Lösemi İçin Bir Umut: Gen Terapisi

Çocukluk lösemisi, genellikle 5 yaşın altındaki çocuklarda görülmektedir. Bu vakaların neredeyse %90'ında kemoterapi tedavisi hastalık sürecini tersine çevirmektedir. Peki geleneksel tedavi yöntemlerine cevap vermeyen lösemili çocuklar için ne tür çözümler bulunmaktadır?
Lösemi İçin Bir Umut: Gen Terapisi

Son Güncelleme: 03 Ekim, 2019

Çocuklarda en sık görülen kanser türü olan lösemi için son yıllarda geliştirilen yeni tedavi yöntemleri, yalnızca hastalığın gelişim sürecini yavaşlatmakla kalmamış aynı zamanda bu süreci tersine çevirmeyi de başarmıştır. Bu bağlamda gen terapisi adı verilen yöntem, B hücre lösemi hastalığı bulunan çocuklar için yeni bir umut ışığı olarak ön plana çıkmaktadır.

Ancak lösemiyi anlamak için öncelikle bu hastalığın hangi hücreleri etkilediğini ve neden kaynaklandığını bilmek gerekir. Lösemi, beyaz renkli, süngerimsi bir yapıya sahip olan ve femur, kalça ya da göğüs kafesi gibi uzun kemiklerin içinde bulunan bir doku olan kemik iliğinden kaynaklanmaktır.

Kemik iliğinde, kanda bulunan farklı hücrelerin kaynağı konumundaki az sayıda kök hücre bulunmaktadır: Lenfoid serisi hücreler (lenfosit) ve miyeloid serisi hücreler (alyuvarlar, trombositler ve bazı akyuvarlar). Peki B hücresi kanseri nasıl tetiklenir?

Çocuklarda Görülen Lösemi Nasıl Bir Hastalıktır?

Tüm kanserler, vücudun kontrol edilemeyen düzeylerde hücre üretmeye başlamasıyla ortaya çıkar. Bu anormal hücrelerin en önemli özelliklerinden biri normal hücreler gibi fonksiyonları tamamlandığında ölmüyor olmalarıdır. İnsan vücudunun tamamı hücrelerden oluştuğu için de kanser hastalığının herhangi bir organda ortaya çıkması olasılıklar dahilindedir.

Çocuklarda görülen lösemi ya da diğer bir deyişle kan kanseri, kemik iliğinde ortaya çıkan bir hastalıktır. Bu nedenle, özellikle akyuvarlar ya da miyeloid hücreleri (miyositler) başta olmak üzere kan hücrelerini etkisi altına almaktadır.

Kimi durumlarda kanserli hücreler sadece kemik iliğinde kalsa da, genelde vücudun kan dolaşımına sıçrar ve hastalığı tüm vücuda yayar. Bazı vakalarda, lenf düğümleri, dalak, karaciğer ve merkezi sinir sistemi gibi vücuttaki diğer bölgeleri de etkileyerek hastalığın yayılmasına neden olur.

Çocuk lösemisi

Çocuk Lösemisi ve Türleri

Taşıdığı karakteristik belirtilere göre Amerikan Kanser Birliği (ACS) çocuklarda görülen lösemi hastalığını şu alt gruplara ayırmıştır: Akut ya da çok hızlı yayılan lösemi, kronik ya da yavaş bir biçimde büyüyen lösemi, miyeloid hücreleri etkileyen lösemi ve lenfoid hücreleri etkileyen lösemi.

  • Akut lenfositik lösemi (ALL). Hastalığın en sık görülen türüdür. Akyuvarların oluşmasını sağlayan lenfositik hücreleri etkiler. B hücre lösemisi olarak da bilinir.
  • Akut miyeloid lösemi (AML). Miyeloid hücrelerinde ortaya çıkar. Akut lenfositik lösemi dışında kalan vakaların büyük bölümünü oluşturur.
  • Kronik lenfositik lösemi (CLL). Çocuklarda çok nadir bir biçimde rastlanır. Kemik iliğinde bulunan akyuvarları etkiler.
  • Kronik miyeloid lösemi (CML). Alyuvarları ve trombositleri oluşturan hematopoetik hücrelerde ortaya çıkar. Bu nedenle kan dolaşımını tümden etkisi altına alır. Çocuklarda sık görülen bir tür değildir.

Umuda Açılan Bir Kapı: Gen Terapisi

Yakın dönemde Barcelona’da bulunan bir klinikte, geleneksel tedavi yöntemlerine cevap vermeyen B hücre lösemisi (akut lenfositik lösemi-ALL) teşhisi konmuş bazı çocuklara farklı bir tedavi yöntemi uygulanmıştır. Bu çocuklar üzerinde , insanlar üzerinde henüz deney aşamasında bulunan ve tisagenlecleucel adı verilen yeni bir gen terapisi denenmiştir. Bu tedavi Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) tarafından 2012 yılında onaylanmış ve tedavide kullanılan ilaçların Novartis ilaç firması üzerinden dağıtımı da gerçekleştirilmiştir. Peki gen terapisi adı verilen bu tedavi tam olarak nedir?

Gen Terapisi

Gen terapisi, her hasta özelinde lösemi hastalığı ile mücadele için belirli hücrelere özel genlerin uygulanması yöntemiyle yapılan bir tedavi yöntemidir. Bu sayede, vücudun organ naklini reddetmesinin önüne geçilmiş ve kansere karşı belirli hedefler belirlenerek yapılan karşı saldırılarla tedavinin etkinliği artırılmış olmaktadır.

Çocuk Lösemisi İçin Tedavi Tasarımı

Bu süreç çeşitli aşamalardan oluşur ve tamamlanması yaklaşık 22 gün alır.

    • Öncelikle hastanın kan hücreleri alınır ve T lenfositler ayrıştırılır.
    • Daha sonra laboratuvar ortamında bu hücrelerin genetiği değiştirilir. Bu uygulama, Kimerik Antijen Reseptörü (CAR) adı verilen proteinin üretimi için bir DNA dizilimi de içerir.
    • CAR, CD19 adı verilen ve kanserli hücrelerin yüzeyinde bulunan diğer bir proteinin de tanımlanmasından sorumludur.
    • Hastanın değiştirilen lenfosit T (LT) hücreleri laboratuvar ortamında büyütülür ve bunlardan milyarlarca elde edilir.
    • Son aşamada, modifiye edilmiş lenfosit T hücreleri damar içi infüsori olarak hastaya verilir.
Çocuk lösemisi hücre

Kimerik Antijen Reseptörü (T-CAR) / CD19 Binomu Nasıl İşlev Görür?

Hücreyi, yüzeyi dal şeklindeki yapılarla çevrelenmiş ve bunların her birinin farklı yapısal özellikleri bulunan bir küre olarak düşünün. Dal şeklindeki bu yapılar, hücrenin çevresi ve diğer hücrelerle ilişkilerinin düzenlenmesinden sorumludur.

İncelediğimiz konu özelinde bakıldığında, hastanın modifiye edilmiş LT hücreleri, çok özel bir “dal” olan CAR (kimerik antijen reseptörü) üzerinde etkinlik sağlar. CAR, özel olarak hücre yüzeyindeki diğer bir “dal” olan CD19 proteinin tanımlanması işlevini görür. T lenfosit kanserli B hücresini tanımlayınca artık bu hücrenin yok edilmesi sürecine başlamak da mümkün hale gelir.

Ancak konuyla ilgili olarak Ulusal Sağlık Enstitüleri Direktörü Dr. Francis Collins şu görüşün altını çizmektedir:

“İmmünoterapötik yaklaşımların tartışmasız bir biçimde başarılı olduğunu iddia edebilmek için öncelikle cevaplanması gereken çok sayıda soru bulunuyor.”

-Dr. Francis Collins-

Çocuk Lösemisinde İmmünoterapötik Yöntemlerin Başarılı ve Başarısız Yönleri

Ulusal Kanser Enstitüsü (NIH) verilerine göre, üç ay süren bir tedavi sonucunda elde edilen veriler incelendiğinde, geleneksel kanser tedavisi yöntemlerine olumlu cevap vermeyen hastaların bu alternatif yöntemle hastalık belirtilerinde önemli oranlarda azalma olduğu gözlemlenmiştir.

Ancak yine de immünoterapötik tedavi yöntemleri konusunda son derece temkinli davranmak gereklidir. Çünkü bu yöntemlerin yol açması olası yan etkilerinin de dikkate alınması gerekir. Konu ile ilgili olarak Dr. Collins tarafından hazırlanmış olan raporda şu noktaların altının çizilmesi faydalı olacaktır:

  • CD19 proteini B lenfositlerde bulunmaktadır. Bu nedenle LT-CAR kanserli hücrelerle sağlıklı hücreleri birbirinden ayırt edemez. Bu nedenle hastaya, bağışıklık sistemini baskılayıcı tedavi (immünosupresyon) uygulanması gerekir.
  • Zamanında uygulanacak ilaç tedavisi sonrasında hafifleyen sitozin üretim sendromunun ortaya çıkması.
  • Herhangi bir tedavi gerektirmeden normale döndüğü düşünülen sersemlik ya da nöbet gibi nörolojik yan etkilerin ortaya çıkması.

Elbette bu yeni tedavi yöntemi, çocukları normal tedavi yöntemlerine cevap vermeyen aileler için yeni bir umut ışığı niteliği taşımaktadır. Her ne kadar halen mükemmel hale getirilmemiş ve deney aşamasında olsa da, immünoterapi yönteminin HPV (insan papilloma virüsü) ya da lenf kanseri gibi diğer hastalıklarda beklenenden çok daha iyi sonuçlar verdiğini unutmamak gerekir.


Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.


  • NIH. (19 octubre 2017). La terapia con células T y CAR ha sido aprobada para algunos niños y adultos jóvenes con leucemia [artículo en web]. Recuperado de: www.cancer.gov
  • Mouzzo, J. (28 noviembre 2017). La terapia génica contra la leucemia llega al Clinic [artículo en periódico]. Recuperado de: www.elpais.com
  • American Cancer Society. (12 febrero 2019). Tasa de supervivencia de las leucemias en niños [artículo en web]. Recuperado de: www.cancer.org

Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.