Mesleki Kriz Yaşayan Genç Öğrenciler
Genç öğrencilerin karşılaştığı en zor şeylerden biri liseden sonra ne yapacaklarına karar vermektir. Gelecekleri hakkında hızlı bir şekilde önemli kararlar vermeleri gereken gençler baskı altında hissederek bir mesleki kriz yaşayabilirler.
Ayrıca toplumun, arkadaşların ve ebeveynlerin beklentileriyle de ilgilenmek zorunda kalan gençlerin sonuç olarak mesleki bir krize maruz kalmaları oldukça yaygındır.
Bu konudaki istatistiksel veriler oldukça endişe vericidir. Yapılan bazı araştırmalar göstermektedir ki öğrencilerin en az üçte biri mesleki kriz yaşadıkları için üniversiteyi terk etmektedirler. Gerçekten de, bu ilk birkaç akademik yarıyılda veya daha sonra gerçekleşebilir.
Şüphesiz, gençler gelecekleri hakkında büyük kararlar vermek zorunda kaldıklarında gerçekleşen bu konuyu bilmek önemlidir. Ayrıca gençlerin ne yapacaklarını, akademik olarak güçlü ve zayıf yönlerini bilmemeleri de bunda önemli bir rol oynamaktadır.
Çocuğunuz bu zorlu ve hassas süreçten geçiyorsa, burada sizinle paylaşacağımız bu bilgileri kullanabilirsiniz. Ayrıca, bu durumla başa çıkmanıza yardımcı olacak bazı araçlardan bahsedeceğiz.
Mesleki kriz yaşayan genç öğrenciler
Meslek, bir konunun zevkleri ve ilgi alanlarıyla olan bağdır ve derin kişisel bilgi anlamına gelmektedir. Gençlerin nitelikleri, hoşlandıkları ve hoşlanmadıkları şeylerin yanı sıra dikkatlerini nelerin çektiğini, güçlü ve zayıf yönlerinin neler olduğunu bilmek de önemlidir.
Bir kişinin mesleğinin ne olduğunu belirleyebilmesi için kendisini derinlemesine incelemesi ve belli bir olgunluğa sahip olması gerekmektedir. Ancak bu keşif süreci oldukça karmaşıktır. Ayrıca her bir birey farklı ve benzersiz deneyimlere sahiptir.
Gençler kendileri için en iyi mesleğin gerçek arzuları ve ilgi alanları ile örtüşen bir iş olduğunu anlarlarsa sakin bir şekilde hareket edebilirler. Bu nedenle, onları heyecan ve depresyonunun duygusal çalkantılarına sürükleyen bir şey seçmemelilerdir.
Ayrıca, gençler sadece ebeveynlerinin veya yaşıtlarının istediklerini yapmakla kalmamalı, kendi arzularının peşinden gitmeli ve danışmanlarını da körü körüne dinlememelidirler.
Gençlerin mesleki kriz yaşamaları yaygın bir durumdur
Liseden mezun olan öğrencilerin yaklaşık %70’i üniversitede ne okuyacaklarını veya hangi işe sahip olmak istediklerini bilmemektedir. Bu rakam endişe vericidir.
Ancak, gençlerin kararlarına bakıldığında genellikle o anda ilgilendikleri şeye göre hangi mesleği seçeceklerine kadar verdikleri ortaya çıkmaktadır. Ayrıca, günümüzde neyin popüler olduğuna göre karar vermektedirler.
Bu nedenle, birçok genç en iyi kariyer tercihinin tıp, işletme veya mühendislik olduğuna inanmaktadır. Sonuç olarak, çok fazla para kazanmayı vaat etmeyen uğraşları veya meslekleri boş verme eğilimindedirler.
”Bir kişinin mesleğinin ne olduğunu belirleyebilmesi için kendisini derinlemesine incelemesi ve belli bir olgunluğa sahip olması gerekmektedir.”
Bu aşamada ortaya çıkan iki önemli husus vardır: Bir yandan topluma göre sözde ”hayatta başarı” anlamına gelen çok para kazanmak, öte yandan tutku ve hevesle her gün çalışmaktan keyif almak.
Psikologlara danışmaya giden birçok genç üniversite öğrencisi, ve hatta yetişkin, mesleki kriz ve depresyonla başa çıkmaya çalıştıklarını söyleyerek, zamanda geriye gitmek istediklerini ve yaptıkları kariyer seçimlerinden pişmanlık duyduklarını dile getirmektedirler.
Gençler nasıl doğru karar verebilir?
Öncelikle başlangıç olarak ebeveynlerin çocuklarına kendi istekleri dışında bir şey yaptırmalarının doğru olmadığını vurgulamalıyız. Okuldaki danışmanlar da gençlerin hangi kariyeri seçmesi veya ne okumaları gerektiği konusunda fikir beyan etmemelidir.
Bu durumda ekip olarak çalışmanız gerekmektedir. Ebeveynler, okul ve gençler farklı ilgi alanları ve becerileri eleyerek keşfetmelidir. Bir diğer önemli husus ise bu kararı çok önceden vermeniz gerektiğidir.
Gençler gelecekleri ile ilgili bu önemli kararı derslerinin bitiminden yalnızca altı ay önce vermemelidirler. Bu aşamada geleceklerine değil bitirme sınavlarına odaklanıyor olmalıdırlar.
Son olarak, çocuklarınızın hemen üniversiteye gitmek istememesi kötü bir şey değildir. Aslında üniversiteye gitmeyi iki yıla kadar ertelemeleri tamamen normaldir.
Bu gençlere olgunlaşmaları ve daha net düşünebilmeleri için zaman tanır, böylece kendileri için en iyi kararı verebilir ve gelecekte depresyona girmezler.
Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.
- Pantoja, C. (1992). En torno al concepto de vocación. Educación y ciencia, 2(6), 17-20.
- Castro Valdez, J. (2015). Identidad vocacional, claridad del autoconcepto y autoestima en adolescentes peruanos. http://repositorio.ual.es/bitstream/handle/10835/3866/CASTRO.pdf?sequence=1
- Álvarez González, M. (1989). La madurez vocacional en el alumnado de secun- daria (tesis doctoral, Universidad de Barcelona).
- Romero, H. (2007). Adolescentes y elección vocacional. In XIV Jornadas de Investigación y Tercer Encuentro de Investigadores en Psicología del Mercosur. Facultad de Psicología-Universidad de Buenos Aires. https://www.aacademica.org/000-073/338