Hamilelikte Cilt Bakımı İçin Öneriler
Düşünün ki Tanrı size bir güzellik ve doya doya yaşamamız için harika bir yaşam vermiştir. Bu hayatta sizin en büyük yaşam yardımcınız ise su adını verdiğimiz maddedir. Su, hamilelik döneminde cildinizin bakımı için sizin en güvendiğiniz müttefikiniz olacaktır.
İspanya Halk Beslenme Birliği (SENC), hamile olduğunuzda günde en az iki ila üç litre su tüketmeniz gerektiğini ifade etmektedir. Su, insan vücudu için en iyi nemlendirici ve aynı zamanda kabızlık problemine karşı da en etkili yardımcılardan biridir.
Hamilelik süresince su tüketiminin size daha bir çok faydası bulunmaktadır. Bunlardan bazılarını sıralamak gerekirse, plazma sıvısının miktarının artması, amniyotik sıvı miktarının muhafaza edilmesi ve ceninin sağlıklı bir biçimde büyümesi bu faydalardan öncelikli olarak söyleyebileceklerimiz arasında bulunmaktadır.
Mineral bakımından daha az zengin olan suların (düşük sodyum seviyesine sahip ve yeterli kalsiyum, magnezyum ve florür yoğunluğu bulunan sular) tercih edilmesi tavsiye edilmektedir. Bu tür sulara ek olarak, doğal meyve suları, süt ve izotonik (eş basınçlı) sıvılar tüketilmesi de öneriler arasında bulunmaktadır. İspanya Halk Beslenme Birliği’ne göre, içilmesi önerilen bu içeceklere karşın, şekerli ve karbonatlı içeceklerin tüketilmesinden de uzak durmak gerekmektedir.
Cildinizi Kremlerle Besleyin
Bol miktarda su içmenin yanı sıra, cildinizi hamilelere uygun bir krem kullanarak sık sık nemlendirmek (günde iki ya da daha fazla) ve bu nemlendiriciyi masaj yaparak cildin iyi bir biçimde absorbe etmesini sağlamak size fayda sağlayacaktır.
Bu kremler aynı zamanda selülit ve çatlak karşıtı etkiye de sahip olabilirler. Hamileliğinizin ilk günlerinden itibaren direkt güneş ışığına maruz kalmamak ve yüksek koruyucu faktöre sahip güneş kremleri kullanmak çok önemlidir. Bu kremler ve güneş koruyucularının cildiniz için birer kahraman olduğunu kısa süre içerisinde keşfetme şansına sahip olacaksınız.
Özellikle cildin daha hassas olduğu hamilelik döneminde, ciltteki pigmentasyon (hücrelerin renkli madde üretmesi) ve güneş ışığı nedeniyle yaşlanmanın önüne geçmek için tam koruyucu özelliğe sahip güneş kremlerini, kış aylarında bile olsa günlük olarak kullanmaktan kaçınmamak gerekir.
Ayrıca cildinize zarar veren, derinin dökülmesine ve tahriş olmasına neden olan sabunları kullanmaktan da kaçınmanız gerekmektedir.
Yediğiniz yiyeceklerin de cilt sağlığınıza katkı sağladığını unutmanız gerekir. Bu bağlamda, meyve ve sebze tüketimini artırmanız ve bu esnada karbonhidrat tüketimini azaltmanız önemle tavsiye edilmektedir. Hamilelik süresince uygun bir kiloya sahip olmanız, ani kilo almaktan ziyade kilonuzun aşamalı bir şekilde artması arzu edilen bir durumdur.
Cilt Bakımınız İçin İpuçları
1. Yeterli ve düzgün bir beslenme düzeniniz olsun. Cilt bakımı konusunda belki de en önemli tavsiye, hamileliğin en başından itibaren düzgün bir yemek düzenine sahip olmaktır. Bu sayede, aşırı kilo alma riskinin önüne geçme şansına sahip olacağınızdan, cildinizde de aşırı derecede gerilme sorunu yaşanmayacaktır.
2. Meyve ve sebzeler bakımından zengin bir beslenme düzenine ek olarak bol miktarda su içmeniz, cildinizin ihtiyaç duyacağı suyu vücut içerisinden almasını sağlayacaktır. Ayrıca, haftada üç kez et, balık ve tavuk gibi besinlerden ihtiyaç duyduğunuz proteini sağlamak vücudunuzda yeni kas liflerinin oluşmasını sağlayacak, böylece doğum sonrası sarkmalarını da önlemenize yardımcı olacaktır.
3. Yukarıda belirtilenlere ek olarak, nemlendirici etkiye sahip kremleri de her gün düzenli olarak kullanmanızı önermekteyiz. Bu kremler özellikle, selülit ya da çatlaklara karşı kullanılan ve doğal içeriklere sahip olanlar arasından tercih edilebilir.
Hamilelik Sürecinde Cilt Problemleri
Cilt çatlakları hamile kadınların büyük bölümünü etkileyen ve giderilmesi oldukça zor olan önemli problemlerden biridir. İspanya Cilt ve Cinsel Hastalıklar Akademisi (AEDV) Genel Sekreteri Dr. Hugo Vázquez, bu çatlaklarla en iyi mücadele yönteminin onların oluşmasını engellemek olduğunu ifade etmektedir.
Her ne kadar hamilelik sürecinde oluşan çatlakların tedavisinde kullanılmakta olan bir çok ürün ve içerik bulunsa da Dr. Vázquez, farklı çalışmalar ve bilimsel araştırmalar ışığında en etkin ve güvenli önleyici yöntem olarak gotu kola (centella asiatica) adlı bitkiyi önermektedir.
Diğer bir çok uzman da, çatlak oluşumunu tüm anneler için bir kabus olarak nitelendirmektedir. Bu çatlaklar, büyük oranda hamileliğin son üç ayında alınan ani ve yüksek miktarlardaki kilo sebebiyle cildin gerginleşmesi sonucu oluşmaktadır.
Ciltte oluşan çatlaklara neden olan bir diğer etmen de relaksin adı verilen ve doğum kanalının genişlemesine yardımcı olmak için eklemlerde maksimum esneklik sağlama işlevi gören hormondur. Bu hormon nedeniyle cilt, kolajen sentezleme özelliğini büyük oranda yitirmektedir.
Eğer çatlaklar pembe görünümlü ise, bu durum henüz çatlakların oluşum aşamasında bulunduklarını ve hala giderilebilir olduklarını göstermektedir. Diğer taraftan çatlaklar eğer beyaz renkli ise, bu bölgedeki dokuların parçalanmış olduğuna ve bu nedenle çatlakların ancak azaltılabileceğine işaret etmektedir.
Varisli Damarlar
Özellikle gebeliğin son dönemlerine doğru varisler yaygın olarak görülmektedir. Bu sorunun önüne geçmek için dar kıyafetlerden uzak durmanız ve çok uzun süre ayakta beklememeniz gerekmektedir. Ayaklarınızı yüksek bir yere uzatarak dinlenmeye çalışın. Bazı durumlarda elastik çoraplar giyilmesi de tavsiye edilmektedir.
Bazı uzmanlar, hamilelik süresince artan kan miktarı ve dolaşım hızının, hamile kadınların bacaklarında varisli damarların oluşmasına neden olduğunu ifade etmektedir.
Yukarıda işaret edilen önerilere ek olarak, yüksek topuklu ayakkabılar giyilmemesi, bacak bacak üstüne atılmaması ve vücudun alt kısmının soğuk su ile yıkanması da fayda sağlayacak diğer öneriler arasında bulunmaktadır.
Ciltte Pigmentasyon: Siyah Noktalar ya da Hamilelik Maskesi
İspanya Cilt ve Cinsel Hastalıklar Akademisi (AEDV) tarafından yapılan tanımlamada, melasma (ciltte oluşan siyah noktalar) “değişik renk tonlarında ve farklı farklı bölgelerde oluşan ve yavaş bir biçimde ortaya çıkıp zaman içerisinde ortadan kalkan pigmentasyon” olarak ifade edilmektedir.
Bu cilt problemi hamile kadınlar arasında oldukça yaygın olduğundan (yaklaşık olarak %50 oranında görülmektedir), hamilelik maskesi olarak da adlandırılmaktadır.
Ciltteki noktalar gebeliğin ikinci ve üçüncü aylarına doğru ortaya çıkar ve genellikle alın, yanaklar ve üst dudak bölgesinde görülür. Hamilelik ilerledikçe bu siyah noktalar da aşamalı bir biçimde daha belirgin bir hale gelir, ancak büyük oranda doğumdan sonraki bir yıl içerisinde ortadan kalkar.
Hamilelikte Görülen Diğer Cilt Problemleri
Cildin Kuruması: Vücutta meydana gelen sıvı kaybı hamilelik süresince cildin kurumasına yol açmaktadır. Cildi gün boyunca nemli tutabilmek için, hamileler için önerilen vücut ve yüz nemlendiricilerine ek olarak, bol miktarda su içmek ve yoğun bir biçimde güneş ışınlarına maruz kalmaktan kaçınmak gerekmektedir.
Sivilce: Daha önceden sivilce problemi olan kadınlar, hamile kaldıktan sonra özellikle ilk aylar süresince bu problemlerinin daha fazla arttığını görebilirler. Uzmanlar, bu tip durumlarda cildin mutlaka sürekli bir biçimde temiz tutulması ve retinoid içerikli kremler kullanılmamasını tavsiye etmektedirler.
Selülit: Hamilelik, bazı kadınlarda selülit probleminin artmasına da neden olabilmektedir. Bu durumun önüne geçebilmek için, bacaklardaki kan dolaşımını hızlandırmak amacıyla uzun yürüyüşler yapmak, sağlıklı ve dengeli bir beslenme düzeni oluşturmak ve vücudun sıvı ihtiyacını karşılamak için bol miktarda su tüketimi tavsiye edilmektedir.