Amniyosentez Nedir ve Bu İşlem Nasıl Yapılır?
Amniyosentez, bir bebeğin kromozomlarını incelemek için amniyotik sıvının ekstrakt edildiği ve analiz edildiği tıbbi bir prosedürdür.
Bu amniyotik sıvı, bebeğin sağlığı hakkında bilgi edinmek için analiz edilebilen hücreler, proteinler ve fetal idrardan oluşur.
Genel olarak, amniyosentez, gebeliğin 16 ila 20 haftası arasında yapılır ve 35 yaş ve üstü doğum yapan kadınlara önerilir.
İşlem sırasında analiz edilmek üzere amniyotik sıvı ekstrakte edilir. Amniyotik sıvı bebeğin doğal olarak tuttuğu hücreleri içerir.
Bu sıvıda bulunan hücreler ve proteinler, belirli fetal bozuklukların varlığını tespit etmek için bir laboratuvarda incelenir. Bu sıvı ayrıca bir laboratuvarda ölçülebilen alfa-fetoprotein (AFP) içerir.
Bir amniyosentez randevusu yaklaşık 45 dakika sürer ve zamanın büyük kısmı ayrıntılı bir ultrason yapmak için harcanır.
Amniyosentez neden yapılır?
Bu test, Down sendromu tanısı için% 99’un üzerinde bir doğruluk oranına sahiptir. Ayrıca Anencephaly durumu yani bebeğin beyninin büyük bölümünün eksik olması da dahil olmak üzere birçok farklı genetik ve kromozomal problemi teşhis etmek için kullanılabilir.
Bu test aynı zamanda ebeveynlerden çocuklara geçen olağan dışı metabolik bozuklukları ve trizomi 18 gibi diğer genetik problemleri tespit etmek için kullanılır.
Bir amniyosentez ayrıca, bebeğin Spina bifida gibi nöral tüpün kötüleşmesinden veya belirli metabolik hastalıklardan muzdarip olup olmadığını da belirleyebilir.
Ek olarak, muayene uterus enfeksiyonlarının tespitine izin verir ve fetal aneminin ciddiyetini belirlemeye yardımcı olur. Çıkarılan sıvının hacmi, yapılacak testlere bağlıdır.
Amniyosenteze alternatif
Jinekologlar artık, Annenin Kan Taraması Testi adı verilen kan testleriyle amniyosentez testine bir alternatif sunmaktadır.
Bu test, Down sendromu, Edwards sendromu veya Patau sendromu olasılığını ve ayrıca ekstra kromozomların yokluğunu veya varlığını değerlendirir. Bebeğin cinsiyeti de öğrenilebilir.
Ailenizi birbirine bağlayan gerçek bağ, kan bağı değil, birbirinizin hayatındaki saygı ve sevinçtir.
–Richard Bach, Amerikalı yazar–
Bu testteki problem, amniyosentez kadar güvenilir sonuçlar vermemesidir. Üçlü tarama testine göre çok daha güvenilir olduğu doğru olsa da yine de kesin teşhisler için yeterli değildir. Bu nedenle, amniyosentez çok daha eksiksiz, kesin ve güvenilirdir.
Genel olarak, kadınlar test konusunda tereddütlü hissederler: Bir amniyosentez testinin sağlayabileceği bilgileri bilmek isterler, ancak bebeklerini riske atmak istemezler.
Bu nedenle uzmanlar, teste girip girmeyeceklerine karar vermeden önce, anne ve babanın Down sendromu teşhisi aldıkları takdirde bunun sonuçları üzerinde düşünmesi gerektiğini söyler.
Bir amniyosentez neyi içerir?
35 yaşında veya daha büyük bir kadın amniyosentez muayenesinden geçtiğinde, bir uzman bebeği çevreleyen ve amniyon sıvısını içeren küçük kesenin bir kısmını çıkarır.
Bunu yapmak için uzman karın içinden uterusa uzun, ince bir iğne sokar ve iğneyi yönlendirmek için ultrasonu incelerken küçük bir sıvı örneği alır.
Bu hızlı ve nispeten acısız bir testtir ve belirli bir yaşta gereklidir, çünkü hamile kadının yaşı arttıkça bebeğin kromozomal değişikliklerle doğması olasılığı da artar.
Yine de, pek çok hamile kadın bu muayeneden korkuyor çünkü amniyosentezin düşük riskini artırdığı kanıtlanmıştır.
En yeni veriler, her 1.600 kadından yaklaşık birinin amniyosentez sonucu düşük yaptığını göstermektedir. Ne var ki bebeğin sağlığına dair bilgi almak için en güvenilir test olmaya devam etmekte.
Uzmanlar bunun acı verici bir prosedür olmadığı konusunda ısrar ediyorlar. Şimdiye kadar, sadece birkaç kadının iğne nedeniyle rahatsızlık yaşadığını biliyoruz. Diğerleri işlem sırasında ve sonrasında hafif kramplar yaşar, ancak bu genellikle çabuk geçer.
Kramplar genellikle işlemden sonraki bir saat içinde kaybolur, ancak amniyosentezi izleyen bir veya iki gün boyunca periyodik olarak tekrar oluşabilir.Bazı kadınlar, genellikle birkaç saat içinde kaybolan, ancak birkaç gün sürebilen karın ağrısı da yaşayabilir.