Annemin Beyni
Merhaba anne,
Bugün sana beyninde ne gibi hisler uyandıracağımdan ve varlığımın, düşünme ve hissetme şeklini nasıl sonsuza kadar değiştireceğinden bahsedeceğim. Beni rahatça anlayabilmen için en başından başlayacağım.
Başına gelecek ilk şeylerden biri, progesteron ismindeki bir hormonun vücudunda bol miktarda salgılanacak olması. Bu hormon göğüslerini daha hassas ve beynini daha sakin kılacak. İlk başlarda midenin bulanmasına sebep olacak ve normalden daha fazla yemek yemek ve dinlenmek isteyeceksin.
Beynindeki susama ve acıkma bölgelerinin uyarılmasına sebep olan hormonun sorumlusu benim. Diyelim ki acıktım, o zaman sen, ihtiyacım olan besinleri sağlamak için daha fazla miktarda kan üretmek zorunda kalacaksın.
Sakın korkma, su şişesini bırakmak istememen ve tuvaletten çok da uzaklaşmak istememen oldukça normal. Bunun sebebi, muhtemelen beynin yüzünden bazı gıdaları canının çekmesi veya belli kokulardan rahatsız olmanla aynı.
Bana zarar verebilecek şeyleri yemek istemediğin için, birçok şey seni iğrendirecek ve bazen mideni dahi bulandırabilecek. Sakın endişelenme, bu sadece hamileliğinin ilk çeyreğinde gerçekleşecek. Bütün bu değişimler oldukça normal.
Şunu da bilmen gerekiyor ki, progesteron seviyesi hamileliğin ikinci ve dördüncü ayında ondan yüze çıkar ve etkileri aynı bir Valium’daki anksiyolitik kadar kuvvetlidir. Sanki beynin bir sakinleştirici almış gibi olur ve rahatlarsın. Tek istediğim ikimizi de stresten korumak.
Dördüncü ayda
Dördüncü aydan itibaren, beynin hormonal değişikliklere alışmış olacak. O dönemden itibaren yemek yemeye normal bir şekilde ve hatta biraz endişe duyarak devam edebileceksin.
Beyninin bilinçli ve bilinç dışı kısımları, evim olan rahmindeki değişikliklerin farkında olacak. Annecim, burası çok güzel, karnın çok rahat. Kalp atışlarını dinlemeyi ve sıcaklığını hissetmeye bayılıyorum.
Ama sakın alışayım deme anne. Burada olduğumu bilmeni istiyorum. O yüzden, beşinci aydan itibaren karın bölgende gaz baloncukları gibi şeyler hissetmeye başlayacaksın. Aslında, yemekten sonra oluşan tipik gaz olduğunu düşünebilirsin, ama öyle değil.
Beynin çoktan benim hareketlerimin farkında. Gitgide varlığımın farkına varmaya başlayacaksın. Beynin değişti ve gitgide koku, susuzluk ve açlık devreleri genişledi. Neden biliyor musun? Sevgi için.
Beni çoktan tanımaya başladın, artık tekmelerimi fark edebiliyorsun, hareket ettiğimi hissedebiliyor ve bana bakıp kollarına almanın nasıl bir şey olduğunun hayalini daha fazla kuruyorsun. Muhtemelen babam ve etrafındaki insanlar da hareketlerimin farkında ve küçük kalp atışlarımı karnından dinliyorlar.
Progesteronun sakinleştirici etkisi
Östrojen seviyendeki artış, ben içindeyken stres hormonlarıyla başa çıkmamıza yardımcı oluyor. Bunu biliyor muydun anne? Hem ben hem de beni koruyan plasenta o kadar çok kortizon (stres hormonu) üretiyor ki hamileliğinin sonunda vücudun sanki zorlu bir fiziksel egzersiz yapmış gibi olacak.
Ancak bu hormonlar seni strese sokmuyor. Aslında yaptıkları şey, ne yediğini takip etmen, bulunduğun ortamın güvenli olup olmadığını anlaman ve etraftaki her şeyin iyi gidip gitmediğinden emin olmanı sağlamak.
Kendine, bana ve bakımımıza odaklanmana yardımcı oluyorlar. Ayrıca, beyninin boyutunu ve yapısını da değiştirebiliyorlar. Beyninin eski boyutuna dönmesi hamileliğin altıncı ayı ila doğuma kadar sürebiliyor.
Anne, beynini kocaman yaptım… Ama bu seni asla endişelendirmesin. Normale dönecek. Beynin sadece ara yolları ana yollara dönüştürüyor. Yani kabiliyetlerini kaybetmenin aksine yenilerini kazanacaksın. Ve en sonunda kafandan çıkıp gitmeden, normal haline dönecek.
Doğumum yaklaştığında
Doğumuma az bir süre kala, beni düşünüp çok endişeleneceksin. Muhtemelen ikimizi de bekleyen o büyük andan nasıl sağ salim çıkacağımızı düşüneceksin.
Daha sonra çok daha dikkatli olacaksın, bir ördek gibi yürüyeceksin ve yürürken etraftaki şeylerden destek alacaksın. Ne zaman istersem o zaman doğacağım anne. Kendi beklentilerini yerine getirmemi bekleme.
Suyun geldiğinde, beynin rahminin kasılmasına yardımcı olmak için oksitoksin ve cesaretle dolup taşacak. Progesteron seviyelerin (hani şu bizi “sakinleştiren” hormon) düşecek. Oksitoksin ve cesaret seli, beyninde birçok yeni bağlantı yaratılmasına sebep olacak.
Daha sonra ben gelip seni selamlayacağım. Yorgunluktan öylesine tükenmiş olacaksın ki etrafı bulanık görebilirsin. Ama beynin beni sevmek için hazır olacak. Beni koklar koklamaz, beni kollarına alıp yüzüme bakar bakmaz, beni dünyadaki tüm bebeklerden kolayca ayırabileceksin.
Gücün ve bana bakma isteğin sonsuza kadar beynine yerleşmiş olacak. Beni korumak pahasına kendini bir kamyona bile siper edecek kadar güçlü hissedeceksin. Bize karşı koyabilecek hiçbir şey olmayacak.
Büyük ihtimalle geniş bir hafıza kapasiten olacak, ve aynı zamanda, o andan itibaren hayatının sonuna kadar, daha esnek, verimli ve cesaretli olacaksın. Beynin, beni sevmen ve sürekli yanında tutman için kendini hazırladı.
İşte bu, anne, hiçbir zaman değişmeyecek. Umarım şimdi birbirimizi nasıl bu kadar çok sevdiğimizi daha iyi anlamışsındır. Sanki bir büyü gibi, değil mi? Birlikte büyümek ve birbirimizi daima daha iyiye taşımak ne kadar da müthiş! Tarif edecek kelime bulmak bile güç… O yüzden, şu andan itibaren öpücüklerim, sarılmalarım ve çokça sevgimle bunu belli edeceğim. Aynı senden öğrendiğim gibi!