Çocuğunuzu Okulda Nasıl Motive Edebilirsiniz?

Çocuğunuzu okulda daha başarılı olması için nasıl motive edebilirsiniz? Buradaki kilit nokta, çocuğunuzun dikkatini verdiğinden emin olarak konuların daha iyi anlaşılabilmesini sağlamaktır.

İyi bir öğretmen olmanın kilit noktalarından bir tanesi, çocukları öğrenme konusunda nasıl ilgili hale getireceğini bilmektir. Bu her zaman kolay bir durum olmasa da, bazı ipuçlarına sahip olmak ve çocukları okulda daha fazla motive etmek her zaman iyidir.

Derslere çalışmak ve ödev yapmak konusunda çocuklara bir sorumluluk duygusu aşılamak çok zordur. Böyle durumlarda, ebeveyn ve öğretmenlerin çocukların hevesli olmasını sağlaması çok önemlidir. Bu nedenle çocuğunuzun okulda motive olmasını sağlamak için tavsiye almak iyidir.

Kişiyi bir aktivite konusunda hevesli hale getirmenin kilit noktası, o aktiviteyi ilgi çekici yapmaktır. Başka bir deyişle, bunun bir zorunluluk olarak değil, tam aksine sevilen bir şeyi yapma ve gelecekte faydalı olacak bir şeyi öğrenme fırsatı olarak düşünülmelidir.

Çocukları okul konusunda motive etmek çok kolay olmasa da, aşağıda bahsedeceğimiz bazı konuları göz önünde bulundurmak önemlidir.

Okulda çocuklarınızı motive etmek için tavsiyeler

1. Doğuştan gelen motivasyonu uyandırın

Zihnin doğasında olan motivasyondan daha güçlü bir şey olmadığı için, bu son derece gereklidir. Bu herkes tarafından bilinen bir gerçek olsa da, nasıl başarabileceğinizi anlatacağız.

Başlangıç için etkili bir yöntem, konuyu geleneksel bir yaklaşımın aksine farklı bir biçimde açıklamaktır. Filmleri, oyunları veya çocukları diğer materyallerle temas ettirecek dış mekan aktivitelerini kullanabilirsiniz.

Okulda deney yapmak veya müzeyi ziyaret etmek, aynı konuyu kitaptan okumaktan çok daha etkilidir. Ayrıca, edebiyattaki klasiklerin görse-işitsel versiyonları çocuğunuzu motive edebilir ve dikkatini çekebilir.

2. İyi bir atmosfer çocuğunuzu motive edecektir

Bu, sağlıklı bir öğrenim süreci için gerekli olan bir diğer faktördür. Sürekli öğrencilerini azarlayan ve cezalandıran öğretmenler, sadece çocuklarda isteksizliğe sebep olur.

Öte yandan, daha açık görüşlü bir tutum sergileyen ve öğrencilerine arkadaşça yaklaşan öğretmenler, en iyi sonuçlara ulaşır. Bu öğretmenler, öğrencileriyle iyi anlaşmanın yanı sıra otoritelerini de korurlar. Ayrıca, öğrenme sürecini kolaylaştırabilir ve gelişimleri için öğrencileri destekleyebilirler.

3. Hedef belirleyin ve başarılarınızın farkına varın

Sınıflarınızda hedef belirlemek olumlu bir şeydir. Bununla birlikte, bir yarış ortamı oluşturmaya gerek yoktur. Elbette öğrencilerin başarılarını takdir etmek hatta çabalarını ödüllendirmek gerekir.

Örneğin, çocuklara gelecek hafta herkesin önünde rol yapacaklarını söylediğinizde, senaryoda olmayan ek bilgi bulana fazladan not vermeyi teklif edebilirsiniz.

Böylece, çocuklar yaratıcı olmak ve araştırmak konusunda motive olabilirler. Unutmayın, çocukların motivasyonunu artırmanın en iyi yolu konuları farklı bir biçimde anlatmaktır.

4. Katılım çok önemlidir

Modern dünyamızda, öğrenci ve öğretmen arasındaki ilişki sürekli gelişim içerisinde olan ve esneklik gerektiren bir dinamiğe sahiptir. Eğitim sürecinin bir parçası gibi hissetmek ve sadece bir  bilgi alıcısından daha fazlası olduğunu düşünmek, çocuklarda daha güçlü bir bağlılık yaratır.

Bunu daha spesifik bir örnekle açıklayalım.  Eğer çocuklara belediyenin veya mahalli yönetimin görevlerini öğretmeniz gerekiyorsa, onlardan halkın karşılaşacağı bir sorun hakkında düşünmelerini isteyebilirsiniz.

Ardından, yetkili merciilere ulaşmaya yardımcı olan araçlar hakkında düşünmelerini isteyebilirsiniz. Son olarak ise, bir tasarının kanun olması için hangi aşamalardan geçmesi gerektiğini sorun.

Buradan itibaren, konuyu hükümete getirebilir ve ülkeler arasında kıyaslamalar yapabilirsiniz. Gördüğünüz gibi, bu şekilde ders konularını gerçek hayata adapte ederek son derece üretken olabilirsiniz.

5. Her şey sınavlardan ibaret değildir

Pek çok öğretmenin yaygın olarak yaptığı bir hata, sınavları merkeze koymalarıdır. Sınavlar çoğu zaman gerekli ve bazen de önemli olsa da, stres, anksiyete ve bazı çocuklarda korkuya bile yol açabilmektedir. Derslerde son derece başarılı olan çocukların performansı sınav zamanında düşebiliyor.

Bu nedenle, sınavları bir başka aktivite olarak düşünmek gerekir. Bu, sınavın önemini azaltmak anlamına gelmez. Aksine, çocuğun sınıfını “geçmesi” ya da “kalması” sınavlara bağlı olmamalıdır.

Son olarak ise, tavsiyemiz yeni teknolojileri kullanmaktır. Teknoloji çağında yaşadığımız düşünüldüğünde, çocuklara elektronik cihazların kullanımını tamamen yasaklamaktansa iyi yönde kullanımını sağlamalıyız.

Matematik işlemleri ya da tarihsel olgular gibi belirli konuları öğrenme veya pekiştirme fırsatı sunan oyunlar ve uygulamalar iyi bir fikir olacaktır.

Çocukları okul için motive etmeye yardımcı araçlar kolaylıkla ulaşabileceğimiz bir yerdedir. Sadece, bu araçlardan en iyi şekilde nasıl faydalanılacağını bilmek gerekir.