Düzensiz Bağlanma Sonucu Çocuklarda Oluşan Karakteristik Özellikler
Pek çok ebeveyn bağlanma teorisinden haberdardır, peki düzensiz bağlanmayı daha önce duymuş muydunuz?
Bugünkü yazımızda çocuklar ve bakıcıları arasındaki bu sağlıksız bağlanmanın nedenleri, semptomları ve sonuçları hakkında bilgi edineceksiniz.
Ne yazık ki, kötü muamele görmüş ya da görmekte olan çocukların sayısı oldukça yüksektir.
Travma ve stres, bu durumların kronik türevleridir ve ciddi komplikasyonlara yol açabilirler.
Sürekli olarak suistimal ve kötü muameleye maruz kalmak, çocuklarda düzensiz bağlanma olarak bilinen disfonksiyonel bir davranışa sebep olur.
Düzensiz bağlanma nedir? Temel olarak, çocukların ebeveynleri veya bakıcıları ile bağ kurmasını engelleyen kronik ve yoğun bir korku durumudur.
Hatta, düzensiz bağlanmaya sahip olan çocuklar bakıcıları ile aynı ortamda bulunmak istemezler. Bakıcılarıyla zaman geçirmeye zorlamak, çocuklarda kafa karışıklığına ve şaşkınlığa yol açar.
Düzensiz bağlanma -adından da anlaşılacağı üzere- bir çocuğun sosyal gelişiminin “düzensiz” olmasına sebep olan ve onu savunmasız bırakan yoğun travmatik deneyimlerdir.
Başka bir deyişle, dağınık bağlanma olarak da bilinen düzensiz bağlanma, bir dizi duygusal rahatsızlık belirtisidir.
Düzensiz Bağlanma Sonucu Çocuklarda Oluşan Karakteristik Özellikler
Düzensiz bağlanmadan muzdarip çocuklar, duygularını kontrol etme konusunda zorluk yaşarlar. Akranları dahil olmak üzere etrafındaki insanlarla kolay bir şekilde ilişki kuramazlar.
Yazımızın devamında düzensiz bağlanma belirtilerinin daha detaylı bir listesini bulacaksınız:
- Bu tür bağlanma örüntüsüne sahip çocuklar çoğu zaman çelişen davranışlar sergiler.
- Kendilerini düzensiz bir şekilde ifade ederler ve tek bir konu hakkında konuşmak onlar için gereksizdir.
- Bu çocuklar ebeveynlerinden ayrıldıklarında endişelenirler.
- Eşgüdümsüz bir şekilde hareket etme eğilimleri vardır ve korktukları zaman tamamen paralize olurlar.
- Düzensiz bağlanma problemi olan çocuklar, baba figürüne karşı oldukça duyarlıdırlar. Hatta bu duyarlılığı fiziksel olarak ifade edebilirler.
- Kolaylıkla kafaları karışabilir ve konuşmaları anlamsızlaşabilir.
- Kişisel alanlarının istila edildiği izlenimine kapılırlar.
- Travma sonrası stres altındadırlar.
- Düzensiz bağlanma problemi olan çocuklar, bellek ve dikkat bozukluklarının yanı sıra disassociatif bozukluklar geliştirir.
- Bu bireylerin çevrelerini keşfetmek gibi bir ilgisi yoktur. Aksine, belirsizlik onları bunaltır ve yeni deneyimler yaşamaktan korkarlar.
- Genellikle çeşitli korkular ve hatta fobiler geliştirirler.
- Sürekli olarak hiper-uyanıklık durumundadırlar. Bu sebeple, her zaman tetikte olma, herhangi bir saldırganlıktan kaçmaya hazır olma ihtiyacı duyarlar.
Düzensiz bağlanma ve anne figürü
Hatalı duygular
Düzensiz bağlanmadan muzdarip çocuklar çelişkilerle doludur. Örneğin, bir an anneleriyle kucaklaşmak isterken anında ondan uzaklaşabilirler.
Çocuklar bu gibi durumlarda çaresiz kalırlar çünkü gerçekten ne istediklerini bilmezler. Sonuç olarak, birisi ne istediklerini sorduğunda oldukça huzursuz olurlar.
Yönelim bozukluğu
- Düzensiz bağlanma problemi olan bir çocuk kafası karıştığında ya da annesinin davranışından korktuğunda yönelim bozukluğu yaşar.
- Yaptığı her şeyde kafası karışmış gibi görünüyor. Başka bir deyişle, çocuk eylemlerini koordine edemez.
- Yönelim bozukluğu, annenin çocukla dalga geçmesi veya onu rahatsız etmesi durumunda ortaya çıkar.
Çocuklarda utangaçlık veya kuşku
Anne, kendisi ve çocuk arasında ciddi bir duygusal mesafe yaratır. Bu durum, düzensiz bağlanma problemi olan çocuklarda oldukça sık görülür.
Anne kendini yetersiz hissettiğinde mesafesini korumayı tercih ediyor. Örneğin, çocuğuna yaklaşmak yerine onu uzaktan selamlama alışkanlığı geliştirebilir.
Rastgele ve tutarsız davranış
Düzensiz bağlanma problemi olan çocuklar utangaç olabilirler. Hatta, dünyanın geri kalanı tarafından fark edilmeden tamamen uzaklaşmak isteyebilirler. Aynı zamanda, öfke duymaya da meyillidirler.
Bu davranışların rastgele olduğunu ve genellikle şartlarla uyuşmadığını unutmamak gerekir. Sevgiyi nasıl elde edeceklerini bilmiyorlar, bu da kendilerini farklı şekillerde ifade etmelerine yol açıyor.
Öz-uyarım
Düzensiz bağlanma problemi olan çocuklar arasında öz-uyarım arayışı yaygındır. Bu, kendilerine vurmayı ya da kafalarını bir yere çarpmayı içerir.
Peki kendilerine zarar vermenin arkasındaki açıklama nedir? Bilinçsizce, psikolojik acılarını bu eylemlerle gidermeye çalışırlar.
Zamanla kendi savunma mekanizmalarını oluşturabilirler. Acı veren anıları gizleme konusunda uzmandırlar ve sadece bakıcılarının olumlu anılarının ortaya çıkmasına izin veriyorlar.
Çoğu durumda, bu bakıcılar büyük ölçüde idealize edilir.
Ebeveynlerine başvurmazlar
Düzensiz bağlanma problemi olan çocuklar, rahat hissetmedikleri için bir tür sorunla karşı karşıya kaldıklarında ebeveynlerine başvurmazlar.
Bunun sonucunda gizlice ağlayabilir ya da ebeveynlerinden, sorunlarından ve kendilerinden uzak, amaçsızca dolaşabilirler.
Düzensiz bağlanma problemi olan çocukların, durum ne olursa olsun, ebeveynleri veya bakıcıları ile sağlıklı ilişkiler geliştirmek için profesyonel yardıma ihtiyaçları vardır.
Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.
- Bowlby, J. (1986). Vínculos afectivos: formación, desarrollo y pérdida. Madrid: Morata.
- Bowlby, J. (1995). Teoría del apego. Lebovici, Weil-HalpernF.
- Causera, I. P., & Peris, M. R. (2015). Tras las huellas borderline: Rastreando el apego de personas con trastorno límite de personalidad. Revista REDES, (32), 59-70. https://redesdigital.com/index.php/redes/article/view/179/136
- Comín, M. A. (2012). El vínculo de apego y sus consecuencias para el psiquismo humano. Intercambios, papeles de psicoanàlisis/Intercanvis, papers de psicoanàlisi, (29), 7-17. https://raco.cat/index.php/Intercanvis/article/view/353994/445879
- Garrido-Rojas, L. (2006). Apego, emoción y regulación emocional. Implicaciones para la salud. Revista latinoamericana de psicología, 38(3), 493-507. https://www.redalyc.org/pdf/805/80538304.pdf
- Lecannelier, F., Ascanio, L., Flores, F., & Hoffmann, M. (2011). Apego & psicopatología: Una revisión actualizada sobre los modelos etiológicos parentales del apego desorganizado. Terapia psicológica, 29(1), 107-116. https://scielo.conicyt.cl/scielo.php?pid=S0718-48082011000100011&script=sci_arttext&tlng=en
- Marrone, M., Diamond, N., Juri, L., & Bleichmar, H. (2001). La teoría del apego: un enfoque actual. Madrid: Psimática.
- Moneta, M. (2003). El Apego. Aspectos clínicos y psicobiológicos de la díada madre-hijo. Santiago: Cuatro Vientos.
- Olaso Sainz, M. D. C. (2020). El apego desorganizado y su relación con diferentes patologías infantiles. https://repositorio.comillas.edu/xmlui/bitstream/handle/11531/41341/TFG%20Olaso%20Sainz%2c%20Carmen.pdf?sequence=1&isAllowed=y