Bebeğinizi İlk Gördüğünüz An ve Büyük Aşk

Anne ve babaların bebeklerini o ilk gördükleri an hayatları boyunca unutamayacakları eşsiz bir hatıradır. İşte o büyülü anla birlikte eşsiz bir aşk hikayesi de başlar. Hayatta karşınıza ne çıkarsa çıksın çocuğunuza duyduğunuz bu sevgi ve aşk asla değişmez.
Bebeğinizi İlk Gördüğünüz An ve Büyük Aşk

Son Güncelleme: 02 Nisan, 2021

Hiçbir zaman bitmeyen bir aşk vardır, ilk görüşte aşk. Bazen insanı mahveden ama aynı zamanda kurtulması mümkün olmayan harika bir aşk…Evet, bebeğinizden ve onu ilk gördüğünüz andan bahsediyoruz. İşte o hikaye, çocuğunuzla sizin aranızda görünmez ve kalıcı bir mürekkeple yazılmış olan bu aşk hikayesi, kalbinizin en derin yerlerine ve en özel köşelerine kazınmış olan bir aşktır.

Bebeği dokuz ay karnınızda taşımış olmanız ya da onun başka bir yerden, başka bir ülkeden ya da başka bir coğrafyadan gelip kendisini bekleyen yeni bir aileye katılacak olması hiçbir şeyi değiştirmez. Çocuklar bizim genlerimizi taşısalar da taşımasalar da anne ve babaları tarafından çok sevilirler. Çünkü bebeklerin yüzleri nasıl görünürlerse görünsünler her zaman güzel, harika ve büyüleyicidir.

 Bir bebek dokuz ay boyunca karnınızda, üç yıl kucağınızda ve ölene dek kalbinizde taşıdığınız bir varlıktır.

~ Mary Mason ~

Eminiz ki hayatınız boyunca belki iki, üç, beş, on, hatta yirmi kez aşık olmuşsunuzdur. Şu anda sizin için en mükemmel olan ve tüm dünyanızı birlikte inşa ettiğiniz insanla yaşantınızı paylaşıyor da olabilirsiniz. Ancak çocuk sevgisi çok daha farklı bir şeydir. Bu sevgi, hem anne hem de baba tarafından tecrübe edilen eşsiz bir duygudur. Bu yüzden kimi zaman kendi kendinize şu soruyu sormadan duramazsınız: “Bu kadar küçük bir insan nasıl oluyor da beni bu kadar çok mutlu edebiliyor?”

dünyayı seven kadın

Bebeğim Benim Dünyam, Daha Dünyaya Gelmeden Önce Aşık Olduğum Kusursuz Bir Canlı, Büyük Bir Aşk

Bebeğinizi daha kucağınıza almadan önce ona aşık olursunuz, onun hayalini kurarsınız ve onun yüzünün nasıl görüneceğini zihninizde canlandırmaya çalışırsınız. Burnu nasıl olacak, saçlarının rengi açık mı yoksa koyu mu, çenesinin şekli nasıl ya da ses tonu nasıl? İşte bu şekilde kafanızda onunla ilgili bir resim çizersiniz. Ancak doğum esnasında bebeğinizi ilk kez kollarınıza aldığınızda çok daha derin ve insanı adeta içine çeken farklı bir şey hissedersiniz. Doğmadan önce zaten bebeğinize aşıktınız. Doğumla birlikte onu ilk kez gördüğünüzde ise ona hayranlık duyar ve çılgınca bir biçimde kızınıza ya da oğlunuza farklı bir aşk beslemeye başlarsınız.

Çocuğunuz Kusursuzdur ve Hep Öyle Kalacaktır

Henüz yeni doğmuş ve bu dünyayla yeni tanışmış olan bir bebek zaten başlı başına kusursuz bir canlıdır. Teninin rengi, nereli olduğu, herhangi bir engelle doğup doğmadığı ya da gelişim probleminin olup olmaması hiçbir şeyi değiştirmez. O çocuk kusursuzdur çünkü anne ve babasının sevgisi her türlü olumsuzluğu örter ve onlar bebeklerini kalplerinden gelen bir sevgiyle görürler.

Her birimizin çocuk sevgisini bu şekilde algılamamız gerekir. Çocukluk dönemini ve ufaklıkları, kusursuz bir hayatı hak eden kusursuz canlılar olarak görmeliyiz. Bu hayatta korunma, sevgi, ilgi, kendini güvende hissetme, değer görme ve sevgiye dayalı bir yetiştirme gibi çok önemli değerlerin eksikliğini hissetmeden yaşamaları çok önemlidir.

uyuyan bebek

Dünyaya İlk Geldiğinde Gördüğüm O Küçük Güzel Yüzün…

Bazı bebekler doğduklarında son derece sakin olurlar. Bazıları ise belki de kendilerine eşsiz ve sıcak bir ortam sağlayan anne karnından ayrılmayı adeta protesto edercesine ağlarlar ve korkarlar. Nasıl olursa olsun her anne ve babanın aklından hiçbir zaman çıkmayan şey, vücutları hala kan ve sıvıyla kaplı, göbek bağları hala karınlarından sarkan bebeklerinin yüzünü uzun bir bekleyişten sonra ilk gördükleri o andır.

O esnada geçen birkaç saniye hayatta eşine rastlanmayacak niteliktedir. Doğumun getirdiği acılar, yorgunluk, korku ve gözyaşı bir an olsun sona erer ve anne babasına ihtiyaç duyan korku dolu o küçük bedenle yaşam işte o anda başlar.

Bizimkisi Hiç Bitmeyen, Sonsuz ve Koşulsuz Bir Aşk Hikayesi

anne ve huzur içindeki bebek

Hepimizin bildiği gibi zor zamanlarınız olacaktır. Sizi hayal kırıklığına uğrattığında, yorduğunda ya da umutsuzluğa düşürdüğünde ona kızdığınız anlar olacaktır. Ancak hiçbir zaman çocuğunuza beslediğiniz sevgi azalmayacak ve zayıflamayacaktır. O en zorlu anlarda, ona en kızgın olduğunuz zamanlarda bile onu sevmeye devam edeceksiniz. Çünkü anne ya da baba olmak işte böyle bir şeydir. Çocuğunuzun her geçen gün daha iyi olması için ona yol gösterecek ve ait olduğu evin neresi olduğunu bilmesini sağlayacak o karşılıksız sevgi…

Bir bebek dünyaya hiçbir şey bilmeden gelir. Ancak sahip olduğu her bir parça onu size bağlayan eşsiz özelliklere sahiptir. Anne ve bebek arasındaki ilişki sonsuz bir aşk hikayesidir. Bu her birinden yeni bir şeyler öğreneceğiniz sonsuz sayıda bölümden oluşan bir kitap gibidir. Ancak her ne olursa olsun hiç değişmeyen bir şey vardır: Çocuğunuzun mutlu olması, kendini güvende hissetmesi ve her zaman en iyisine sahip olması için duyduğunuz arzu…


Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.


  • Bowlby, J. (1986). Vínculos afectivos: formación, desarrollo y pérdida. Madrid: Morata.
  • Bowlby, J. (1995). Teoría del apego. Lebovici, Weil-HalpernF.
  • Garrido-Rojas, L. (2006). Apego, emoción y regulación emocional. Implicaciones para la salud. Revista latinoamericana de psicología, 38(3), 493-507. https://www.redalyc.org/pdf/805/80538304.pdf
  • Marrone, M., Diamond, N., Juri, L., & Bleichmar, H. (2001). La teoría del apego: un enfoque actual. Madrid: Psimática.
  • Moneta, M. (2003). El Apego. Aspectos clínicos y psicobiológicos de la díada madre-hijo. Santiago: Cuatro Vientos.

Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.