Asla Bebeğinize Yapmamanız Gereken 5 Şey

Asla Bebeğinize Yapmamanız Gereken 5 Şey

Son Güncelleme: 28 Mart, 2018

Bunu önleyemeden zor yoldan öğrendiniz. Bir çocuk doğduğunda, annelik ardından gelen tek şey değildir. Bununla birlikte bir tavsiye şelalesi gelir. İsteyip istememenizin ya da ilginizi çekip çekmediğinin, uygun ya da bir efsaneden ibaret olmasının önemi yok. Bununla birlikte, gerçekten bebeğinize asla yapmamamız gereken pek çok şey vardır.

İşte, zaman testine dayanmış birkaç ipucu. Bunlar neredeyse tüm büyükannelerin ezbere bildiği tavsiyelerdir. Dünyanın en iyi niyeti ile bile, bazı popüler öneriler, yardımsever olmaktan çok uzaktır, tam tersine annelik sürecini karmaşıklaştırır. Ayrıca başka şeylerin yanında, anne ve çocuk arasındaki kutsal bağı da tehlikeye atabilir.

İnsanlar tam tersini ne kadar iddia ederse etsin, daima içgüdülerinizi ve hekimlerin tavsiyelerini izleyin. Bir anne olmanın harika, güzel ve tatmin edici bir deneyim olduğunu göreceksiniz. Komplikasyonlar, korkular, şüphe ve yorgunluk sadece kendinizin en iyisine sahip olma memnuniyetini hissettiğinizde bir anı olacaktır.

İşte bu yüzden, bu Ben Anneyim makalesinde, bebeğinize yapmamanız gerekenleri size anlatacağız. Aşağıdaki ipuçlarını reddetmek en iyisidir. Elbette, güvenilir doktorlarınız tarafından tavsiye edilmeyen her şeyi bırakmamız gerek.

Bebeğinize Asla Yapmamanız Gereken Şeyler

Tabi ki, hiç kimse iyi bir anne olmanın nasıl olduğunu bilerek doğmaz. Bu bir meydan okumadır. Evet, bu gerçekten çok zor olabilir. Bu yüzden arkadaşım, yüzünde bir gülümsemeyle duyduklarının sadece birer fikir olduğunu unutma ve mükemmel bir şekilde yapma gücünün olduğu işine devam et.

  • “Çocuğunuzu kollarınızda şımartmayın.” Aslında, vücudunuz her zaman çocuğunuzun en iyi sığınağı olmuştur. Karnınızda korumalı, sıcak ve güvenli bir dokuz ay geçirdi. Kollarınız dış dünyada bu hissin devamlılığını sağlar. Bu yüzden, en azından bebek 18 ay olana kadar, çocuğunuzun sevgi hissetmesi önemlidir. Bu nasıl başarılır? Sadece anne-çocuk arasındaki bağı güçlendiren cilt-deri temasıyla.
  • Onu asla görmezden gelmeyin. Bebekler öfkeden ağlama ya da manipülatif olma becerisine sahiptirler. Ağlamak onun tek iletişim yoludur ve bu ortaya çıktıkça ihtiyaçlarına göre değişir. Göz ardı edilen bir bebek, ağlamayla ifade edilecek olan büyük acılar yaşar. Bunun, ebeveynlerine tamamen bağımlı, küçük ve savunmasız bir insan olduğu daha fazla vurgulanmalıdır.
kameraya bakan bebek
  • Onu asla yalnız bırakmayın. Bu, bebeğinize asla yapmamamız gereken başka bir şey. Birçok kişi, bu ciddi hatayı yapmanın yararlı olduğunu ve bebeklere bağımsız olmayı öğrettiklerini söyler. Bununla birlikte, bu uygulamanın sonucu tam tersidir. Bu koşullar altında çocuk, duygusal yara izleriyle dolu, sevgisiz bir kişi haline gelir. Ayrıca yaşamı boyunca güvensizlik ve düşük öz saygı göstermesi muhtemeldir.
  • Bebeğinizeasla vurmayın. Şiddet asla bir çözüm ya da bir öğretim ve disiplin metodu değildir. Özellikle de bebekler söz konusu olduğunda. Yetişkinler olarak, çocuğa sevgiyle rehberlik, koruma ve öğretme konusunda çok büyük sorumluluklarımız var. Mantıken, bu dünyanın çocuklar için yeni ve şaşırtıcı olduğu gerçeğini asla gözden kaçırmamalıyız. Sadece sağlam bir sesle anlatın ki anlasın. Şiddetin öğrettiği tek şey korkuya itaattir.
  • Uykuya dair bolca efsaneyi reddedin. “Kollarınızda uyumasına izin vermeyin, kendi başına uyusun ” cümlesi şiddetli bir ısrarla tekrarlanır. Ancak uyumadan önce bebekleri rahatlatmak iyidir. Genellikle, küçüğümüz uyandığında kendini korunmasız hisseder. Bu da acı ve korkuyu ifade etmek için ağlar. O zaman bir ninni söyleyip bebeğinizi sallamak ve tatlı, rahat bir tonda konuşmak en iyi seçimdir. Bebeğinize asla yapmamanız gereken bir başka şey de uyuyana kadar ağlamasına izin vermektir. Bu ona duygularını nasıl ele alacağını öğretmeyecektir. Dünyaya, ilişkilere ve kendisine dair bir güven duygusu geliştirmeyecektir.

Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.



Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.