John Bowlby’nin bağlanma teorisi ve önemi
Her insan evladının sevgiye ihtiyacı vardır. Özellikle doğum sonrası çocuk ilk senelerinde ebeveynlerinden gelecek sevgi ve samimiyete ihtiyaç duyar. Bu yüzden bağlanma teorisini incelemek büyük önem taşır; bu yazımızda özellikle bağlanma teorisinin John Bowlby tarafından öne sürülmüş halini inceleyeceğiz.
İlk bilmemiz gereken şey, bu psikanaliste göre, her bebek sağlıklı bir şekilde gelişebilmek için en azından anneden olabildiğince çok sevgi ve ilgiye ihtiyaç duyar ve bu ihtiyaç onun en doğal hakkıdır. Bu sevgi ve ilgi hem fiziksel hem de bilişsel alanlarda çocuğa verilmelidir.
En basitinden bebeklerle oynayarak veya onları öpüp koklayarak onların motor yeteneklerinin gelişmesini sağlarız. Bebekler annelerinin çıkardıkları sesleri ve davranış şekillerini gözlemleyerek farklı çeşitlerde bilişsel yeteneklerini geliştirirler.
Bebekler neye ihtiyaç duyar?
Her bebek sevgi gösterilmesine, beslenmeye, bir yerlerden bir yere götürülmelerine ve ilgili bir şekilde korunmaya ihtiyaç duyar. Tüm bunlar sağlandıktan sonra ancak bebekler hayatta kalabilirler ve etrafındaki diğer insanlarla pozitif bir şekilde etkileşime geçebilirler.
Peki, bir bebek tüm bu ihtiyaçlarını nasıl karşılar? Başlangıçta ağlayarak tüm ihtiyaçlarını gideren bebek; daha sonra anlaşılabilmek için diğer mekanizmaları geliştirmeye başlar. Fakat farklı tipteki diğer mekanizmaların gelişiminden önce ebeveynlerin bebeklerinin ihtiyaçlarına dikkat göstermeleri ve bu ihtiyaçları sağlamaları gerekir.
Bağlanma kuramı nedir?
Bağlanma teorisi şu şekilde tanımlanabilir: Ebeveynler (ya da bakım ve koşulsuz sevgi verebilen başka bir figür) ve çocuk arasında kurulan duygusal bağ. Bu sebeplerden ötürü bu bağ aşağıda sunulan kavramlara işaret eder:
- Sevgi
- Koruma
- Her an onun için orada olabilmek
- Refakat etmek
- Temel ihtiyaçların karşılanması
Bowlby’nin bağlanma teorisine göre bu bağ sağlıklı, güçlü ve mutlu bir insan evladının yetiştirilebilmesi için vazgeçilmez bir yere sahiptir.
John Bowlby’nin teorisi bebeğin hissettiği korku, endişe veya güvensizlik gibi hislerin; bebeğin bağlandığı insanlardan (onun annesi, babası ya da bakıcısı) aldığı sevgi ve ilginin türüne, kalitesine ve miktarına işaret ettiğini belirtir.
John Bowlby’nin bağlanma teorisi
John Bowlby’nin teorisi; psikanaliz, evrim teorisi, davranış bilimleri gibi birçok bilimsel alan içerisinde yapılmış bilimsel araştırmalar üzerine kurulmuştur.
Bowlby kendi zamanında teorilerine yeterince ilgi gösterilmemiş hatta küçük düşürülmeye çalışılmış olsa da; günümüzde kendiliğinden apaçık kabul edilen bu temel önerme çocuk yetiştirirken göz ardı edilmesi oldukça zor bir gerçek haline gelmiştir.
Sağlıklı bağlanan çocuklar mutlu, duygusal anlamda güçlü ve bağımsız bireyler olarak büyürler. Sağlıklı bir şekilde bağlanan çocuklar kendilerinden emin olurlar, hata yapmaktan çekinmeyip hatalarından öğrenirler ve farklı durumlarda en iyi şekilde yüzleşmeyi bilirler.
Çocuklarını eğitmek için bu teoriyi dikkate almayı düşünen aileler, aşağıda sıraladığımız önlemleri göz ardı etmemelidir:
- Çocuğunuza gereken sevgi ve ilgiyi gösterebilmek için zaman yaratın (kaliteli vakit geçirmek de denebilir).
- Farklı şekillerde sevginizi göstermeyi ihmal etmeyin ve her zaman çocuğunuzun yaşını göz önünde bulundurarak bunu yapın. Örneğin, çocuklar küçükken diğer aşamalara göre daha fazla fiziksel temasa ihtiyaç duyarlar. Fakat şunu da unutmamak lazım ki çocuğunuzun büyümesi ve bağımsızlaşması artık bir kucaklanmayı ya da öpücüğü hak etmedikleri anlamına gelmez.
- Sabırlı olun. Ebeveyn olmak zor bir görev olsa da etrafımızda olup bitenlerin bizi aşağı çekmesine ve bunaltmasına izin vermemeliyiz. Elimizden gelenin en iyisini çocuklarımız için yapmaya hazır olmalı ve kendimizdeki en değerli özelliklerin çocukta da yetişmesi için çaba harcamalıyız.
- Bir denge kurun. 7/24 her gün ve her saat çocuğunuzu sevgiye boğup ona tatlı bir şekilde yaklaşmanız gerekmiyor. Sevgiyi ve ilgiyi bir görev gibi algılamaktan çok ne zaman bu tip hisler hissedersek o hisleri gösterdiğimizden emin olmalıyız.
- Çocuklarda belli değerlerin yeşermesi için onları eğitin ve gerektiğinde kendinizi de tekrar eğitmekten kaçınmayın. Eğitimin yaşı yok. Çoğu zaman çocuk yetiştirmek sadece çocuklar için değil kolektif anlamda ebeveynleri de içeren bir maceradır.
Bağlanma figürü ve bağlanma teorisiyle ilgili diğer önemli bilgiler
Bağlanma daha çok fiziksel temas üzerinden karşılanır ve bu tip bir yakın fiziksel temas çocuğa güven ve esenlik katar. Bunlar da sonuç olarak çocuğun sosyal yeteneklerinin ortaya çıkmasını ve güçlenmesini sağlar.
Bakım, güvenlik ve sevgi gibi temel ihtiyaçlara bebeklerin nasıl karşılık aldıkları onların duygusal anlamda kendilerini güvende hissedip hissetmemelerini belirler. Duygusal olarak kendini güvende hisseden çocuk için bu hisler daha sonra esenlik ve iyi bir yaşama sebep olur.
Bağlanma figürü (örneğin ebeveyn) çocuk için hayatta karşısına çıkacak her öğrenme fırsatında önemli bir yapı taşı olacaktır. Bu noktada bağlanma yaşanılan insan; çocuğun keşfedip, farklı şeyler deneyip, konfor bölgesinin ötesine geçerek gelişebilmesi için gereken özgüveni çocuklara sağlar.
Diğer bir deyişle çocuk eğer bağlanma figürüyle yakınsa korku duymaz, mutlu hisseder ve öğrenmek ve yeniliklere açılmak için arzu duyar. Çocuğun hayatında yakın bir bağlanma figürü olduğunda çocuk başına kötü bir şey gelmeyeceğini bilir çünkü o kendisini oldukça çok seven ve koruyan insanların gözetimi altındadır.
Bağlanma figürü ya da bağlanma figürleri eğer çocuğun hayatındaysa çocuk koşulsuz bir özgüven ve doğallık içerisinde büyür. Bunlar da çocuğun zaman içerisinde çevresiyle daha iyi bir etkileşime geçebilmesi ve az da olsa kişilik ve karakterinin oturmasında yardımcı olur.
Yetişkin ebeveynlerin çocuklarının duygusal ihtiyaçlarına karşı gösterdiği hassaslık; çocuğun duygusal sağlığı ve etkileşime geçeceği insanlarla ne tip ilişkiler kuracağında belirleyici olacaktır.
Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.
- Barudy, J., & Dantagnan, M. (2005). Los buenos tratos a la infancia: Parentalidad, apego y resiliencia. Editorial Gedisa.
- Garrido-Rojas, L. (2006). Apego, emoción y regulación emocional. Implicaciones para la salud. Revista latinoamericana de psicología, 38(3), 493-507. https://www.redalyc.org/pdf/805/80538304.pdf
- Marrone, M., Diamond, N., Juri, L., & Bleichmar, H. (2001). La teoría del apego: un enfoque actual. Madrid: Psimática.
- Mosquera D, Gonzalez, A (2009) Escala de Apego y Patrones Relacionales.
- Mosquera, D., & González, A. (2013). Del apego temprano a los síntomas del trastorno límite de personalidad. Revista Digital de Medicina Psicosomática y Psicoterapia, 3(3), 1-33. http://www.psicociencias.com/pdf_noticias/Apego_y_TLP.pdf
- Shaffer, D. R., & del Barrio Martínez, C. (2002). Desarrollo social y de la personalidad. Madrid: Thomson.