Anneleri Çıldırtan 7 Şey
Anne olmak, bir kadının hayatında yaşayabileceği en güzel aşamadır. Her ne kadar bu durum bir mucize ve lütuf olsa da, biz anneleri çıldırtan şeyler de içerir.
Bu, daha önce üzerinde çalışmadığımız bir aşamadır ve hiç deneyimlemediğimiz şeyleri ve bazı zorlukları da içerir. Annelik; hayaller, beklentiler ve aynı zamanda korkularla dolu uzun bir yoldur.
Bu makalede, annelikle ilgili bizi çıldırtan yedi şeyi tartışacağız. Liste kesinlikle daha da uzatılabilir, ancak şimdilik yedide bırakacağız.
Dürüst olmak gerekirse, geçmişe baktığımızda, o bizi çıldırtan ve anlamsız anları hatırlamaktan bile zevk alırız.
Annelikte görülen ve bizi çıldırtan 7 şey
Zamanın yetmemesi
Anne olduktan sonraki hayat bir saat tarafından yönetilir. Bu sürekli devam eden bir yarıştır. Yeterli zamanın olmaması bir kural haline gelir. Bu anneliği daha da zorlaştıran şeylerden biridir. Sahip olduğumuz kısıtlı zaman bile farkına varmadan geçer gider.
Bebeğin bakımı, ev, iş ve günlük yaşamın gereklilikleri arasında, bize zevk veren küçük şeylere vakit ayırmak için çok az zamanımız olur. Ayrıca, her şey bize sanki hızlı çekimde gerçekleşiyor gibi gelir.
Örneğin, bugün kollarımızda bir aylık bebeğimiz var. Göz açıp kapama süresinde çocuk büyür ve evin etrafında koşmaya başlar. Zaman, annelik döneminde büyük bir ikilem haline gelebilir.
Hafta sonları bile erken kalkmak
Bu sezgiseldir. Biyolojik saat annelikten sonra sıfırlanır ve en ufak gürültüden dolayı uyanmaya başlarsınız.
Hafta sonları bile, sabahları gözleriniz diğer aile üyelerinden önce açılır. Kahvaltı hazırlarken, bir yandan da bebeğin ihtiyaçlarına odaklanırsınız.
Artık eskiden olduğu gibi rahatça uyuyamazsınız. Bunun nedeni, çocuğunuz doğduğu andan itibaren kalbinizin göğsünüzün dışında atmaya başlamasıdır.
Uykusuz geceler
İlk birkaç ayda bebeğin huysuzlandığı saatlerde biz de çıldırırız. Gözlerimizin etrafında koyu halkalar belirir ve geceler en büyük yoldaşımız haline gelir. Bu aylar aslında güzeldir, ama aynı zamanda oldukça da zorlu geçer.
Bebeğiniz her iki saatte bir beslenmek ister ve gece yarısından sonra bile açlığını size bildirmek için uyanır. Bu, bebeğiniz daha uzun aralıklarla uyumaya başlayana kadar sürecek bir durumdur.
Bu arada, geceleri uykusuz kalırken aynı zamanda da ruh halinizi iyi tutmaya çalışırsınız.
Herkesin bir fikri ve tavsiyesi olması
Bu gayet tipiktir. Özellikle de büyük, geniş bir aileyle birlikte yaşayan anneler söz konusu olduğunda. Herkes bebek büyütmek için en iyisini bildiğini sanır ve doğru bildiği görüşleri size aktarmak ister.
Hiçbir ayrıntıyı atlamazlar ve bazen çok katı ve kaba olabilirler. Çocukların bakımı ve beslenmesi ile ilgili kuralların ne olduğunu ve kendi düşündüklerini size bildirmek isterler.
Bunu önlemenin hiçbir yolu yoktur: sabırlı ve hoşgörülü olmaya çalışın ve aile içinde saygı duyulması gereken sınırları belirleyin.
Yardım eksikliği
Siz ve bebeğinizle ilgilenen bir ordunuz olsa bile sahip olduğunuz bütün sorumlulukların altında ezilmiş hissedebilirsiniz.
Bazen diğerlerinin görevlerini gerektiği şekilde yapmadıklarını hissedersiniz ve yalnız hissetmeye başlarsınız. Eşinizden beklediğiniz yardımın eksikliği histeri krizlerini tetikleyebilir.
Bu yüzden ilişkinin bu aşamasında çok fazla tartışma yaşarsınız. Size bir tavsiye: İletişim kurun.
Ruh hali değişiklikleri
Hormonlar hamilelik sırasında ve sonrasında çok değişkendir. Artık doğum sonrası depresyondan daha çok bahsedilir olmaya başlandı. Eğer bu durum doğru tespit edilip, gerektirdiği şekilde tedavi edilmezse uzun süre bizimle kalabilir.
Rahatlama egzersizleri yapmaya çalışın. Bir mola verin ve gerekirse önceki halinize dönmek için tıbbi yardım alın.
Kişisel alan eksikliği
Artık kendinizle baş başa veya eşinizle yalnız olamayacaksınız. Bu büyük bir değişiklik olsa da, uyum sağlamayı öğreneceksiniz.
Bebeğinizin sıcaklığı ve size sunduğu koşulsuz sevgi sonucu, sürekli onunla birlikte olmak isteyeceksiniz. Bu durum ailenizde yeni bir dönemi başlatacak. Her şeyin tadını çıkarın, hatta sizi çıldırtan ve aklınızı kaçırmanıza sebep olan şeylerin bile.