Koşulsuz, Sonsuz Sevgi: Bir Annenin Sevgisi

Koşulsuz, Sonsuz Sevgi: Bir Annenin Sevgisi

Son Güncelleme: 28 Kasım, 2018

Tüm sevgi türlerinin içinde, bir annenin sevgisi en güçlü olandır. Anne ve çocuk arasındaki, iki vücudu ve ruhu birbirine bağlayan bu güçlü sevgi birdenbire yükselir. Bir annenin sevgisi koşulsuz ve sonsuzdur.

Doğa ana çok bilgedir derken kastedilen şeylerden biri de işte bu, anne ve çocukları arasındaki bağdır.

Bir annenin, evladını koruma içgüdüsü, hamile olduğunu öğrendiği andan itibaren başlar. Bunu takip eden dokuz ayda, henüz çocuğunu görmese bile, bu çocuk onun için dünyadaki en değerli şey haline gelir.

Bebeklerin belli bir yaşama içgüdüsü vardır. Etraflarındaki yetişkinlerin onları koruması ve onlara bakması için birçok strateji ve “taktik”le birlikte dünyaya gelirler. Bu durum, gülümseme refleksinde de görülebilir.

Ama anne ve çocuk arasındaki ilişki daha farklıdır. Bu, bir bebeğin yaşama içgüdüsünden de ötedir.

Koşulsuz bir sevgi, şefkat ve saygıya dayanan sağlıklı bir ilişki, mutlu çocuklar yaratır.

Mutlu çocuklar, ileride mutlu yetişkinler olur

Anne ve çocuk, ikisini de hayatlarındaki herhangi bir deneyimden çok daha fazla etkileyecek bir bağ kurarlar.

Bir çocuğun, anne figürüyle ilişkisi hayati önem taşır ve onun hayatı boyunca başkalarıyla ilişki kurma şeklini etkiler.

Anneler, çocuğun özellikleri ya da durumuna bağlı olmadan ona koşulsuz bir sevgi sunar. Bir çocuğun annesiyle olan ilişkisi de, sevgi ile başlar. Bunun için bir kur yapma dönemine gerek yoktur.

Atla oynayan çocuk

Annemizin sevgisini kazanmak zorunda değiliz. Bu bize, yaptıklarımız için değil, sadece olduğumuz kişi için sevilmeyi hak ettiğimiz duygusunu verir ve ek bir özgüven sağlar.

Ama hiç tanımadığımız birini nasıl sevebiliriz ki? Bu kadar küçük birisini nasıl sevebiliriz? Çünkü o bizim bir parçamızdır ve bizi daha hassas ve kırılgan hale getirerek, şimdiye kadar yokluğunu hiç bilmediğimiz bir boşluğu doldurur.

Annelik rolünü üstlendiğimizde, kendimizde hiç bilmediğimiz bir yönümüzle tanışırız. Daha güçlü ve çocuğu için birçok fedakarlık yapabilecek biri olduğumuzu fark ederiz.

Biyolojik bir mekanizma olarak bu bağ, hayati önem taşır. Bebekler, tek başına hayatta kalabilecek kapasiteye sahip değildir ve kendi ayakları üzerinde durabilene kadar bir yetişkinin onları beslemesi, koruması ve onlara bakmasına ihtiyaç duyarlar.

Peki bu bağ bundan daha öteye de gider mi? Çocuk sahibi olan kadınların beyninde bazı değişimler olduğunu gösteren bir araştırma da vardır.

Bir annenin sevgisi koşulsuz ve sonsuzdur

Demeter

Mitoloji ve dinler, anne ile çocuğun arasındaki koşulsuz sevgiyi ve genel olarak anneliğin gücünü birçok şekilde vurgulamaktadır.

Kızı Persepone’nin kaçırılmasının mevsimlerin değişmesini hızlandırdığı düşünülen, Yunan mitolojisindeki tarım tanrısı Demeter‘in durumu da işte böyledir.

Ya da bakire olmasına rağmen mucizevi bir şekilde hamile kalan ve oğlu çarmıhta öldürülen Katolik inancındaki Bakire Meryem’in de. Onun hikayesi ona direkt olarak bile bakamayan Şeytan’ın kendisiyle savaşmaya kadar gider.

Binlerce yıl boyunca, paylaşanlara büyük bir güç veren bu kırılmaz bağın önünde saygıyla eğildik.

“Anneler, göbek bağının doğumda kesildiğini aslında bilerek unuturlar.”

-Vera Caspar-

Bu koşulsuz sevginin çocuğa verdiği korunma hissi, onun, duygusal bir güvenlik ağıyla büyümesine yardımcı olur.

Anne sevgisi bize güç verir, geleceğe, kendimiz olarak, değişmeden ve özgüvenle adım atmamızı sağlar.


Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.


    • Bowlby, J. (1986). Vínculos afectivos: formación, desarrollo y pérdida. Madrid: Morata.
    • Bowlby, J. (1995). Teoría del apego. Lebovici, Weil-HalpernF.
    • Garrido-Rojas, L. (2006). Apego, emoción y regulación emocional. Implicaciones para la salud. Revista latinoamericana de psicología, 38(3), 493-507. https://www.redalyc.org/pdf/805/80538304.pdf
    • Marrone, M., Diamond, N., Juri, L., & Bleichmar, H. (2001). La teoría del apego: un enfoque actual. Madrid: Psimática.
    • Moneta, M. (2003). El Apego. Aspectos clínicos y psicobiológicos de la díada madre-hijo. Santiago: Cuatro Vientos

Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.