Doğum Yapmak İçin En İyi Pozisyonlar Nelerdir?
Doğum sırasında tercih edilen pozisyonlar tarih içerisinde birçok değişime uğramıştır. Günümüzde ise en fazla kullanılan pozisyon Dr. François Mauriceau tarafından 1668 yılında bulunan litotomi pozisyonudur.
Gelgelelim uzmanlar tarafından ortaya sürülen birçok sebep bu pozisyonun doğum için en uygun pozisyon olmadığına işaret etmektedir.
O zaman akıllardaki soru şudur; en uygun doğum pozisyonları hangileridir?
Birçok bilim adamı ve kadın doğum uzmanı günümüzde en çok kullanılan doğum pozisyonu ile ilgili çok ciddi iddialarda bulunmaktadır.
En çok kullanılan bu pozisyon anne adayının arkasına yaslandığı ve genellikle doktorların hareketi önlemesi için bacakları metal desteklerin üzerine yerleştirdiği yatay pozisyondur.
Litotomi pozisyonunun kullanılmasının altında iki sebep yatmaktadır.
İlk olarak, bu pozisyon bebeğin kalp atışlarının düzenli olarak kontrol edilebilmesini sağlamaktadır. Fakat Dünya Sağlık Örgütü bu müdahalenin birçok vakada gerekli olmadığı kanısındadır.
Bu pozisyonun tercih edilmesinin arkasında yatan diğer bir sebep ise tuhaf görünse de doğum ekibinin rahatlığıdır.
Hareket eden ve pozisyon değiştirme eğiliminde olan bir hastaya doğum yaptırmak çok daha zor olacağından, doktorlar genellikle bu pozisyonu seçmektedirler.
Diğer bir deyişle, bu pozisyonun tercih edilmesi, hastanın ihtiyaçlarından çok doğum ekibinin rahatlığı göz önünde bulundurularak yapılmaktadır.
Yatay Pozisyonda Doğum Yapmanın Riskleri
Doktorlar tarafından doğum için bu pozisyonun tercih edilmesinin yarattığı riskleri vurgulamamız önemlidir.
- Bebeğe temiz kan taşıyan damarların bu pozisyondan kaynaklı sıkışma riski bebek için tehlike arz etmektedir.
- Anne adayı daha acılı bir doğum süreci geçirmektedir.
- Bu pozisyonda, doğuma yardımcı olabilecek yer çekimi kullanımı geçersiz olmaktadır.
- Annenin tamamen hareketsiz olması rahim boynunun genişlemesini ve dolayısıyla da doğumun gidişatını yavaşlatmaktadır.
- Ciddi perineal yaralanmaları için potansiyel risk oluşturmaktadır.
- Doğumda medikal girişimlere fazlaca başvurulması riski, bu müdahaleler doğum için her zaman gerekli olmayabilir.
En İyi Doğum Pozisyonları
Yukarıda bahsedilen bilgiler ışığında, en iyi doğum pozisyonları ile ilgili oluşturduğumuz detaylı listemiz aşağıdaki gibidir.
Bu pozisyonlar arasından yapılacak tercih annenin özel ihtiyaçlarına ve seçimine bağlı olarak şekillenmelidir.
1. Gövde yukarı pozisyonu
Bu pozisyonda, hasta ayakta ya da dizlerinin üzerinde duruyor olabilir. En büyük avantajı doğum esnasında yer çekiminin de bebeğin inişine katkıda bulunabilmesidir.
Diğer bir avantajı ise anne karnındaki bebek ve pelvisin düzgün bir şekilde aynı hizada bulunabilmesidir.
Bunlara ek olarak bu pozisyon, önemli kan damarları üzerine baskı gelmesine sebep olmamaktadır. Sonuç olarak bebekte ve annede arteriyal hipertansiyon gelişmesi riski yoktur.
Böylece kasılmalar daha yoğun ve etkili olurken aynı zamanda da daha acısız gerçekleşmektedir.
Bu pozisyonun dezavantajı ise, anne adayının ıkınma esnasındaki kontrolünün azalmasıdır. Bu sebeple eğer bebeğin dışarı itilmesi gereğinden fazla hızlı gerçekleşecek olursa yırtılmalar oluşabilir.
2. Oturma pozisyonu
Anne adayı bu pozisyonda yatağa, yere ya da sandalyeye ters olarak oturabilir. Bu pozisyon yer çekimi ve anne karnındaki bebek ile pelvisin hizalanması açısından gövde yukarı pozisyonu ile benzer faydalar göstermektedir.
Bebeğin başı göründüğü zaman anne, bebeğin tamamen dışarı itilmesi için bir başka pozisyona geçmelidir.
Yine de bu pozisyon epidural anestezinin uygulanması ve takibinin mümkün olması açısından pozitif olarak değerlendirilmektedir. Bununla birlikte, anne adayının dinlendirilmesine de olanak sağlamaktadır.
“Birçok bilim adamı ve kadın doğum uzmanı günümüzde en çok kullanılan doğum pozisyonu ile ilgili çok ciddi iddialarda bulunmaktadır.”
3. Bir tarafa yatma pozisyonu
Bir tarafa yatmak annenin belinin alt tarafını rahatlatır ve bacaklardaki dolaşımın devamlılığını sağlar.
Bu pozisyon kan damarlarına basınç uygulamadığı için, özellikle annenin düşük kan basıncına sahip olduğu vakalarda yararlıdır.
Kasılmalar uzun sürse de daha etkili bir şekilde gerçekleşmektedir.
Annenin dinlenmesine izin vermesi ve perineal (apış arası) yaralanmaları riskinin düşük olması sebebiyle bu pozisyonun en etkili pozisyonlardan biri olduğu düşünülmektedir.
4. Diz çökme pozisyonu
Genellikle kadınların yatağa diz çökmesi şeklinde uygulanır. Anne adayı vücut ağırlığını dizleri üzerine verir.
Aynı zamanda dizlerini olabildiğince birbirinden ayırarak ayaklarını bitişik tutar. Bu pozisyon rahim boynu genişlemesine artırıcı etki gösterir.
Bu pozisyon doğum sürecinin daha uzamasına sebep olurken, yer çekimi herhangi bir zorluk yaratmaz.
Buna ek olarak diz çökme pozisyonu maksimum oksijenasyona yardımcı olur ve annenin sırtındaki yükü azaltır.
Bu pozisyon uzun bir doğum için fazla yorucu olabilse de, anne adayı bir süre için doğum topuna oturarak gövdesi üzerinde dinlenebilir. Diz çökme pozisyonu gerektiğinde rahatlatıcı bir sırt masajına da imkan sağlar.
Sonuç olarak tüm doğum pozisyonları düşünüldüğünde, ideal kabul edilebilecek bir pozisyon bulunmadığını belirtmemiz gerekir.
Hangi vaka olursa olsun, önemli olan anne adayının rahatça hareket edebilmesi ve gerektiğinde vücudunun talep ettiği pozisyona geçebilme özgürlüğünde olmasıdır.
Ancak bu zordur çünkü tıbbi ekibin müdahale etmesinin gerekmesi, bu durumu neredeyse imkansız hale getirmektedir.
Bu sebeple en iyisi annenin rahat hissetmesi ve tıbbi ekibin müdahale kabiliyetinin kısıtlanmaması arasındaki dengenin kurulmaya çalışılmasıdır.
Birçok hastane farklı doğum pozisyonlarının tercih edilmesini daha olası hale getirmek adına çeşitli önlemler almaktadır.