Röntgen Çektirmek Hamileliği Nasıl Etkiler?
Tıbbi olarak, röntgen vücudumuzdaki patolojileri tanımlamak için bir teşhis aracı olarak kullanılır. X ışınları doktorların kemikler ve organlar da dahil olmak üzere belirli vücut kısımlarını yüksek hassasiyetle gözlemlemesine olanak tanır. Doktorların hamile kadınları her zaman kullanımı konusunda uyardığı göz önüne alındığında, size röntgenlerin hamileliği nasıl etkilediğini anlatmak istiyoruz.
Bu teknik, radyologların yüksek kontrastlı görüntüler elde ettiği gama radyasyonu yayılımı sayesinde mümkündür. Tıbbi bir acil durum söz konusu olduğunda, bu gibi tekniklerinin doğru teşhis için zorunlu olduğu açıktır. Ancak daha önce de belirttiğimiz gibi röntgenler hamileliği etkileyebilir.
Şüphesiz, hamile kadınların kendilerini asla radyasyon risklerine maruz bırakmaması genel olarak sağduyuya dayanır. Fetüs için en doğrudan sonuçları arasında göz bozuklukları ve hatta zeka geriliği bulunur.
Bununla birlikte, ikincisinin yalnızca anne 10 rad’a eşit veya daha yüksek radyasyon seviyelerine maruz kaldığında ortaya çıkacağından emin olabilirsiniz.
Bu nedenle, hamile olduğunuzu bilmeden önce röntgen çektirdiyseniz endişelenmeyin. Aşağıda, bir görüntüleme filmini kopya etmek için hangi radyasyon seviyelerinin gerekli olduğunu göstereceğiz ve çoğu durumda, hiçbir zaman 10 rad sınırına ulaşmadıklarını göreceksiniz.
Röntgen çektirmek hamileliği nasıl etkiler?
Bir röntgen çekildiğinde, hamile kadının mutlaka iyonlaştırıcı radyasyona maruz kalması gerekir. Bu yayılımlar, vücudun herhangi bir bölümünü gözlemlememize izin veren tek şeydir: kemikler, iç organlar, organlar, dişler, vb.
Bununla birlikte, bu radyasyon seviyelerinin fetüse zarar vermesi için iki kesin koşulun karşılanması gerekir. Birincisi, annenin hamilelik haftasına bağlıdır, ikincisi ise radyasyon dozu ile ilgilidir.
Annenin hamilelik haftası ile ilgili riskler
İlk olarak, iyonlaştırıcı radyasyonun gebelik dönemine göre etkilerini tartışacağız. Kanıtlar, hamile bir kadının embriyo rahim içine yerleşmeden önce X ışını radyasyonuna maruz kalmasının bebeği kaybetme riskini % 50’ye varan oranda artırdığını gösteriyor.
Radyasyon nedeniyle implantasyonun meydana gelmemesi üzücü olsa da, sonuçları daha kötü olabilir. En şiddetli etkiler gebeliğin üçüncü ve sekizinci haftaları arasında ortaya çıkacaktır. Bu, fetüsün doğuştan sakatlıklar geliştirmesinin mümkün olacağı andır.
Ortaya çıkabilecek sorunlar arasında merkezi sinir sistemine verilen zararlar en ciddi olanıdır. Uzmanlar, fetüsün yaşamının ilk haftalarına ne kadar yakınsa, etkilenme olasılığının o kadar yüksek olduğunu belirtiyorlar.
“Hamile bir kadını, embriyo kendini rahme yerleştirmeden önce X ışını radyasyonuna maruz bırakmak, bebeği kaybetme riskini % 50’ye varan oranda artırıyor.”
Yüksek doz radyasyon nedeniyle risk
İyi haber şu ki, herhangi bir radyasyona maruz kalma şekli fetüsü etkileyemez. Radyolog, radyasyonun vücuda nüfuz etmesini önlemek için daima vücudun en önemli bölgelerine kurşun plakalar yerleştirecektir.
Ayrıca, bir güvenlik protokolü olarak, doktor her zaman hastaya hamile olup olmadığını veya hamile olduğundan şüphelenmesini ister. Aynı şekilde, günümüzde, mümkün olan en az miktarda radyasyon yayılımları için çeşitli kalınlıklarda plakalar var.
Her iki durumda da, sonuç olarak, zararlı radyasyon seviyeleri ile ilgili kesin verileri sunacağız. Tıbbi bir acil durumda bunu radyoloğunuza veya aile doktorunuza iletebilirsiniz.
Radyasyon seviyelerinin fetüsü etkilemesi için, 100 miligray (mGy) olarak da bilinen 10 rad’a eşit veya daha büyük olması gerekir. Size daha iyi bir fikir vermek için, bir karın filmi 2,5 mGy iletir; bazı hamile kadınlara doğumdan önce reçete edilen pelvik film sadece iki mGy çıkar.
Bu, hamile bir kadının günde bir düzine X-ışını alsa bile 100 mGy (10 rad) alamayacağı anlamına gelir.
Son bir öneri olarak, tıbbi bir acil durumda sizi her zaman önce doktorunuzla konuşmaya davet ediyoruz. Hamile olduğunuzu düşünüyorsanız, daima hamile hastalar için kullanılan kurşun plaka ile sizi korumalarını isteyin.