Ergen Asiliğinin 5 İşareti ve Bununla Başa Çıkma Yolları

Ergen Asiliğinin 5 İşareti ve Bununla Başa Çıkma Yolları

Son Güncelleme: 03 Nisan, 2019

Ergenlik, sadece genç insanlar için zor bir dönem değildir. Bu dönem ayrıca, yetişkinler için de birçok zorlukla doludur. Ergen asiliğinin işaretlerini bilip bunlara nasıl cevap vermeniz gerektiğini öğrenmek bu süreci daha kolay atlatmanıza yardımcı olacaktır.

Birçok ebeveyn, çocuklarının ergenliğe girişini çok ani ve sert bir şekilde deneyimler. Bu durum, çocuklarımızın gözümüzün önünde büyüdüğüne şahit olmamıza rağmen geçerlidir. Çocuğumuz ergen asiliğinin ilk işaretlerini göstermeye başlayınca, çoğunlukla bunu başka bir şeyle karıştırır ya da bu işaretleri tamamen kaçırabiliriz.

Bu işaretler, her zaman otoriteye doğrudan karşı çıkma şeklinde gerçekleşmez. Bunun yerine, duygusal değişimlerinden dolayı, yaşadıklarını daha imalı bir şekilde ifade edebilirler.  Diğer etkileyici faktörler ise bağımsızlık arayışı ve psikolojik ve fizyolojik olan diğer genel değişimlerdir.

Ergenliğin gelişinin herkeste aynı şekilde ortaya çıkmadığını unutmamak gerekir.  Bazı çocuklar için bu süreç 8 ya da 9 yaşlarında başlayabilirken, diğerleri için bu büyüme süreci daha sonra – hatta 13 yaşından bile sonra başlayabilir. Ergenlik birçok değişimin de başlangıcıdır: fiziksel, hormonal ve psikolojik. Bu süreç, en azından 19 yaşına kadar böyle devam eder.

Bugün sizlerle ergen asiliğinin 5 işaretini paylaşacağız. Bu bilgiler sayesinde, çocuğunuzyn ergenliğe girip girmediğini anlayacak ve ona nasıl cevap vereceğinizi de öğrenmiş olacaksınız.

Ergen asiliğinin 5 işareti

Yukarıda da bahsettiğimiz gibi, asi ergen davranışlar her zaman çok net ve belirleyici şekilde kendini göstermez. Bunun yerine, bu işaretler otonomi ve yetişkin kişilik gelişiminin bir parçası olarak daha gizli şekilde ifade edilebilir.

İşte ergen asiliğinin işareti olabilecek ve dikkat etmeniz gereken beş durum:

1. Çocuğunuz yalnız kalmak istiyorsa

Bu durum, ergenlerde asiliğin en tipik işaretlerinden biridir ve mahremiyet ihtiyacından kaynaklanır. Kişisel gizlilik, bu süreçte çok önemli hale gelen bir kavramdır.

Birçok ebeveyn, bu davranışı çocuklarının hayatında yolunda gitmeyen bir şeyler olmasına yorar. Tabi ki, her zaman için işlerin yolunda olup olmadığını kontrol etmek ve çocuğunuzun depresyondan muzdarip olup olmadığını bilmek iyi bir fikirdir. Ama genellikle, çocuğunuz yalnız kalma isteğini daha sıkça ifade ediyorsa yapabileceğiniz en iyi şey, ona ihtiyacı olan yeri vermektir.
Tabi ki, her şey dengeli olmalıdır. Eğer çocuğunuzun yalnız vakit geçirmesi, onun arkadaşlarıyla geçirdiği zamanı azaltıyor, notlarını kötü etkiliyor ya da yeme alışkanlıklarını değiştiriyorsa ortada endişelenilecek bir şeyler olabilir. Böyle bir durumda, bu davranış, sizin de duruma biraz daha dahil olmanızı gerektirebilir.

salıncakta oturan çocuk

2. Ani duygu değişimleri yaşıyorsa

Bu durum da ergenlikte görülmesi çok yaygın bir işarettir. Duygu değişimleri, ergenlerin duygusal olarak daha hassas olmasına sebep olan hormonal değişikliklerden kaynaklanır.

Bu bağlamda, ergen çocuğunuz sizin sevgi göstermenize karşı tepkisiz kalabilir ya da masum bir şakaya çok kızgın tepkiler verebilir. Ergenlik dönemindeki çocuklar, bir sivilce gibi görece önemsiz bir şeyden dolayı aşırı üzüntü yaşayabilir.

Bu gibi durumları çocuğunuzun tavırlarını eğitecek şekilde karşılayabilmeniz çok önemlidir. Öte yandan, bu, çocuğunuzun tepkilerine karşı sessiz kalmak ve aşırı hoşgörülü davranmak demek değildir. Yine de evdeki otoriter rolünüzü ona hissettirmelisiniz.

“Ergenlik, toplumun fiziksel yetişkinlikle psikolojik sorumsuzluğa izin verdiği bir dönemdir.”
–Terri Apter–

3. İletişim kurma miktarı azaldıysa

Birçok çocuk, ergenlik dönemine gelene kadar ailelerine çok bağlıdır. Fakat ergenliğe girince bu çocuklar, birdenbire aileleriyle günlerinin nasıl geçtiği hakkında bile konuşmamaya başlayabilirler. Aynı zamanda çocuğunuz, sizin bilmediğiniz yeni arkadaşlıklar bile kurabilir.

Ergen çocukların, aileleriyle az konuşmak istemesi tamamen normaldir ve bu yeni arkadaşlıklar kurmasının başlangıcıdır. Birçok aile, bu süreçte kıskançlık ya da terk edilmişlik hissine kapılabilir. Bununla beraber, bunun çocuğunuzun kendi kimliğini bulmasının ve duygusal değişiminin sağlıklı bir parçası olduğunu unutmamanız gerekir.

babasıyla konuşan ergen

Ergen gençler, sosyal problemlere karşı da daha açıklardır. Buna, madde bağımlılığı, suç işleme ve planlanmamış hamilelik gibi durumlar da dahildir. Eğer buna benzer sorunlar olduğunu düşünüyorsanız çocuğunuzun kötü etkilenmemesi için olaylara dahil olmanız gerekebilir.

4. Ebeveynleri yanında olunca utanıyorsa

Bu herhalde ergenlerin bizi en çok etkileyen ve sebebini en az anladığımız davranışıdır. Bu aşamada, ergen gençler, bağımsızlık ve yetişkin bir birey olarak kimlik arayışı içindedir. Bu da çocuksu davranışları geride bırakmak ve aileye olan bağlılığı da azaltmak demektir.

Ergenlikte olan çocuklar genellikle arkadaşlarıyla birlikteyken ebeveynlerinin orada olmasından çok rahatsız olur.

Anlamanız gereken şudur ki, çocuklarınız sizi sevmeyi bırakmadı. Bu davranışlar, onların size saygısının bittiği ya da sizden nefret ettiği anlamına gelmez. Hatta bunun yerine, bu durum onların özgüvensizliğinin bir yansımasıdır. Sizin yanınızda rahatsız olurlar çünkü belli bir yetişkinlik seviyesinde olduklarına dair rol yapabilmek isterler.

5. Daha fazla “hayır” diyorsa

Hayır demek, ergenliğin belirleyici özelliklerinden olmasının yanı sıra, asiliğin de ilk işaretlerinden biridir. Çocuklarınız bu dönemde, kararlarında git gide daha bağımsız olmak ister. Bu da kendini çeşitli şekillerde ortaya koyan bir durumdur.

Örneğin, belki çocuğunuz önceden aile toplantılarına tepki vermeden sizle geliyordu. Ama şimdi, bu tip aktivitelere sıkıcı, yorucu ya da bunaltıcı olduğunu söyleyerek katılmak istemeyebilir.

Çocuğunuza böyle anlarda bazen izin vermeniz iyi olacaktır. Burada önemli olan, mantıklı ve ölçülü olmaktır. Eğer çocuğunuz bir şeyi yemek istemiyorsa, onu eskiden yaptığınız gibi yemeye zorlayamazsınız.

Bununla birlikte, bazen net bir şekilde otoritenizi ortaya koymanız ve sınırlar belirlemeniz gerekebilir. Örneğin, çocuğunuz sıkıcı olduğunu düşündüğü için okula gitmemezlik gibi şeyler yapmamalıdır.


Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.


  • Verdugo, L. (2009). ADOLESCENCIA. REBELDÍA ADOLESCENTE,¿ MITO O REALIDAD?. Santiago.
  • van Barneveld, H. O., & Estrada, É. R. (2011). Jóvenes y límites sociales: el mito de la rebeldía. Enseñanza e investigación en psicología, 16(1), 143-154. https://www.redalyc.org/pdf/292/29215963013.pdf
  • De La Niñez, C. (2008). Adolescencia. Plan de Pro-tección Integral a la niñez y adolescencia del cantón Cuenca, 2010. http://www.cpccs.gob.ec/wp-content/uploads/2016/02/1545641.pdf
  • Hurlock, E. B., & Risso, W. L. (1980). Psicología de la adolescencia. Paidós.
  • Coleman, J. C., & Hendry, L. B. (2003). Psicología de la adolescencia. Ediciones Morata.

Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.