Çocuğunuza En İyiyi Verebilmek için Kendinize De İyi Bakın

Çocuğunuza En İyiyi Verebilmek için Kendinize De İyi Bakın

Son Güncelleme: 10 Aralık, 2018

Bir kadın olarak kendine bakmak, akıllı, sağlıklı ve iyi bir eylemdir. Çocuklarımıza en iyi şekilde bakabilmek için kendimizin de ne kadar değerli olduğumuzu hatırlamamız gerekir. Bu, korkularımızı bir kenara bırakabilmek için güçlü olmak demektir. Aynı zamanda bu; umutları yeşerten, iyileştiren, rehberlik eden ve ruhumuzu besleyen bir iyiliği kucaklamak anlamına da gelir.

Birçok çocuk yetiştirme ve annelik uzmanı, bize bir annenin temel ihtiyaçlarını karşılaması gerektiğini hatırlatır. Onlar bunu derken, sadece fiziksel ihtiyaçlara değil, duygusal ve psikolojik ihtiyaçlara da atıfta bulunurlar. Annelerin hem hamilelik sırasında hem de doğumdan sonraki ilk aylarda kendileriyle ilgilenmeleri önemlidir.

Aile ve arkadaşlar, her zaman anne adaylarınınn kadın doğum randevularına gitmeleri ve ultrasonlarını yaptırmaları konusunda ısrar ederler. Hamilelik sırasında doğru beslenme konusunda takıntılı oluruz. Ama anne adaylarının nasıl hissettikleri konusunda çok nadiren endişe duyarız.

Bu konularla ilgili bazı değişiklikler yapmamız gerekiyor. Hamilelik sonrası depresyon, kadınların %15’ini etkiler. Bu küçük bir sayı değildir. Bir adım atmalı ve bu konuyu ele almalıyız.

Bazen bir anne her şeyi idare edemez ve yardıma ihtiyaç duyar. Tavsiyeye, rehberliğe ve her şeyden önce onun anlaşıldığını hissetmesini sağlayan yakın hissettiği birisine ihtiyacı vardır. Yoksa, muhtemelen kendinin kötü bir anne olduğunu düşünecek ve aksine inanmakta zorlanacaktır.

Kendimize yatırım yaparak, yaşam kalitemizi arttırırız. Kendimizi hak ettiğimiz şekilde önemsemeliyiz. Kadın olarak iyileşmeliyiz. Mutluluğu yakalamanın ve aynı zamanda çocuklarımıza en iyisini vermenin ilk adımıdır bu. Aynı şey babalar için de geçerlidir.

Ruhsal ve duygusal sağlığımıza dikkat etmek, çocuklarımızı büyütmede başarılı olmayı garanti edecektir. Bu, her türlü zorluğu atlatabilmeyi sağlayan kişisel ve ailevi uyumu da garanti eder. Her gün, her detayın tadını çıkarabilmemizi sağlayacak bir uyumu…

Kendimi bir kadın olarak iyileştirmekle içimdeki yaraları tespit edebilirim

kafa kafaya iki kadın

“Kendimizi iyileştirmekten” bahsettiğimizde neyi kastediyoruz? Her şeyden önce çoğumuzun, her gün bir dizi çözülmemiş sorunla yüzleştiğini hatırlayalım. Bunlar öfke, gizli üzüntüler, travmatik anılar, karşılanmamış ihtiyaçlar, boşluk hissi gibi şeylerdir.

  • Hiç kimse, bu yaralara sahip olduğunda bir başkasına o otantik gücü ve sevgiyi veremez. Bu küçük kara delikler günlük yaşamımızın birer parçası haline gelir ve hatta çocuklarımızı yetiştirme şeklimizi bile etkiler.
  • Bizi özgürce nefes almaktan alıkoyan bu yaraları iyi tanımlamalıyız.
  • Yaralarımızı nasıl tanımlayacağımızı ve onları kabul ettiğimizi bilmek, iyileşmeye yönelik atılacak ilk adımdır.
  • Daha sonra, yarayı biraz havalandırmalıyız. Ağlayın ve rahatlayın… Ve sonrasında dik durup ilerlemeye devam edin.

Cesur olmak, nasıl affedeceğini bilmek ve yol boyunca bilgelik kazanmak

İyileşme, aynı zamanda, yaşadığımız ve tecrübe ettiğimiz her şeyin bizi daha da güçlü hale getirdiğini anlamakla olur. Bunun gerçekleşmesi için affetmeyi öğrenmeliyiz. Geçmişi geçmişte bırakmamız, o defteri kapatmamız ve yeni ufuklara bakmamız gerekiyor. Geleceğimiz, umut ve hayallerle dolu.

  • Geçmişin esiri olmayın. Şu anınız fırsatlarla dolu. Hayatınızı öğrendiğiniz derslerle yeniden başlatın. Sizi tanımlayan o deneyimleriniz birleşerek sizin hikayenizi oluşturur.
  • Siz, zayıflıklarından ders alıp kendini güçlendirmeyi başaran esnek bir kadınsınız. Bu yüzden geçmişten gelen acı döngüsünü kapatın ve şimdiki zamana geçin. Artık her şey yeni ve siz bu hikayenin ana kahramanısınız.
filler

Kendime iyi bakıyorum ve elimden gelenin en iyisini sunabilmek için kendimi seviyorum

Anneler! Kendinizi ihmal etmeyin. Bebeğinizle ilgileniyorsunuz, uyurken onu seyrediyor, onu sık sık besliyorsunuz, her zaman dikkatli davranıyorsunuz, onların ihtiyaçlarını görüyorsunuz…. Peki, ya kendiniz için ne yapıyorsunuz? Kendinize dikkat ediyor musunuz?

Kendinizi geri plana atmayın. Kendinize bakmak için zaman ayırın. Eşinizle olan ilişkinize özen gösterin. Arkadaşlarınız veya tanıdıklarınızla zaman geçirmek için sık sık dışarı çıkın. Bunları yapmazsanız, ipin ucunu kolayca kaçırabilirsiniz.

el ele anne kız

Kendinize dikkat etmek: Sizi daha güçlü, mutlu ve daha memnun kılacak bir öncelik

Siz birer annesiniz. Ama aynı zamanda da birer kadınsınız, eşsiniz, arkadaşsınız, kızsınız, kardeşsiniz. Siz, büyümeyi, olgunlaşmayı ve öğrenmeyi arzulayan bir insansınız. Tüm bu rolleri ve arzuları dengede tutmanız gerekiyor, çünkü ancak o zaman gerçek anlamda tatmin olabilirsiniz.

Çocuğunuzla geçirdiğiniz her an size bir hediyedir. Yine de kendinize birkaç saat ayırmak sizi kötü bir anne yapmaz.

Öyleyse devam edin ve sorumluluklarınıza vekil atayın. Eşinizin, bir akrabanızın veya güvendiğiniz birinin çocuklarınızla ilgilenmesini sağlayın, böylece bir süre kendinize zaman ayırabilirsiniz. Geri döndüğünüzde yenilenmiş hissedeceksiniz!

Her gün yeni bir şeyler yapın. Bir anne olmak genellikle aynı rutini sürekli tekrarlamak demektir. Bir şekilde bu rutini değiştirmeye çalışın! Bazen, günümüzde küçük bir ayrıntı bile büyük bir mutluluk getirebilir! Yürüyüşe çıkmak, kitap okumak, arkadaşlarınızı aramak vb.

İyileşmek, sahip olduğunuz kimliği kucaklamak ve mutlu olmak için daha ne bekliyorsunuz? Çocuğunuza elinizden gelen en iyi örneği sunun. Ona ne kadar güzel, olgun ve cesur bir insan olduğunuzu gösterin!


Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.


  • Bowlby, J. (1986). Vínculos afectivos: formación, desarrollo y pérdida. Madrid: Morata.
  • Bowlby, J. (1995). Teoría del apego. Lebovici, Weil-HalpernF.
  • Garrido-Rojas, L. (2006). Apego, emoción y regulación emocional. Implicaciones para la salud. Revista latinoamericana de psicología, 38(3), 493-507. https://www.redalyc.org/pdf/805/80538304.pdf
  • Marrone, M., Diamond, N., Juri, L., & Bleichmar, H. (2001). La teoría del apego: un enfoque actual. Madrid: Psimática.
  • Moneta, M. (2003). El Apego. Aspectos clínicos y psicobiológicos de la díada madre-hijo. Santiago: Cuatro Vientos

Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.