Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB): Gerçek mi Efsane mi?

Son zamanlarda DEHB (Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu) konusundaki yayınların bir sonucu olarak, pek çok ebeveyn çocuğuna yanlış tanı konulmuş olabileceğinden şüpheleniyor. DEHB aşırı tanı olabilir mi?
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB): Gerçek mi Efsane mi?

Son Güncelleme: 03 Temmuz, 2019

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu veya sadece Dikkat Eksikliği, çağımızın en tartışmalı konularından bir tanesidir. Durumun çok türelliği göz önünde bulundurulduğunda, pek çok kişi bunun problemli her çocuğa uyan bir kalıp olduğunu düşünüyor.

Bunun yanı sıra, tam bir tanı konulabilmesi için bilim topluluğu arasında ortak kriter de mevcut değil. Kullanılan ilaçlar çözümü garanti etmiyor çünkü bu bozukluğun sebebi veya kökeni bilinmiyor.

Amfetaminler veya Ritalin gibi uyarıcı olarak bilinen ilaçlar kullanılarak yapılan tedavi, semptomları gizlemek için geçici olarak yama yapmak gibidir. Bütün bunlar ise akıllara tek bir soruyu getirmektedir: DEHB gerçek bir bozukluk mu yoksa efsane mi?

Dikkat Eksikliğinin tarihi gelişimi: Gerçeklikten efsaneye

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu ve Hiperaktivite

Bu bozukluk hakkında yapılan araştırmaların kökeni 20. yüzyılın ilk çeyreğine uzanıyor. Bu süreçte, bilim topluluğunun çeşitli üyeleri bu durumu tanımlamak ve sınıflandırmak için araştırmalar yürüttü.

Huzursuz, fevri davranan ve odaklanmada zorluk yaşayan çocukları bir arada topladılar. Bireyler asla beyin hasarı  görmemiş olsalar da, bu durum Minimal Beyin Disfonksiyonu veya Postencephalotik Davranış Bozukluğu olarak nitelendirdi.

DSM testinde DEHB’nin ilk ortaya çıkışı

Dikkat Eksikliği Bozukluğu ilk kez 1968 yılında, Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı’nda ortaya çıktı. Çocukluktaki Hiperkinetik Hastalığı, çocuk ve ergen psikiyatrisi dalında uzmanlaşmış Amerikan doktor Leon Eisenberg tarafından öne sürüldü.

çocuklarda hiperaktivite

Eisenberg, bilim topluluğunu ve bütün dünyayı bu belirtilen semptomların bir genetik sebebi olduğuna ikna etti. Yıllar sonra, 2009’da Eisenberg Alman dergisi Des Spiegel için yaptığı röportajda bu iddiasını çürüttü. Tanı konulan vakaların sayısının çok fazla olduğunu belirterek, bu bozukluğun aşırı tanı olduğunu öne sürdü.

Bozukluktaki değişimler

1980’lerde, DSM-II’de görünen terim, hiperaktiviteye sahip olan veya olmayan dikkat eksikliği bozukluğuydu. 1990’larda ise, bozukluk üç alt başlıkta sınıflandırıldı: dikkatsiz, hiperaktif ve kombinasyon.

Neredeyse yüzyıllık bir gelişim sürecinin ardından, DEHB kavramı pek çok değişiklik geçirdi ve bunların hepsi aynı yönde değildir. Hiperaktivitenin semptomları her zaman Dikkat Eksikliği Bozukluğu ile alakalı değildir.

Bu nedenle, DEHB farklı çocuk, genç ve yetişkin psikiyatrik bozukluklarını kapsayan bir terimdir. Uygun tanı için bir profesyonelin görüşünü almak gerekir.

DEHB’nin varlığına dair bilimsel kanıt

İspanya’daki Oviedo Üniversitesi’nde Psikoterapi ve Müdahale Teknikleri uzmanı olan Profesör Marino Pérez Álvarez, konuyla ilgili ilginç bir kitap yazdı. “Normale Dönüş: DEHB ve Bebek Bipolar Bozukluğu İcadı” isimli kitap, Dikkat Eksikliği Bozukluğunu ortadan kaldıran bilimsel kanıtlar ve referanslar ile dolu.

Bu kanıtlardan bir kısmı, hastalığın varlığını belirten bir beyin biyogöstergesi olmamasıdır.Yazar ayrıca DEHB’nin “babası” olan Eisenberg’in açıklamasının ölümünden çok kısa zaman önce yaptığını belirtmektedir.

Bir röportajda Eisenberg, bir davranış halini tıbbi bir sorun gibi tedavi etmenin ve bu davranışı gösteren herkese aynı tanının konulmasının bir sorun olduğuna dikkat çekmişti. Kitaba göre, DEHB semptomlarının kombinasyonu, klinik vakadan çok davranış sorunlarıyla alakalı.

Bunun yanı sıra, Marino Pérez Álvarez reddedilemez bir gerçeğe dikkat çekiyor. Birçok ilaç firması, durumdan etkilenen ailelerin ihtiyaçları üzerinden çok karlı bir sektör oluşturdu. Sadece 2017 yılında, DEHB ilaçlarının ana üreticisi, yaklaşık 1.2 milyar dolar kazanç elde etti.

DEHB gerçek mi?

Bu soruya kesin bir yanıt vermek imkansızdır. Bununla birlikte, ABD’de 4-17 yaş arasında yaklaşık olarak 6.7 milyon çocuğa bu teşhisin konulduğunu göz önünde bulundurarak, anne babalar olarak en azından bu durumun varlığını sorgulamalıyız.

çocuklarda davranış bozuklukları

Dünya DEHB Federasyonuna göre, “DEHB, yaşa göre uygunsuz seviyedeki dikkatsizlik, hiperaktivite ve fevri davranışlar gibi ana semptomlarla kendini gösteren, oldukça kalıtsal bir çocukluk dönemi başlangıçlı psikiyatrik durumdur.”

Ayrıca, DEHB hakkında yapılan son bilimsel çalışmalar, çoklu genetik faktörler, beyin yapı ve fonksiyonlarındaki DEHB ile ilişkili farklılıklar ve nörotransmiter bileşenlerindeki değişiklikler gibi biyolojik temelleri ortaya koyuyor.

Belki de bilim insanlarının, DEHB’nin bir gerçeklik mi yoksa efsane mi olduğunu kanıtlamak için daha fazla zamana ihtiyacı vardır. Biraz daha sabırlı olmamız gerekiyor. Yaşamlarımız o kadar stresli ki, işimiz ve kişisel yaşantımız arasındaki dengeyi kurabilmeye çalışmak da bu stresi artırıyor.

Yani, çocuklarımıza ayırdığımız zaman öncekilere göre daha az durumda. Bu nedenle, eğer çocuğunuzun birtakım zorluklar yaşadığından şüpheleniyorsanız mutlaka bir uzmana danışın.


Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.


  • Guerrero Tomás, Rafael. (2016). Trastorno por Déficit de Atención: entre la patología y la normalidad. Barcelona: Timun mas.
  • Pérez Álvarez, Mariano. (2014). Volviendo a la normalidad: la invención del TDAH y el trastorno bipolar infantil. Alianza Editorial.

Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.