Bebeklerin Evde Hayvanlarla Yaşaması

Yeni doğan bebeğiniz köpeğiniz ya da kedinizle aynı evde yaşayabilir mi?
Bebeklerin Evde Hayvanlarla Yaşaması

Son Güncelleme: 05 Ocak, 2020

Evcil hayvan bulunan evlerde anne ve babaların tamamı, bebeklerinin bu hayvanların tüylerinden etkilenmesi konusunda endişe duyarlar. Şimdi, sizler için hazırladığımız bu yazıyı okumanızı ve çocuklarınız ile evcil hayvanlarınızın birlikte yaşamaları konusundaki detaylara göz gezdirmenizi tavsiye ediyoruz.

Bu yazıda, yeni doğan bebeklerin köpekler ve kedilerle birlikte yaşamaları konusunda nelerin bilinmesi gerektiği konusuna odaklanacağız.

Evdeki bir kedi ya da köpek, bebeğin gelmesiyle birlikte değişen aile ortamına nasıl uyum sağlayabilir? İşte bu soru, çocuk doktorlarına en fazla sorulan sorular arasında yer almaktadır. Bu soruyla karşı karşıya kalan doktorlar her zaman için ailenin yeni üyesi ile dört ayaklı üyelerini tanıştırma konusuna dikkatli bir biçimde yaklaşmanızı tavsiye edeceklerdir.

Bebek sahibi olmadan önce evdeki hayvanların ilginin toplandığı bir odak noktası olduğu bir gerçektir. Aileye bebeğin katılmasıyla birlikte, öyle ya da böyle bu hayvanların kendilerini bir anlamda yerinden edilmiş gibi hissetmeleri olağan bir durumdur.

Anne ve babalar bebekle ev hayvanlarının bir araya geldikleri anları yakından gözlemlemelidir.

Bebekler ve Evcil Hayvanlar: Yenilikçi Bir Yaklaşım

Araba içindeki bebek ve köpek

Eğer evdeki o sevimli hayvanınıza, bebeğinizin sağlığına zarar vermeden sevgi ve ilgi göstermeye devam etmek istiyorsanız, aşağıda sizler için sıraladığımız önerileri aklınızdan çıkarmayın:

Her ne kadar en baştan itibaren yeni doğan bebeğimiz ve evdeki hayvanın güzel bir şekilde anlaşmaları en çok istediğimiz seçenek olsa da, özellikle bir yaşını doldurana kadar geçen süre içinde çocuk için ciddi risklerin bulunduğunu bilmek gerekir.

  • Evcil hayvanlarımızın sessiz mi, agresif mi ya da uysal mı olduğunu objektif bir biçimde değerlendirmemiz gerekir. Bu soruya vereceğimiz cevap, hayvanın bebekle olan ilişkisi açısından son derece önemli olacaktır.

Hem veterinerler hem de pediyatri uzmanları, ev hayvanını bebeğe göstermenin en ideal yönteminin, hayvanı kollarınızla tutarak onu yavaş yavaş ve aşamalı bir biçimde bebeğe yaklaştırmak olduğunu ifade etmektedirler. Çünkü hayvan mutlaka bebeği koklamak isteyecektir.

  • Bu ilk saniyelerden sonra evcil hayvanın bebeğe daha yakın olmasına izin verebilirsiniz. Ancak bebeğin beşiğinin içine girmesine müsaade etmemelisiniz. Ayrıca hayvan bebeğin yakınlarında olduğu zamanlarda mutlaka sizin gözetiminiz altında olmalıdır.
  • Size verebileceğimiz altın değerinde bir diğer tavsiyeyse, kedinin ya da köpeğin bebek ağladığındaki reaksiyonunu gözlemlemeniz olacaktır. Böyle bir durumda hayvanın hareketleri, gergin ya da endişeli olup olmadığını ya da bunun tam tersine çocuğun yanında her zaman sakinliğini korumaya devam edip etmediğini anlamanızı sağlayacaktır.
  • Özellikle bebeğin yemek yediği ya da dinlendiği yerlerden hayvanın uzak durmasını sağlamanızı öneriyoruz.
  • Altı aylık olduktan ve eşyaları elleriyle kavramaya başladıktan sonra bebeğinizin mutlaka evdeki hayvanı sevmeye çalışacağını aklınızdan çıkarmayın.

Bebeğin hayvanla oynamasını engellemeniz için herhangi bir neden yoktur. Elbette bebekler genelde ellerini ağızlarına götürme eğiliminde olduklarından, hayvana temasından hemen sonra ellerini yıkamalısınız.

  • Çocuk biraz daha büyüyüp 12 ile 18 aylık aralığına ulaştığında, evcil hayvanınızla daha fazla etkileşime girmesine izin verebilirsiniz. Bunun bebeğin eğlenmesi ve güzel vakit geçirmesi için en iyi seçenek olduğunu siz de fark edeceksiniz.

Evde Bir Evcil Hayvan Bulunmasının Avantajları

Bebek ve köpek

Alerji uzmanları, evde bir hayvanın ve özellikle de bir köpeğin bulunmasının, çocukların bağışıklık sistemini güçlendireceğine işaret etmektedirler. 

Evde endotoksin adı verilen mikropların üremesi, astım ve diğer solunum problemlerine yol açan etkenlerle savaşmak için uygun bir ortam hazırlamaktadır.

Ancak yine de istisnaların bulunduğunu ve bu bağlamda bebeğinizin hayvanın tüylerine karşı hassasiyet gösterebileceğini de unutmamak gerekir. Çünkü bunlar, dermatit, alerjik rinit ya da konjunktivit (göz nezlesi) rahatsızlıklarına yol açabilir.

Bu nedenden dolayı, bebekle evcil hayvan arasındaki etkileşim için aşamalı bir yaklaşım benimsemeniz tavsiye edilmektedir.

Bu sayede, bebek hayvana her yaklaştığında belirli bir olumsuz reaksiyon gösterip göstermediğini anlamamız mümkün olacaktır. Eğer böyle bir durumla karşı karşıya kalırsanız derhal bir doktora götürmek gerekecektir.

Eğer bir olumsuzluk gözlemlemediysek, bebekle hayvanın birbirlerine yaklaştıkları anları daha sık bir biçimde tekrarlayabilir ve ikili arasındaki mesafeyi de azaltabiliriz.

Öte yandan bebekle hayvanın yaşam alanlarını birbirinden ayrı tutmak iyi bir fikir olacaktır. Elbette birlikte oynamalarına, paylaşmalarına ve eğlenmelerine izin vermeliyiz. Ancak bununla birlikte bebeğin yemek yediği ya da dinlendiği alanlardan en azından ilk üç yıl boyunca hayvanı uzak tutmak önemlidir.

Eğer alerjik bir durum ortaya çıkmadıysa, bebeği evcil hayvandan uzak tutmak için bir neden yoktur. Tam tersine, her ikisine de birlikte yaşamayı öğretmeli, salon ve bahçe gibi ortak yaşam alanlarını paylaşmalarını sağlamalı ve hepsinden önemlisi de birbirlerine saygı duymaları gerektiğini anlamalarına yardımcı olmalısınız.


Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.