Ev Hanımı Olan Anneler De Aslında Çalışıyor

Ev Hanımı Olan Anneler De Aslında Çalışıyor

Son Güncelleme: 31 Mayıs, 2018

Son zamanlarda ev hanımı olan anneleri yargılayan, üzücü bir eğilim var. Ama kendi hayatını ve ruhunu evlatlarına adayan anneler de çalışan annelerdir. 

Aslında orijinali Uluslararası Çalışan Kadınlar Günü olan 8 Mart, tüm dünyada Kadınlar Günü olarak kutlanıyor. Ancak kadınların iş hayatındaki başarılarını kutladığımız kadar, evde kalıp çocuklarının bakımıyla ilgilenmeyi seçen anneleri de göz ardı etmemeliyiz.

Maalesef, bu önemli günün trajik bir tarihçesi var. 8 Mart 1911 tarihinde bir tekstil fabrikasında çıkan yangında pek çok kadın öldü. Bu kadınlar eşitlik, daha doğrusu kendi haklarını elde etmek için çabalıyorlardı. 

Aslında bu tür aktivitelerin amacı cinsiyet ayrımı yapmaksızın tüm çalışanların çalışma koşullarını iyileştirmek. Bugün ise, bu kadınları feminizm tarihinin sembolü olarak hatırlıyoruz. 

Peki ama, kendini evlerine ve çocuklarının yetiştirilmesine adayan kadınların Kadınlar Günü’nü kutlamak da gerekmez mi?

Elbette gerekir. Ev hanımı olan anneler de profesyonel bir kariyer yapmayı seçen anneler kadar kabul ve takdir görmeyi hak ediyorlar. Bir ev ve ailenin bakımını üstlenmek de son derece zor bir görevdir. Üstelik normal bir işten farklı olarak, maaş ve emeklilik hakkı da yok. 

Evde kalarak çocuklarının bakımını üstlenen kadınların yaptıkları iş karşılığında aldıkları bir maaş yok. İkramiye veya ücretli izin de alamıyorlar. Çoğu insan tarafından, çalışan olarak bile görülmüyorlar.

Öte yandan, onlar olmasaydı biz de bugün burada olmazdık. Çoğumuz için, bu kadınlar annelerimiz, kız kardeşlerimiz, büyükanne, teyze veya arkadaşlarımız. Ve hepsi de aynı derecede saygıyı hak ediyorlar. 

Evde kalıyor olmaları önemli değil. Çünkü bu sürekli bir tatil hali değil. Toplumun artık fark etmesi gereken şu ki: Evde tam zamanlı olarak çocuklarının bakımı üstlenen kadınlar da çalışan kadınlardır. 

Ev kadını olan anneler çalışan kadınlardır

Her gün, mutlaka yapılması gereken işler vardır, üstelik maddi bir karşılığı olmadan, sadece sevgi karşılığında. Ev hanımı olan anneler ortalığa saçılmış oyuncakları toplamak ve evi temizlemek için saatler harcarlar. Diğer zamanlarda ise, çok fonksiyonlu bir makine gibidirler.

Ev hanımı olan anneler bir an için bile durmazlar. Her zaman hazırlanması gereken bir yemek, yıkanması gereken giysiler ve toplanması gereken dağınıklıklar vardır. 

Eşi dışında başka bir yetişkinle sohbet etmeden günler, hatta bazen haftalar geçirirler. Full-time anne olmak aslında göründüğünden çok daha zordur. Eğer bunun kolay bir hayat olduğunu düşünüyorsanız, günlük hayatın monotonluğunu bir hatırlayın.

Elbette, bu bir yarış değil. Söz konusu olan, kimin daha çok yorulduğu, kimin göz altı torbalarının daha koyu olduğu veya kimin daha fazla fedakarlık yaptığı değil.

Hatta aslında, çoğu anne diğer insanlara kıyasla iki kat fazla çalışıyor: hem evde hem de ev dışında. O yüzden de, neden herkesi buna dahil etmiyoruz? Aslında böyle bakınca, biz tüm kadınlar çalışan kadınlarız. 

çalışan anne ve bebeği

“Aslında sorun bana kimin izin vereceği değil, beni kimin durdurabileceği.”

-Ayn Rand-

Bir de, çalışan anneler konusundaki tartışmaların arkasında bir başka üzücü gerçek daha var. Bir kez anne olunca, bir bulmak daha da zorlaşıyor.

İnsanlar böyle bir şeyi tecrübe etmeden sizin hayatınızı yargılayabiliyorlar. Bir süre çocuk baktıktan sonra iş hayatına geri dönmenin zorluklarından bahsedenleri duymak yeterince üzücü.

Ve elbette, eğer bir anne ihtiyaç duyduğu işi bulamazsa toplum da onu eleştiriyor. Anneler her yönden kapana kısılıyor. Sadece anne olduğu için, farklı bir yol seçtiği için.

Hepimiz çalışan kadınlarız

başı ağrıyan kadın

Çocuklarının bakımını üstlenen kadınlar çalışan kadınlardır, bunun karşılığında maaş alsalar da almasalar da. 

Bu kadınlar hangi yolu seçmiş olurlarsa olsunlar, saygı duyulmayı hak ediyorlar. Her çeşit çalışma onurlu bir davranıştır. O yüzden, her türlü çalışmaya değer vermeliyiz.

Bir başkasına bakmak asla kolay bir iş değildir, bugünlerde kolaymış gibi görünse de. Bir çocuk dünyaya getirmek ve bunun sorumluluğunu almak kolay değil; herkesin yapabileceği bir şey de değil. Büyük bir kalp ve sonsuz bir sabır gerektirir.

“Bakım” bir kelimeden daha fazlasıdır. Ve aslında çoğu insanın samimiyetle bunu yapmak istediğini de görmezden geliriz. Sıklıkla göz ardı edilse de, bir başka insanın bakımını üstlenmek ancak sevgiyle yapılabilir. 

İnsanların annelikle ilgili fark edemediği şey ise bunun hem anne, hem çocuk ve hem de insanlık için ne kadar önemli olduğudur. 

Bir ebeveynin tüm ilgisini alarak büyüyen bir çocuk duygusal hayatında sorun yaşamaz, ki bu da hepimizin yararına olan bir şeydir.


Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.