Çocuğunuza bağırmak yerine yapabileceğiniz 3 şey
Eğer bu yazımızı şu anda çocuğunuza bağırmak yerine onunla iletişim kurmak istemediğiniz için okuyorsanız, bu yıllar içerisinde şimdi kaçmayı tercih ettiğiniz bir davranış kalıbıyla hareket ettiğiniz anlamına gelebilir.
Bu konuda kötü hissetmeyin; birçok insan aslında farkında bile olmadan aniden çocuğuna kötü bir şekilde yaklaşıp çocuğunu incitebilir. Çocuklarının esenliği ve ileride iyi bir yaşama sahip olmasını isteyip bu konuda endişelenmeye başlayan ebeveynler çocuklarının hislerini göz ardı etmeye başlayabilir.
Bu noktada küçük çocuklarla ebeveynleri arasındaki güç savaşları ve beraberinde gelen çocuğunuza bağırmak üzerine kurulu iletişim kurma başlar. Aşağıda bahsettiğimiz öneriler çocuğunuza bağırmak yerine neler yapabileceğiniz konusunda size yardımcı olabilir:
İlk adım: İçsel değerlendirme
Gün içerisinde hissettiğimiz ve deneyimlediğimiz şeylere birer tepki olarak aklımızda çeşitli türde duygular gelir gider. Bazı ebeveynler kolaylıkla çocuklarına sinirlenebilirken; diğerleri ise oldukça korku dolu bir şekilde çocuk yetiştirir.
Çocuğunuza bu noktada nasıl yaklaşacağınız sizin kişilik özellikleriniz ve hayatınız boyunca topladığınız duygusal bagajdaki yoğun duygulara göre değişiklik gösterebilir. Her duygu aldığımız yaraların ve yaşadığımız düş kırıklıklarının ve zorlukların sonucu hayatımızda yer eder.
Çocuğunuza bağırmak yerine ilk önce sizi neyin sinirlendirdiğini bulmanız lazım. Belki çocuğunuzda gördüğünüz bir şey ya da onun davranışları sizin geçmişte yaşadığınız tramvaları tekrar aktive ediyor olabilir. Bu konuda çocuğunuzu suçlamamalısınız.
Kendi korkularınızı, sinirinizi ya da endişelerinizi çocuklarınıza yansıtmanız buradaki asıl problem olarak göze çarpar. Bunun yerine sakin kalmaya çalışın ve çocuğunuzla kibar bir şekilde konuşun.
İkinci adım: Duygulara mantık yükleyin
Çoğunlukla çok kötü bir şey yaptıkları için bağırmazsınız; daha çok ondan bağımsız faktörlerden dolayı çocuğunuza bağırıp ona kızmayı tercih edersiniz. Bunu lütfen yapmayın.
İyi haber şu ki eğer ki sizi sinirlendiren ya da size korku veren etmenleri belirleyebilirseniz artık o noktada sinirinizi ya da duygularınızı da kontrol edebilmeniz kolaylaşır.
Duygularınızla nasıl başa çıktığınız aslında o noktada mantığın devreye girip girmemesi konusunda düşündüğünüzden daha çok belirleyici olabilir ve hayatınızı olumsuz yönde etkileyebilir.
Beyninizin iki ana ofisi olduğunu düşünün: biri yukarı katta, diğeri ise alt katta. Yukarıdaki ofis mantık tarafından kontrol ediliyor ve pratik bilgilerle ilgileniyor. Aşağı kattaki ofis ise duygulardan sorumlu ve hislerin giriş-çıkışı ve işlenmesi ile ilgileniyor.
İşler aşağı kattaki duygu ofisinde sakinse, yukarı kattaki mantık ofisinde de aynı şekilde sakin oluyor. Yani eğer duygularınız huzur içinde ve sakinse, mantık da aynı şekilde huzur içinde olacaktır.
Alt kattaki duygu ofisinde ufak bir değişiklik yaşansa bile iki kattaki ofis de alarma geçer. Mantıkla ilgilenen kısım kendini kapatır ve her şey duygu ofisinde çıkan yangını söndürebilmek için umutsuz bir çabaya girerek çözülmeye ya da karmaşıklaşmaya başlar.
Bu noktada aslında siz de kendinizi duyguların emrine amade edersiniz ve düşünmeden çocuğunuzu sözlü bir şekilde incitmeye başlarsınız. Zamanında müdahale edip çocuğunuza bağırmak yerine mantığı devreye koyabilirseniz sorun büyük ölçüde çözülür.
Çözmeniz gereken bir sorun ya da onarmanız gereken bir zararla da karşılaşmazsınız. Ama bunu geç yapmayı başarırsanız birilerinin, bu durumda çocuğunuzun, kalbi kırılacak.
Üçüncü adım: Kendinizi kontrol etmeyi öğrenin
Bu noktada yapmanız gereken şey rasyonel yani mantıklı tarafınızın saf duygularınıza söz geçirmesi olacak. Bu ancak pratikle güçlendirilebilecek bir davranış ama şunu bilmenizde fayda var. Çocuğunuza bağırmak yerine sizler için aşağıda derlediğimiz bu duruma en çok sebep olan duyguları inceleyebilirsiniz.
- Sinir
- Düş kırıklığı
- Korku
- Üzüntü
- Suçluluk
Bir anne olarak sizin göreviniz patladığınız anlarla nasıl başa çıkabileceğinizi daha iyi anlamak olacak. Duyguları kontrol edebilmek çok önemli. Bazı faydalı stratejileri aşağıda sizler için derledik:
- Kontrolü kaybetmenize sebep olan etkenler hakkında araştırma yapın ve o tip durumlarda nasıl kontrolü koruyabileceğinizi öğrenin ve bunun üzerine çevrenizdeki insalara da danışabilirsiniz.
- Çocuğunuza bağırmanıza sebep olan durumlardan ve çevrelerden uzaklaşın. Bu aslında belli problemlerin üstünü örtme çabası değil; daha çok kendinize nefes alabilecek zamanı yaratmanız ve tekrar kontrol ve huzuru yakalamanızla ilgili.
- Çocuğunuzla konuşun ve ona neyin sizin canınızı sıktığını açıklayın ve bunun sebeplerinden bahsedin. Belki de varabileceğiniz en basit çözüm bu. Eğer çocuğunuzla konuştuğunuzda size aldırış etmediklerini düşünüyorsanız ve bu durum canınızı çok sıkıyorsa, öncelikle şunu fark edin: Çocuklarınız muhtemelen bilerek sizi göz ardı etmiyorlar. Öncelikle çocuğunuzla neyin canınızı sıktığını konuşabilir ve ardından çocuğunuzda gerçekleşecek komple tavır değişikliğini gözlemleyebilirsiniz.
- Örnekler üzerinden çocuğunuzla anlaşın. Bir şeyi öğretmek istediğinizde o durumu sözlerle açıklamak yerine davranışlarınıza yansıtırsanız bu çok daha etkili olacaktır. Çünkü aslında çocuklarınız sizin ona yaklaşım şeklinize göre sizinle farklı bir iletişim şekli kuracaktır. Göz ardı edilmemek ve ilgilenilmek mi istiyorsunuz? O zaman lütfen onları göz ardı etmeyin.
Ve lütfen şunu unutmayın: Çocuğunuza bağırmayı kesmek için atabileceğiniz en önemli adım çocuğunuzla kurduğunuz iletişimi güçlendirmek ve sürdürmek olmalıdır.