Kızgın Bir Çocukla Konuşmanın 8 Yolu

Kızgın Bir Çocukla Konuşmanın 8 Yolu

Son Güncelleme: 02 Mayıs, 2018

Bir çocuğun öfke sorununu çözmek kadar karmaşık çok az durum vardır. Onlarla diyalog kurmamız gerektiğinde en iyi sonucu almak için aklınızda tutabileceğiniz bazı öneriler bu yazımızda.

Öfkeli bir çocukla iletişim kurmak çok zor olabilir. Çocuğunuz bir öfke patlaması yaşadığı anlarda, onlarla anlaşmaya ya da konuşmaya çalışmak imkansızdır.

Çocuğunuzun öfkesi onu söylemeye çalıştığınız şeyleri dinlemekten alıkoyar. Peki ne yapabilirsiniz?

Öfkeli bir çocukla konuşmanın anahtarları

Ebeveynler çoğu zaman, çocukları kızgın olduklarında nasıl tepki vereceklerini bilmiyorlar, onunla nasıl konuşulacakları konusunda ise hiç fikirleri yok. Bir çocuk sinirlendiğinde, ağlamaya başladığında, agresifleşirse veya bir şeyleri fırlatıp atarsa, ebeveynler genellikle soğukkanlılığı kaybeder ve çocuklarını ciddi şekilde cezalandırırlar.

Çocuğunuzun öfke nöbetine kendinizi kaptırmadan önce, ebeveynlerin, pozitif disiplin konusundaki en iyi uzmanlarca dillendirilen bazı önemli tavsiyelere dikkat etmeleri gerekir. Bu ipuçları sağlıklı bir ebeveyn-çocuk ilişkisini kurmanıza ve iyi iletişimi korumanıza yardımcı olacaktır.

1. Kötü muameleden kaçının

Çocuklar öfkeye kapıldığında, ebeveynler, aile ilişkilerinde kırılmaya neden olabilecek şeylere başvurmamalı; çocuğuna vurup bağırmamalı ceza, şaplak, bağırış ya da otoriter bir tavır kullanma yoluna gitmemelidir.

Çocuklar çok zeki olurlar ve onlara söylemeye çalıştığınız şeyleri çok iyi anlayabilirler.

Öyleyse, çocuklarımıza her zaman saygı duymak ve başkalarıyla ilgilenmek gibi değerlere sahip çıkmak en iyisidir.

Elbette bu, çocuklarımızın disipline ihtiyacı olmadığı anlamına gelmez. Çocuklarımızın sınırlarını öğrenmek de onların gelişiminin önemli bir parçasıdır.

Bazı insanlar dayak ve fiziksel cezaların küçük bir kişinin eğitiminin temel parçaları olduğunu düşünüyor. Onlar için disiplin, bir şeylerin yanlış olduğunu öğretmek için çocuklarına vurmak anlamına geliyor.

Ancak bu metodoloji çocuğunuzun öğrenmesi için faydalı olmaktan çok uzaktır.

“Öfke, üzerine döküleceği şeylerden çok içinde bulunduğu kaba zarar veren bir asittir.”

-Mark Twain-

2. Çocuklarınızın duygularına dikkat edin

Erken yaşlarda, çocuklar ham duygularla doludur. Mantıken, henüz yetişkinlerin çoğu gibi duygularını nasıl kontrol edebileceklerini öğrenmemişlerdir.

Bu nedenle, sıkıntı ve hüsranlarını kısıtlamadan ifade ederler, sıklıkla kendilerini yere atar, tekmeler ve bağırırlar.

Örnek vermek ise anne ve babaya düşer. Kendi duygularınızı kontrol altına almalı ve dürtüsel olarak tepki vermemelisiniz. Aksi halde, tepkinizin çocuğunuzun duyguları üzerinde olumsuz etkileri olabilir ve uzun süreli travma yaratır.

3. İyi bir örnek olun

Çocuğunuza sürekli olarak bağırmanın onların duygularını kontrol etmelerine yardımcı olacağını düşünüyorsanız, ciddi şekilde yanılıyorsunuz.

Ebeveynlerin kendi öfkelerini yöneten ilk kişi olması gerekir; çünkü şiddet içeren hareketler, sözel veya fiziksel olsun, sadece çocuğunuza yine şiddet konusunda örnek olabilir.

Çocuklarınız gelişimlerinin ortasındalar. Ebeveynlerinin ne zaman sinirlendiklerini görüyorlar. Unutmayın, kendi öfkenizi yönetme şekliniz, çocuğunuzda kalıcı bir iz bırakacaktır.

Eğer bağırmak yerine: “Sesini indir, lütfen. Seni anlayamıyorum. Neden bana bağırmadan nelerin olup bittiğini söylemiyorsun? Böylece sorunu birlikte çözmeye çalışırız ” derseniz her şey farklı olacaktır.

Bunu yapmak anın gerginliğini hafifletmeye yardımcı olacak ve küçüğünüzle daha kolay iletişim kurabileceksiniz.

4. Dinleyin

Çocuğunuz onu rahatsız eden şey hakkında sizinle konuşmaya çalışıyorsa, bağırıp ağlayarak kendini ifade etmeye çalışabilir. Bu çaresizliğe neden olabilir.

Ancak sakin olun, çocuğunuzun göz seviyesine gelmek için diz çökün ve sakin olup bitenleri açıklamasını isteyin. Bu, onun dinlendiğini ve kendisiyle ilgilenildiğini hissetmesi için doğru ortamı yaratacaktır.

Bu şekilde tepki göstererek, çocuğunuzun öfkesi, karşılaştığı sorunlara kendi çözümlerini sunduğunuzda yatışmaya başlayacaktır.

Çocuğunuzu görmezden gelmeyin veya alaycı bir şekilde yanıt vermeyin. Aksine, ilgi gösterin ve endişenizi ifade edin. Bu, küçüğünüzün olumlu yanıt vermesine olanak sağlayacaktır.

5. Dramayı azaltın

Bunların hiçbiri çocuğunuzun her kaprisine teslim olmak anlamına gelmez. Denge olması gerekiyor. Çocuğunuz genellikle küçük şeylerden dolayı üzülürse, meseleleri doğru bakış açısıyla görmesine yardımcı olmalısınız.

Çocuğunuzun küçük koşulları abartarak yaptığı dramatizasyonu beslemeyin.

6. Saldırganlığa son verin

Çocuğunuz vurmaya veya kontrolden çıkmaya başlarsa, onunla konuşmaya çalışmak çok zor olabilir. Bu durumda, çocuğunuzu kollarından tutup gözlerine bakmak en iyisidir.

Evinizde (veya nerede olursanız olun) bu tür davranışlara izin vermeyeceğinizi söyleyin. Bunu yaparken çok kararlı ve ikna edici olmalısınız.

7. Derin bir nefes alın

Çocuğunuz istediğiniz şeyi yapmazsa, bağırma veya öfkeyle cevap verme isteğini hissedebilirsiniz. Ama bu noktada yapabileceğiniz en iyi şey, uzaklaşmak, derin bir nefes almak ve sakin bir şekilde geri dönmektir.

Olumlu disiplin tavsiye edilir. Örneğin: “Tamam, oyuncaklarını toplamamaya karar verdin. Kararın, onlarla oynayamayacağın anlamına geliyor. ”

8. Sakince konuşun

Çocuğunuza ne hissettiğini anladığınızı sakin bir şekilde açıklamak, gerginliği yatıştırmanın iyi bir yoludur. Çocuğunuza bazen sinirlendiğinizi ve bunaldığınızı ama tekmeler savurup çığlık atmadığınızı söyleyin.

Bu, çocuğunuzun bir adım geri çekilip düşünmesine yardımcı olabilir. Kızgın bir çocukla sakin bir şekilde konuşmak onu yatıştıracaktır. Ayrıca onu sakinleştirmek için sırtını okşayabilir, saçıyla oynayabilir, sarılabilirsiniz. Esasen çocuğunuz biraz ilgi görmek istediği için böyle davranıyor olabilir. Pozitif disiplin kullanmak, çocuklarımızın muhakeme etmeyi öğrenmesi için aile terapisi uzmanlarının tavsiye ettiği en iyi alternatiftir.


Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.



Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.