Çocuğunuz Bir Hata Yaptığında Nasıl Tepki Vermelisiniz?

Bir çocuğun büyümesinde tipik iniş ve çıkışlarla karşılaştığınızda uygun şekilde tepki vermek son derece önemlidir. Özellikle de çocuğunuz bir hata yaptığında doğru davranmak önemlidir.

Bu gibi durumlarda, hayal kırıklığı veya başarısızlık korkusu yaratmamak için nasıl tepki vereceğinizi bilmek çok önemlidir.

Ek olarak, bu öğrenmek için hayati bir beceridir, çünkü hatalar en iyi öğrenme deneyimlerini sağlar. Dersleri öğrenmek ve değerli görüşler edinmek için bu hatalardan faydalanabiliriz.

Tüm anneler gibi siz de çocuğunuz bir hata yaptığında biraz rahatsızlık hissetme ihtimaliniz var.

Peki, çocuğunuz bir hata yaptığında nasıl tepki vermelisiniz ?
Ben Anneyim olarak bu yazımızda çocuğunuz için olumlu bir deneyim yaratmanızın yollarını inceleyeceğiz. Not alın!

Çocuğunuz bir hata yaptığında, incitici dil kullanmayın

Seçtiğiniz kelimelere çok dikkat edin, çünkü çocuğunuzun kişiliğini ve geleceğini şekillendirebilirler. Hatası yüzünden öfkelenmenin hiçbir yararı olmayacak.

Çocuk kendini yetersiz hissedecek, bu da kendisini daha güvensiz ve bağımlı hale getirecek. Sonuçta, bu özgüvenini incitmekten başka bir işe yaramayacak.

Ek olarak, ısrarcı sorgulama ve azarlama, çocuğun korkuları ve kaygılarını harekete geçirecek ve artıracaktır. Çocuk denemekten vazgeçecek çünkü kolayca sinirlenecek. Hata yapma korkusu, başka bir hata daha yapma korkusuyla birleşir.

Çocuğunuz bir hata yaptığında, sadece bunu sağlıklı bir sakinlik ile not etmeniz gerekir. Geliştirilmesi gerekenleri açıklayın ve amacınızı bildiğinizden emin olun. Çocuğunuz için elinden gelenin en iyisini yapmanın temeli budur.

Hataya değil, cesarete ve çabaya odaklanın

Çocuğunuz bir hata yaptığında hatırlanması gereken diğer önemli şey budur. Hiçbir şey yapmamaktan her zaman daha olumlu olan bu çabayı gördüğünüzü ve takdir ettiğinizi söyleyin. Çaba olmasa, hata da olmazdı. Bu yüzden en azından olumlu olan şeyi görmeye çalışın.

Amaç, çocuğunuzun çabalarını ve fedakarlıklarını sürekli olarak vurgulamaktır. “Sonuç odaklı” olmayın. Süreci ve araçları değerlendirin. Bu şekilde, küçük çocuğunuzun hassasiyeti ve masumiyetiyle her gün daha çok gelişmesini sağlayacaksınız.

Çocuklarımıza büyümelerinden ve üstlenmek istedikleri sorumluluklardan ne kadar gurur duyduğumuzu göstermeliyiz. Tabii ki, dünya her zaman olumlu bir yer değil, ama elimizden geleni yapmamız da önemli.

Aradaki fark sözlerimizi seçme biçimimizde yatıyor. Küçük incelikler dünyayı değiştirebilir.

Bir şeyler yapmanın en iyi yolunu öğretmek

Yukarıdakilere ek olarak, atabileceğiniz başka bir adım var. Sağlam bir temel attığınızdan emin olunca, çocuğunuza yeni şeyleri mümkün olan en şefkatli şekilde öğretmeye devam edebilirsiniz.

Nasıl mı? Hakaret ve cezalardan kaçınıp durumun olumlu yönünden özel olarak bahsettikten sonra daha detaylı bilgi vermeye devam edebilirsiniz. Sabırla, tabii ki.

Bu noktada çocuğa yapmak istediği şeyi geliştirmesini öğretiriz. Bu amaçla, ona işleri mümkün olan en iyi şekilde nasıl yapacağımızı gösteririz. Sakinlik, tatlılık ve sevgi bu tarifi öne çıkaran malzemelerdir.

Her zaman şu önemli gerçeği hatırlayın: Başarısızlık, öğrenmek ve büyümek için harika bir fırsattır. Bir proje başarısız olursa, bu herkes için dünyanın sonu anlamına gelmez.

Yeniden deneyin

Bu durumlar bize genellikle tekrar tekrar denemenin önemli olduğunu hatırlatır. Anneler ve babalar çoğu zaman, sadece birkaç kelimenin çocuğun geleceğini büyük ölçüde değiştirebileceği gerçeğini unuturlar.

Uygun şekilde tepki vermezseniz, çocuğunuzun coşkusuna sonsuza kadar zarar verebilirsiniz. Olumsuzluk, çocuğunuzu gelişmesi için motive etmenin yolu değildir.

Aksine, amacınız onlara ilham vermek, açık fikirli olmak ve sabır göstermektir.Böylece çocuğunuzun özgüvenini arttırırsınız.

Çocuğunuzun kendine güvenini teşvik etmek, güvende hissetmesini sağlamak ve bağımsızlığını teşvik etmek istiyorsunuz. Her günü coşkuyla yaşayan yetenekli bir çocuk yaratıyor olacaksınız.

Hangisini tercih edersiniz? Hataları takıntı yapmak mı yoksa çocuğunuzun sevgisine ve eğitimine odaklanmak mı?