Çocukluk Korkuları ve Bunların Üstesinden Gelmek

Çocukluk korkuları nelerdir ve bunlarla nasıl başa çıkılır?
Çocukluk Korkuları ve Bunların Üstesinden Gelmek

Son Güncelleme: 17 Haziran, 2019

Hemen hemen hepimiz çocukluk korkularımızı hatırlarız. Bunlar genellikle örümcekler, yılanlar ve karanlıktır. Peki çocuklarımıza bunların üstesinden gelmeyi nasıl öğretebiliriz? Bu yazıda sizlerle bu konuyla alakalı bir takım tavsiyeler paylaşacağız.

Çocuklar etraflarındaki dünyanın farkına varmaya başladıklarında kendilerini küçük ve savunmasız hissedebilirler. Bu sebeple, bir takım şeylerden korkmaları oldukça normaldir. Yaşları ilerledikçe ve olgunlaştıkça bu korkuları da zamanla kaybolur.

Peki ya çocuklarımıza korkularıyla baş edebilmeleri için nasıl yardım edebiliriz? En sık karşılaşılan çocukluk korkuları nelerdir ve hangi yaşlarda ortaya çıkarlar?

Korku evrensel bir histir. Cinsiyet, inanç ve yaşa bağlı olmaksızın, her zaman korku hissedilebilir. Karanlık, gürültü ve tehlike gibi pek çok durum ve etken korku hissedilmesine sebep olabilir.

Yetişkinler olarak bile zaman zaman korku hissedebiliyorsak, çocukların ne kadar çok korkabileceklerini bir düşünün. Çocuklar gerçekliği ve hayal ürününü birbirinden ayırmakta zorlanırlar ve bilinmezliğe karşı korunmasız hissederler. Çocukların karakterleri, kişilikleri, çevreleri ve yaşadıkları tecrübeler onların korkularını ve nasıl başa çıktıklarını etkiler.

Çocukluk korkuları genellikle 6 – 12 aylıkken başlar ve 3 – 6 aylıkken daha da yoğun hissedilir. Bu konuda onlara yardımcı olabilmek için neler yapabiliriz? Öncelikle, onlara sevgiyle, anlayışla ve sabırla yaklaşmalıyız. Ancak böylelikle korkularıyla yüzleşmeyi ve onları atlatabilmeyi başarabilirler.

Çocukluk korkuları nelerdir?

Göz önünde bulundurulması gereken önemli bir etken çocukluk korkularının sonsuza dek sürmediğidir. Çocuklar hem yaş olarak büyüdükçe hem de olgunlaştıkça, bu korkularla başa çıkmayı öğrenirler. Bir takım korkular onların gelişimlerini etkilese de genellikle korku hissi hayatta daha dikkatli ve tedbirli olmayı öğretir.

Çocuklar ilk korkularından birini anne ve babaları ayrılırken yaşarlar. Yabancılarla iletişime geçmek ise onların korkularını tetikleyen bir başka etkendir. Fakat bundan çok daha fazlası vardır:

En sık rastlanan 3 çocukluk korkusu şunlardır:

1. Karanlık korkusu

Hayaletlerle, cadılarla ve doğaüstü varlıklarla ilgili hikayeler genç çocuklar için uygun değildir. Çocuklar bu hikayeleri rüyalarında görebilir, olmayan sesleri  duyuyormuş gibi algılayabilir ve gölgelerden korkabilirler. Bu sebepten ötürü, çocuğunuza anlattığınız ve gösterdiğiniz her şey için dikkatli olmalısınız.

Yeni bir evin odası gibi yabancı yerlerde kalmak da onlarda benzer hisler uyandıracaktır. Hatta bu durum yalnız başına uyuma korkusunu da beraberinde getirebilir. Işığı açık bırakmak ve ilgiyle konuşup onları rahatlatmak korkularının azalmasını sağlayacaktır.

2. Hayvan korkusu

Çevremizde birçok hayvan vardır. Köpekler, kediler, papağanlar, yılanlar, örümcekler ve balıklar bir ailenin evcil hayvanı olabilirler. Fakat, çocuklar için bu hayvanlar farklı ve potansiyel olarak tehlikeli görülebilirler. İlk karşılaştıklarında dehşet içinde kalmaları ve ağlayarak tepki vermeleri oldukça normaldir. Yavaş yavaş onların varlığını kabul edeceklerdir.

Ebeveynler olarak çocuklara erken yaşta farklı hayvanların fotoğraflarını ve videolarını göstermeliyiz. Hayvanlarla ilgili hikayeler anlatıp onlara yavaş yavaş yaklaşmalarını sağlamalıyız. Buna ek olarak, hayvanları sevmelerini ve beslemelerini teşvik etmeliyiz. Tabii ki güvenliklerini sağlamak her zaman önceliğimiz olmalı.

kız çocuğu ve oyuncağı

3. Yağmur, şimşek ve gök gürültüsü korkusu

Bu doğa olayları dünyanın her yerinde görüldüklerinden ötürü çocukların bir şekilde onların varlığına alışmaları gerekir. Evdeki tüm cam ve kapıların kapalı olduğundan emin olun ve onlara bu doğa olaylarının aslında ne kadar önemli ve gerekli olduğunu anlatarak ne kadar normal olduklarını anlamalarını sağlayın.

Yaşlara göre diğer çocukluk korkuları

Korkular da çocuklarla birlikte büyüyebilirler. Büyüdükçe ve duygusal, fiziksel ve bilişsel karakterleri değiştikçe  çocukların korkuları da değişir. Yaşıt olsalar dahi her çocuk korkularıyla aynı şekilde baş etmez. Bu sebeple, ebeveynler olarak görevimiz çocuklarımızı daha iyi tanımak ve korkularını aşma konusunda onlara yardımcı olmaktır.

Çocukluk korkuları hiçbir zaman abartılmamalı ve çocukları cezalandırmak için kullanılmamalılar. Aksi taktirde bu durum istenmeyen sonuçları da beraberinde getirebilir. Eğer bir takım korkuların çocuğunuz için kontrolden çıktığını düşünüyorsanız başkalarından yardım ve tavsiye almanızda fayda var.

İşte sizler için hazırladığımız yaşlara göre çocukluk korkularının bir listesi:

  • 6 – 12 aylık arası: Bu yaştaki çocuklar denge kaybından, kendi sosyal çemberlerinin dışındaki insanlardan, anne ve babadan ayrılmaktan, gürültüden, parlak ışıklardan, düşmekten ve doktor ziyaretlerinden korkarlar.
  • 2 yaş ve üzeri: Bu yaş grubundaki çocuklar karanlıktan, hayvanlardan, yaralanmalardan, bilinmezlikten ve ebeveynlerinden uzak olmaktan korkarlar.
  • 3 – 4 yaş arası: Bu yaşlarda bazı korkular yerleşebilir. Bu yaş grubuna dahil olan çocukların hayal güçleri karanlıktan ve canavarlardan korkmalarına yol açar. Anne ve babalarının tehditlerinin gerçek olduğunu düşünmeye başlarlar. Ölümle ilgili ilk endişeler de bu dönemde ortaya çıkar.
  • 5 – 7 yaş arası: Bu yaştaki çocuklar reddedilmekten, başarısızlıktan, anormal özellikteki insanlardan, fiziksel hasardan ve doğaüstü yaratıklardan korkarlar. Bunlara ek olarak, anne ve babalarından ayrılmak da onlar için endişe uyandırıcıdır.
annesine sarılan kız

Son tavsiyeler

Çocuklarımızın hislerine ve söylediklerine kulak asmalıyız. Onlara güven, sevgi ve teşvik ile yaklaşarak korkularıyla başa çıkmalarına yardımcı olabiliriz. Ebeveynler olarak onların özgüvenlerini ve bağımsızlık duygularını güçlendirerek aslında büyük bir yardımda bulunmuş oluruz.

Dışarıdan örnekler vermek de işe yarayan bir yöntemdir ancak korkuya karşı  en işe yarayan yöntem mizahtır. Bu korkuları şakalara, resimlere ve kahkahalara dökerek çocuğunuzun hissettiği stres ve endişe seviyesini azaltabilirsiniz.

En yapılmaması gereken ise çocukların korkularını önemsememek ve bir kenara itmektir. Çocukluk korkuları hiçbir zaman görmezden gelinmemelidir. Bazı durumlarda korkular onların yaşadıkları kötü hisleri yansıtan bir araç görevi görürler. Fakat her ne olursa olsun, bu konuda çocuklarınıza yardımcı olurken sınırları aşmayın, onlarla alay etmeyin ve onları başkalarıyla kıyaslamayın.


Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.



Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.