde yırtılma yaşanması riskini yükselten faktörlerdir.)
  • Daha önceden miyomektomi (miyomların alınması) gibi diğer rahim operasyonları geçirdiyseniz.
  • Bebek ters, yani poposu üzerinde ya da yan durumdaysa.
  • Normal doğumda hayati tehlike yaratabilecek şekilde bebeğin bir hastalığı ya da cenin halindeyken bir anormalliği bulunuyorsa.
  • Bir taneden fazla bebek bekliyorsanız. Bazı ikizler vajinal yöntemle doğabilirler ancak üçüz ya da daha fazla sayıda bebek olması durumunda sezaryen doğum zorunlu bir hale gelmektedir.
  • Çok büyük boyutta bir bebek bekliyorsanız. Özellikle şeker hastalığınız varsa ya da daha önce benzer büyüklükte veya daha küçük boyutta olmasına rağmen vajinal doğum nedeniyle ciddi travma yaşayan bebeğiniz olduysa.
  • Plasenta previa denilen durumun ortaya çıkması durumunda. (Plasenta previa, anne rahmindeki bebek ile anne arasında ilişkiyi sağlayan ve “bebeğin eş kısmı” olan plasentanın, bebek ile doğum kanalının arasında olması (yani doğum kanalını kapaması) durumudur. Bu durumda plasenta, bebeğin önde gelen kısmından daha aşağıda yani serviks’in (rahim ağzının) komşuluğundadır.)
  • Fibroid ve benzeri bir maddenin vajinal doğumu engellemesi durumunda.

Sezaryen Doğum Gerektiren Acil Durumlar:

  • Plasentanın rahim duvarından prematüre (erken) bir biçimde ayrılması.
  • Rahim boynunun genişlemeyi engellemesi ya da doğum sürecinin başlaması için yapılan girişimlerin sonuç vermemesi ve bebeğin doğum kanalından inmemesi.
  • Bebeğin temel kalp ritminin doktorun istediği düzeyde olmaması.
  • Göbek kordonunun yerinden oynayarak rahim ağzından aşağıya doğru kayması nedeniyle bebeğin oksijeninin kesilmesi riskinin ortaya çıkması.

Sezaryen Doğum Sonrası İyileşme ve Bakım Süreci

yeni doğum yapmış kadın

Sezaryen doğum sonrası annenin yavaş bir biçimde ilerleyen iyileşme aşaması itinalı bir bakım sürecini gerektirmektedir. Annenin hastanede kalma süresi dört güne kadar uzayabilir. Enfeksiyonlardan korunmak için yaralı bölgeye özenle bakılmalıdır. Ayrıca gerekli görülen durumlarda evde dört haftaya kadar dinlenme gerekebilir. Bu nedenlerle hem kendiniz hem de bebeğinizin bakımı için yardım gereklidir.

İlk başlarda, hapşırdığınızda, öksürdüğünüzde ya da kasık bölgenize baskı uygulayan  herhangi bir harekette acı hissedeceksiniz. Sakin olun ve güldüğünüz, öksürdüğünüz ya da hapşırdığınızda elinizle ya da bir yastıkla kesik bölgeye bastırınız. Unutmayın ki bu acılarınız kısa süre sonra geçecek ve bebeğinizi gördükçe katlandığınız acılara değdiğini anlayacaksınız.

Ayrıca sezaryen bölgesinde doğumdan iki gün sonra biriken gaz nedeniyle de rahatsızlık hissedebilirsiniz. Bunun nedeni operasyon sonrası bağırsakların tembel bir biçimde çalışmasıdır. Koridorda bir kaç tur yürümeniz sindirim sisteminizin yeniden harekete geçmesi için yardımcı olacaktır.

Ağrılarınızı hafifletmek için ağrı kesici almanız ve kabızlık sorunu yaşamamanız için bol su içmeniz önerilecektir. Zaman içerisinde bu küçük kesiğin hissedilmediğini ve yaşadığınız rahatsızlıkların geçmişte yaptığınız hoş bir mücadeleyi hatırlatan anılar olarak kaldığını göreceksiniz.


Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.