Tek Çocuk Olarak Büyümek
Gitgide daha fazla aile, çocuk sayısını birde sınırlıyor. Tıbbi sebepler olduğu gibi kişisel kararlara da dayanan bu aile tipi artık daha yaygın. Bu makalede, tek çocuk olmak hakkında doğru bilinen yanlışları aydınlatacağız ve bu konuya açıklık getireceğiz.
Tek çocuk olarak büyümek
Günümüzde aile bakımından eskisine göre çok daha farklı bir sosyal yapı ile karşı karşıyayız. Doğum oranı gitgide düşüyor.
Bu da bize toplumun eskiden özel bir durum olarak görülen bir olguya karşı yaklaşımını gösteriyor: tek çocuklu aileler. Kardeşi olmadan büyüyen çocuklar (ve yetişkinler) hakkında birçok inanış mevcut. Peki bunların ne kadarı gerçeği yansıtıyor?
Tek çocuk olarak büyümenin avantajları
Tek çocuklar ebeveynlerinden daha çok ilgi alır. Zamanlarını ve ilgilerini bölmek zorunda kalmayan ebeveynler, çocuklarına daha özel bir ilgi gösterirler. Bunun sonucunda, bu tek çocuklar kendilerini desteklenmiş hisseder ve özgüvenleri yüksek olur.
Tek çocuklu ebeveynler çocuklarına daha fazla para ayırarak çocuklarının hayatın farklı alanlarında daha çeşitli deneyimler yaşamasını sağlar.
Tek çocuklar sürekli olarak yetişkinlerin dünyası ile iletişim halindedir. Yetişkinler, bu çocukların ana etkileşim kaynağıdır. Bu durum hayal gücünün, yaratıcılığın ve zihinsel esnekliğin daha gelişmiş olmasını sağlar. Benzer şekilde, tek çocukların entelektüel gelişimleri (bilişsel ve dil) daha hızlı olma eğilimindedir.
Tek çocuklar tek başına daha çok zaman geçirmek durumunda kalır. Çünkü yetişkinler onlarla oyun oynamak için her zaman müsait olmayabilir. Bu nedenle, yalnızlığa adapte olmayı, hobi edinmeyi, kendilerini daha iyi tanımayı ve bağımsız olmayı daha iyi başarırlar. Ayrıca, daha sakin, içine kapanık ve olgun çocuklardır.
Tek çocukların “suçlayacak” ya da suçu paylaşacak kimseleri yoktur. Bu yüzden, erken yaşta sorumluluk almaya başlarlar. Bu durum onları iş hayatında ve günlük hayatlarında daha sorumlu hale getirir.
Tek çocuk olarak büyümenin dezavantajları
Ebeveynlerin yoğu ilgisinin olumsuz kısmı aşırı ilgidir. Bu durumda çocuk, ebeveynleri üzerinde kendi hükümdarlığını kurabilir. Ayrıca bu aşırı ilgi aşırı korumacılık boyutunda olursa, çocuk daha utangaç, korkak ve temkinli bir karaktere bürünebilir.
Yaşıtlarıyla rekabet edebilecekleri, oyun oynayacakları ve paylaşımda bulunacakları bir aile ortamından yoksun olmaları bazı becerilerin gelişmesini engelleyebilir. Bu yüzden, tek çocuklar isteklerini karşı tarafa iletmekte zorluk yaşayabilir ve bazı durumlarla nasıl başa çıkabileceklerini bilmedikleri için yüzleşmeden kaçabilirler.
Tüm bunlara ek olarak, duygusal ve materyal anlamda cömert olmakta zorlanabilirler. Herkesin kendinden sorumlu olduğunu düşünme eğilimindedirler. Bu bireyselliğe benmerkezcilik eşlik edebilir.
Olgun karakterleri nedeniyle ebeveynler onlara birer yetişkin gibi davranır. Bu yüzden de spontane kararlar almaktan uzak dururlar, daha sert bir yapıda olurlar.
Bazen de ailesinin sunduğu suç ortaklığına sahip olmadıkları için kendilerini yalnız hissedebilirler. Bu durum, içine kapanık ve sessiz bir kişiliğe yol açabilir.
Bu dezavantajları aşmak için ne yapmalı?
- Şefkatin sınırlarını iyi çizmek, başkalarının zamanına saygı duymasını ve “hayırı” bir cevap olarak kabul etmeleri gerektiğini öğretmek gerekir.
- Çocuğunuza aşırı korumacılık göstermek yerine ona dünya ile nasıl başa çıkacağını öğrenme fırsatı sunmalısınız.
- Benmerkezcilikten kaçınmak için çocuğunuza paylaşmayı, sırasını beklemeyi ve evdekinin aksine yetişkinlerin ilgi ve övgüsünü her zaman alamayacağını anlamasını sağlamalısınız. Diğer çocuklarla, özellikle kuzenleriyle yeteri kadar sosyalleştiğinden emin olmalısınız.
- Çocuğunuz olgun biri gibi görünse de onun bir çocuk olduğunu unutmamalı ve spontane kararlar alabilmesi için fırsat vermelisiniz.
- Yalnızlık hissini aşabilmek için çevresinin desteğini ve anlayışını aldığından emin olmanız da çok önemlidir.
Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.
- Villalobos, C. D. A., & Mondragón, L. E. C. (2017). Autoconcepto y habilidades sociales en niños como hijos únicos y niños con hermanos. PsicoEducativa: reflexiones y propuestas, 3(5), 38-44. https://psicoeducativa.edusol.info/index.php/rpsicoedu/article/view/64
- Bayrakal, S., & Kope, T. M. (1990). Dysfunction in the single-parent and only-child family. Adolescence, 25(97), 1. https://search.proquest.com/openview/e5a49fc1887cfc58396be1c2e2265141/1?pq-origsite=gscholar&cbl=41539
- Liu, C., Munakata, T., & Onuoha, F. N. (2005). Mental health condition of the only-child: a study of urban and rural high school students in China. Adolescence, 40(160). https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/16468675/