Ergenlikte Stereotipler Ve Önyargılar

Ergenlik döneminde stereotipler ve önyargılar, gelişim dönemi için büyük önem taşıyan bir konu olan kişilik oluşumu açısından en önemli risk faktörlerinden biridir. 
Ergenlikte Stereotipler Ve Önyargılar

Son Güncelleme: 07 Eylül, 2019

Ergenlik dönemindeki çocuklar için stereotipler ve önyargılar çocukların gelişimi açısından büyük birer risk faktörleridir.

Yaşadığımız toplumu ve şartlarını anlamak göründüğünden çok daha zor ve karmaşık bir süreçtir. Bu sebeple de, toplumsal gerçekleri anlamak ve açıklamak amacıyla pek çok stereotip ve önyargı ortaya atılmıştır.

Stereotipler ve önyargılar

Stereotiplerin ve önyargıların bir toplumun kültürünün ve tarihinin bir yansıması olduğu düşünülür. Daha önce de bahsedildiği üzere, toplumu daha kolay açıklamak ve sosyal normlara uyum sağlamak için ortaya atılmışlardır. Fakat, stereotipler ve önyargılar arasındaki temel fark nedir? Hangisi çocukların gelişimi üstüne daha zararlıdır?

Stereotipler, bir grup insanın belli başlı kişilik özelliklerine atıfta bulunan inançlar bütünüdür. Başka bir deyişle stereotipler, toplumdaki bir grubun basitleştirilmiş mental yansımasıdır.

Temelde, stereotipler her zaman negatif veya zararlı değillerdir. Örneğin, “erkekler güçlüdür” veya “kadınlar hassastır” inanışları gibi.

Fakat, bu stereotiplerin içeriği negatif olmasa da bazı açılardan ayrımcılığa sebep olurlar. Toplumsal olumlamalardan temel alarak ortaya atıldıkları için doğru bir mantığı savunmaları da beklenemez.

grup fotoğrafı

Psikolog Gordon Allport’a göre, stereotipler genel olarak davranışları mantıklı kılmak ve doğrulamak amacıyla ortaya atılmış abartılı inanışlardır. Söz konusu davranışlar, kişileri ve sosyal grupları hedef alan eylemlerdir.

Öte yandan, önyargılar stereotipler tarafından ortaya atılan ve onlardan öğrenilmiş hareketlerdir. Başka bir deyişle, stereotiplere atfedilen davranışları ve kişilik özelliklerini bir temele dayandırmadan, negatif bir şekilde yargılamak anlamına gelir.

Önyargılar, bir sosyal gruba ait kişinin negatif ve aşağılayıcı bir şekilde değerlendirilmesine sebep olur. Yalnızca kişileri değil grupları da hedef alabilirler. Bu sebeple, önyargılar stereotipleştirilmiş düşüncelere ve negatif özelliklere dayandırarak olumsuz duygusal eğilimlerin açıklanmalarına ve dışa vurulmalarına yol açarlar. 

Ayrımcılık

Bu bağlamda, ayrımcılık konusuna da mutlaka değinmek gerek. Ayrımcılık, stereotipleştirilmiş kişilere ve gruplara yöneltilen sosyal olarak genişletilmiş davranışlardır. Bu davranışlar zamanla daha da kalıplaşır ve bazı durumlarda kültürün bir parçası haline gelirler.

Delaware Üniversitesi’nde psikoloji ve sosyal bilimler profesörü olan John Dovidio’ya göre ayrımcılık, söz konusu önyargının hakim olduğu dış gruplara ait bireylere yöneltilmiş negatif davranışlar bütünüdür. 

Ayrımcılığın çeşitli sebepleri olabilir. Etnik köken, cinsel yönelim, politik görüşler, cinsiyet ve benzeri etkenler buna örnek olarak verilebilir. Örneğin, bir lisede öğrenciler kentsel alandan gelen akranlarından farklı olarak kırsal alandan geldikleri için ayrımcılığa maruz kalabilirler.

Ergenlik çağındaki çocukların gözümüzdeki imajı nedir?

Ergenlik çağı, pek çok stereotipi içinde barındıran bir yaş aralığıdır. Bu stereotiplerin temeli, yetişkinlerin ergenlik dönemi ile alakalı karışık ve çarpıtılmış anıları olabilir. Buna ek olarak, ergenliğin somut ve belirgin bir imajını yaratan edebi ve sinematografik ürünler stereotiplerin temelini oluşturabilir.

Psikolog Hoffman, Paris, Hall ve pedagoglardan oluşan bir ekip bu konu üzerine ışık tutan bir takım araştırmalar yürütmüşlerdir. Bu araştırmanın sonuçlarına göre, ergenlik dönemiyle alakalı üç büyük söylenti vardır. Bunlar şu şekilde özetlenebilir:

  • #1: Yoğun duygusal dengesizlik ergenlik döneminin en önemli işaretlerinden biridir. Fakat, hormonal ve biyolojik değişimlere rağmen ergenlik döneminde görülen duygusal dengesizlikler diğer gelişim süreçlerindekilerle benzerdir.
  • #2: Ergenlik döneminde görülen düzensizlikler ergenlik dönemi boyunca devam eder ve yetişkinliğe erişilmesi ile son bulur. Hoffman, Paris ve Hall’a göre, bazı fobiler ve uyuşturucu bağımlılığı gibi yatkınlıklar ergenlik döneminde gelişip yetişkinlikte de görülmeye devam ederler.
  • #3: Ergenlik çağı, ebeveynlerle ve diğer yetişkin bireylerle çatışmaların sıklıkla görüldüğü, genel olarak kuşaklar arası çatışmaların yaşandığı bir dönemdir. Araştırmacılara göre, gençler ve ebeveynleri bir takım temel konularda anlaşmaya varabilirler. Dahası, gençlerin pek çoğu ebeveynleri ile şefkatli ve samimi yakınlık ilişkileri sürdürmeyi isterler.

“Ergenlik, daha değerli ve temel insani değerlerin doğduğu bir dönemdir.”

-G. Stanley Hall-

fotoğraf çekilen gençler

Stereotipler ve önyargılar ergenlik çağını nasıl etkiler?

Ergenlik döneminde stereotipler ve önyargılar oldukça tehlikelidir. Bu dönemde çok önemli olan kişilik oluşumu açısından önemli risk faktörleridir. 

Stereotiplerin ve önyargıların yanlış kullanımı sosyal etiketlemeye sebep olabilir. Ergenlik çağındaki çocukların sürekli olarak kendileriyle alakalı negatif yorumlara ve düşüncelere maruz kalmaları yıkıcı sonuçlar doğurabilir. Çocuklar bu yorumları ve düşünceleri doğru olarak kabul edip davranışlarını da bu yönde şekillendirebilirler.

Sürekli olarak sorumsuz ve tembel olduğunu duyan çocuklar kendilerini bu şekilde kabullenirler. Bunun sonucunda da kendileriyle alakalı beklentilerini daha düşük tutarlar. Örneğin, sınavlardan düşük notlar almaya kendilerini hazırladıkları için okul hayatlarında ve hayatın diğer alanlarında sorumlu ve çalışkan öğrenciler olmak için çabalamazlar.

Bu stereotiplerin ve önyargıların gençler üzerindekiğ etkileri yıkıcı olabilir. Okul hayatında yaşanan problemler, madde bağımlılığı ve düşük özgüven bu durumun bazı olumsuz sonuçlarındandır.

Sonuç olarak stereotipler, önyargılar, etiketler ve bunların doğurduğu sonuçlar ergenler için ciddi risk faktörleridir. Ergenlik döneminde çocuklar kişiliklerini keşfetmeye çalışırlar. Bu yüzden de çevrelerinden gördükleri herhangi bir sosyal etki onların kişilik oluşumlarını etkiler.


Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.


  • Hoffman, L., Paris, S. y Hall, S. (1996). Psicología del Desarrollo Hoy (6ª ed.). McGrawHill. España: Madrid
  • Hall, G.S. (1994). Adolescence. Its Psychology and its Relations to Physiology, Antropology, sociology, sex, crime, religion and education, 2 vol. New York: Appleton.
  • Rodríguez, E., Calderón, D., Kuric, S., Sanmartín, A., (2021). Barómetro Juventud y Género 2021. Identidades, representaciones y experiencias en una realidad social compleja. Madrid. Centro Reina Sofía sobre Adolescencia y Juventud, Fad. DOI: 10.5281/zenodo.5205628 Disponible en: https://www.adolescenciayjuventud.org/download/7666/

Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.