Gençlerin İlişkilerinde Aşk Sorunu
Artık toplum daha özgür ve daha açık bir yapıya kavuştuğu için gençlerin ilişkilerinde aşk kavramı da gündemdeki yerini aldı.
Kişinin aşka dair bakış açısı, yaşadıklarına, etrafında bu konu ile ilgili neler olup bittiğine ve yaşadığı toplumun yapısına göre zamanla değişiklik gösterir. Günümüzde çoğu gencin aşka dair sahip olduğu belirli idealler, onların toksik ilişkiler yaşamalarına neden oluyor.
“Bazen gönül sınırlara aldırış etmez.”
-Kristen Ashley-
Romantik İlişkilerle İlgili Mitler
Yıllar yılı insanlar romantik ilişkilerle ilgili birçok mit uydurdu. Bunların çoğu Nuh Nebi’den kalma tartışmalar olsalar da, kitaplar, filmler ve medya sayesinde günümüze kadar ulaştılar. Bahsettiğimiz mitlerden bazıları şu şekilde:
- Aşk uyumu ve suistimal miti. İlişkilerde kavga edilmesinin ve ilişkilerin şiddet barındırmasının normal olduğu mitidir. Bu mit, yalnızca birbirini arzulayan kişilerin kavga edeceği meselesinden çıkar.
- Kıskançlık miti. Bu, “Seven insan kıskanır.” şeklindeki inanca dair bir mittir.
- Narin prenses ve cesur prens miti. Geleneksel peri masallarında hep narin ve tatlı prensesin cesur prens tarafından kurtarıldığı ve prensesin gönlünü çaldığı öyküler anlatılır.
- Aşk insanı değiştirir miti. Agresif ve şiddete eğilimli insanların ilişki içinde değişeceklerine dair uydurulan bir mittir. İnsanlar, genellikle de kadınlar, zamanla değişeceklerini düşünerek partnerlerinin tolere edilmemesi gereken davranışlarını hoşgörü ile karşılar ve bunlara tahammül ederler.
- Hayatta yalnızca bir kez aşık olunabileceği miti. Hayatta yalnızca bir kez aşık olunabileceği ve bundan dolayı da aşkın yitirilmemesi gerektiğine dair mittir.
- Ruh eşi miti. Herkesi mükemmel biçimde tamamlayan bir insanın olduğuna dair mittir. Bundan dolayı, insanlar tüm hayatlarını ruh eşlerini aramakla geçirirler.
Gençlerin İlişkilerinde Aşk Sorunu
İlişkilerle ilgili mit ve düşünceler, insanların dengesiz ve sağlıksız ilişkiler kurmalarına neden oluyor. Bu durum, özellikle ilk ilişkilerin yaşandığı ve çoğunlukla ilk kez insanların birilerinden hoşlandıkları ergenlik döneminde oldukça büyük bir tehlike arz edebilir. Bu gibi ilişkiler, aşkın çaba sarf etmek ve acı çekmekle ilgili olduğunu öne süren sosyal ve kültürel etkiler çerçevesinde gelişir.
Bu düşüncelerden dolayı, gençlerin ilişkilerinde cinsiyete göre suçlu ve kurban ilişkisinin kurulması mümkün hale gelir, toksik davranışların tanımlanmasında başarılı olunmaz ve uygunsuz davranışlar tolere edilir.
Gençlerin ilişkilerinde cinsiyete göre şekillenen bir şiddet ortamının doğmasına yol açacak diğer riskli durumlar şu şekildedir:
- Ailede istismara maruz kalınması,
- Ebeveynleriyle şiddet içerikli bir ilişkisi olan arkadaşlarının olması,
- Düşük özgüven (hem suçlu hem kurban tarafında),
- Saldırgan tarafın sosyal becerilerinin zayıf olması ve yeterince empati kuramaması.
Unutmayın ki, aşkla ilgili ilk deneyimler, ileride yaşanacak ilişkilerin temelini oluşturur. Bundan dolayı, ebeveyn olarak çocuğunuzun partneriyle yaşayabileceği uygunsuz durumlara karşı gözünüzü açık tutmalı, yanlış davranışlarını düzeltmeli, sağlıklı ve dengeli bir ilişki kurmalarını sağlamalısınız.
Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.
- Álvarez-Casal, A. B. (2014). Mitos del amor romántico y tolerancia de conductas violentas en las relaciones de pareja jóvenes (Trabajo de fin de grado). Leioa, UPV/EHU.