Gençlerin Yorgun ve Stresli Olduğunu Nasıl Anlarsınız?
Yorgun ve stresli hissetmek yetişkinlere mahsus değildir. Günümüzde, gençler de özellikle önceki jenerasyonlara kıyasla çok fazla baskı altındadır.
Ancak buradaki sorun, yorgun veya endişeli hissettiğinde, çocuğunuzun bu durumlarla mücadele etmek için gerekli stratejileri bilmiyor olmasıdır. Bunun sonucunda da çocuk kendisini mutsuz hissedebilir ve depresyona bile girebilir.
Gençlerin yorgun ve stresli olduğunun göstergeleri
Anne baba olarak, ergenlik çağındaki çocuğunuzun yorgun ve stresli hissettiğini gösteren belirtiler konusunda dikkatli olmak önemlidir. Bu gibi durumlarda, endişeyle en iyi şekilde mücadele etmeye yardımcı yöntemler öğretmek için çocuklarınıza yardımcı olmalısınız.
- Insomnia. Eğer çocuğunuzun uykusunda problem varsa, bir şeyler yolunda gitmiyor demektir. Uyumadan önce, çocuğunuzun elektronik aletler karşısında geçirdiği zamanı kısıtlayın. Böylece daha iyi uyuyabilir.
- Fazla anksiyete. Rahatlamada zorlanma, özellikle yoğun anksiyete hissedilen zamanlarda son derece sinir bozucu olabilir. Eğer çocuğunuz genellikle huzursuz ve endişeliyse, bunun ardında bir tükenmişlik olabilir.
- Yeme alışkanlıklarında değişim. Bu aşırı yeme ya da yeterli yememe şeklinde olabilir. Burada önemli olan nokta, yeme düzenindeki değişimin çocuğunuzun duygusal olarak tükenmişliğini göstermesidir. Sağlıksız yiyecekler tüketmek, devamlı ruh hali değişikliklerine sebep olabilir ve kötü ve istenmeyen davranışlara yol açabilir.
- Riskli davranışlar. Eğer çocuğunuz ilk kez alkol kullanıyorsa veya onun herhangi bir madde kullandığından şüpheleniyorsanız, bunun sebebi bu maddeleri stresten bir kaçış yolu olarak görmesidir.
- Dürtüsel veya duygusal davranışlar. Ruh halindeki dengesizlikler için doğrudan hormonları suçlamak yerine, biraz daha derin düşünmelisiniz çünkü bunun suçlusu tükenmişlik ve yorgunluk olabilir. Buna ek olarak, çocuğunuzda yoğun öfke, mutsuzluk veya diğer duygularla ilgili nöbetler gözlemliyorsanız, onunla stres hakkında konuşmanızın zamanı gelmiş demektir.
Yorgun ve stresli hisseden çocuğunuza nasıl yardımcı olmalısınız?
Artık ergenlik çağındaki çocuğunuzun yorgun ve stresli olup olmadığını nasıl anlayacağınızı biliyorsunuz. Burada en önemli olan nokta, çocuğun yeniden kendini iyi hissetmeye başlaması için ona nasıl yardımcı olacağınızı bilmektir.
Pek çok ebeveyn için geçerli olan bir strateji, çocuğa sınıfında tükenmişlik semptomları gösteren bir arkadaşı olup olmadığını sormaktır.
Konuları çocuğunuza bu şekilde gündeme getirmek, misilleme korkusu olmadan çocuğun kendisini daha açık bir şekilde ifade etmesine yardımcı olur. Bu sayede çocuk, “Anneme kendimi çok yorgun hissettiğimi söyleyemem çünkü geceleri telefonumu elimden alır” gibi düşüncelere kapılmaz.
Çocuğunuza semptomlar konusunda konuşma şansı vermek ve sonrasında bunların üstesinden nasıl geleceğine dair sizinle konuşmasına olanak tanımak, çocuğun duygusal olarak sizden uzaklaşmasına sebep olmadan konuya dahil olmasını sağlar.
Eğer çocuğunuz arkadaşının akademik hayatıyla özel hayatı arasında dengeyi kurmaya çalıştığından bahsediyorsa, ona bu konuda tavsiyeler verin.
Bazı aktivitelerden vazgeçebilirler mi? Daha fazla aktiviteye vakit ayırmak için ekran karşısında geçen süreyi azaltmak gerekir mi? Ne kadar boş zamanları olduğuna dair bir çizelge yapıp bundan faydalanıyorlar mı?
Yukarıda bahsettiğimiz uyarı işaretlerinden herhangi biri çocuğunuzda varsa, davranışı sürekli eleştirmek yerine, bunu zaman yönetimi, önceliklerin belirlenmesi ve stresin azaltılması hakkında konuşmak için bir fırsat olarak kullanın.
Çocuğunuz yorgun ve stresliyse zaman yönetimi daha iyi olmalı
Gençlerin üzerindeki baskıyı hafifletmeye çalışırken ebeveynin yapabileceği en önemli şeylerden biri, çocuğun zaman yönetimine dair kararlar almasına yardımcı olmaktır. Ergen olmak zordur.
Hayattaki tüm deneyimleri göz önüne aldığımızda, milyonlarca yeni deneyim ve baskı unsuruyla karşılaşırız. Yaşamını yeniden düzenlemesine olanak tanıyacak gerekli bilgileri çocuğunuza verin. Böylece, yorulmadan zamanını nasıl daha iyi yönetebileceğini öğrenir.
Ayrıca, günlük hayatına yardımı dokunacağı takdirde, kendi yöntemlerinizi de çocuğunuza açıklayabilirsiniz. Kendinizden örnekler vermek, çocuğunuzla aranızdaki duygusal bağı güçlendirir. Ayrıca, çocuk kendini anlaşılmış ve kabul görmüş hisseder.
Çocuğunuzu yargılamaktan veya eleştirmekten kaçının. Çocuğunuzun eleştirinizden ziyade yardımınıza ihtiyaç duyduğunu unutmayın!