Bebeğiniz ile Birbirinize Bağlandığınız “Altın Saat”

Bebeğiniz ile Birbirinize Bağlandığınız “Altın Saat”

Son Güncelleme: 03 Nisan, 2018

Bebeğiniz ile birbirinize bağlanmanız doğumdan çok daha önce başlar ve bebek rahminizden çıktıktan sonra da devam eder. Bütün bu süreç önemlidir. Anneliğin, kadının kendini anne olarak hissettiği ilk anda başladığını unutmayalım.

Doğum ve doğumdan hemen sonraki ilk dakikalar, anne ile bebeğin birbirlerine olan bağlılıkları için “altın saat” olarak niteleyebileceğimiz, özellikle hassas zamanlardır. Paylaştıkları bu anlar, hem anne hem de bebek üzerinde kalıcı bir iz bırakıp ilişkilerinin temelini oluşturur.

Bu esnada, her iki vücut da prolaktin, oksitosin ve endorfinler ile doludurlar. Sinir sisteminin kimyası ile ilgili olan bu maddeler aynı zamanda “aşk molekülleri” olarak da bilinirler.

Ya da kısaca şöyle söyleyelim, “ilk görüşte aşk” kavramının vücut kimyamızdaki açıklamasıdırlar. Anne, yeni doğan bebeğine duyduğu aşktan serseme döner. Bu arada bebek, annesini ilk evi olarak görür ve ona büyük bir güven duyar. Bu karşılıklı hisleri ile de aralarındaki sevgi dolu bağ kurulmuş olur.

İlk izlenimlerin önemi: doğum

Hastane ve doğum evlerinde yakın zamana kadar devam eden uygulama, doğar doğmaz bebeği kundaklamak ve annesine şöyle bir gösterip hemen kuvöze yerleştirmek şeklindeydi. Yeni anneler, bebeklerini kısa bir süre için kucaklama fırsatı elde etmişler ise şanslı sayılırlardı.

40 hafta boyunca annesinin rahat, ılık ve karanlık rahminde yaşarken aynı zamanda onun kalp atışlarını dinleyen bebeğin, bu tarz bir uygulamada ne hissedebileceğini hayal etmeye deneyin.

yenidoğan'ını öpen anne

Zaman içerisinde uzmanlar, gerçekte annenin kollarının olabilecek en iyi kuvöz olduğunun farkına vardılar. Bir anne bebeğini kucaklayıp tenine yatırdığında sadece aralarındaki bağı kuvvetlendirmiş olmuyor. Aynı zamanda kendi vücudundaki iyi bakterilerin bebeğinin vücuduna yerleşip çoğalmasını sağlayarak bebeğinin bağışıklık sisteminin de “start” düğmesine basmış oluyor.

Aynı şekilde, doğum sırasında babanın önemini de görmezden gelmemeliyiz. Sürece katılım sağladığı oranda baba da bebeğe bağlanır ve kendini adar. Babaların doğum anının o görkemli tantanasına şahit olmaları bu nedenle önemlidir.

Fiziksel temas: yenidoğan bir bebeğin gelişim anahtarı

Şu ana kadar okuduklarınızı, anne ile çocuğun, hamilelik ve doğum sürecinde birbirlerine iç salgı bezleri, bağışıklık sistemleri ve nörolojik olarak bağlanıyorlar diye özetleyebiliriz. Tüm bu saydıklarımız çocukların mental ve fiziksel sağlıklarının anahtar öğesi olabilirler.

Bebekler için öğrenmenin ana şekli fiziksel temas ve sarılmalardır. Bir bebek, bu eylemler sayesinde sevme ve güvenme kabiliyetini geliştirebilir. Çocuklarımızın bebekliklerinde, onlar ile olan tensel temaslarımızı içgüdüsel olarak arttırıp sevgi dolu sarılmalarımız ve jestlerimiz ile iletişim kurarız.

Bu davranış şekillerimiz ile çocuklarımıza duygusal zeka konusundaki ilk derslerini de vermiş oluruz. İçgüdüsel sevgi gösterilerimiz ile bazen ne yaptığımızı fark etmesek bile, aslında onlara, onları her zaman koruyacağımızı ve bu dünyanın onlara zarar veremeyeceği mesajını iletiriz.

yenidoğan bebek ve annesi

Doğumun hemen sonrasındaki “altın saat”

Günümüzde çoğu uzman, medikal personele, doğumun hemen sonrasındaki “altın saat” olarak adlandırılan zaman dilimine saygı göstermelerini tavsiye ediyorlar. Bu tavsiyeleri şu anlama geliyor; anne en az bir saat boyunca, hiçbir müdahale ya da kesintiye uğramadan, bebeği ile ten tene temas içerisinde kalmalıdır. Bebeğin temizlenmesi, ölçülerinin alınması ve testlerin yapılması çoğunlukla “beklenebilir” uygulamalardır.

Uzmanlar, doğar doğmaz annesi ile tensel temasa giren bebeklerin nefes almalarının ve vücutlarındaki oksijen seviyelerinin hızla normale döndüğünü belirtiyorlar. Bu uygulama, bebeğin kanındaki şeker seviyesini ve kan basıncını doğru seviyeye getirmeye yararken aynı zamanda da ağlayan bebekleri sakinleştirip stres hormonu salınımını azaltıyor.

Hatta “altın saat” içerisindeki bu ten teması annenin bebeğini memeden emzirmeye başlama sürecini ve anne sütünün gelmesini kolaylaştırıp bebeğin hipotermi yaşama olasılığını da düşürüyor.

Tensel temas ile geçirilen bir saat bebeğin yeni fiziksel şartlar alışmasını kolaylaştırmakla kalmıyor. Bu “altın saat”, anne ile bebeğinin iletişimini doğal olarak kuvvetlendirirken aralarında kopmaz bir bağ oluşturuyor.


Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.


  • Bowlby, J. (1986). Vínculos afectivos: formación, desarrollo y pérdida. Madrid: Morata.
  • Bowlby, J. (1995). Teoría del apego. Lebovici, Weil-HalpernF.
  • Garrido-Rojas, L. (2006). Apego, emoción y regulación emocional. Implicaciones para la salud. Revista latinoamericana de psicología, 38(3), 493-507. https://www.redalyc.org/pdf/805/80538304.pdf
  • Marrone, M., Diamond, N., Juri, L., & Bleichmar, H. (2001). La teoría del apego: un enfoque actual. Madrid: Psimática.
  • Moneta, M. (2003). El Apego. Aspectos clínicos y psicobiológicos de la díada madre-hijo. Santiago: Cuatro Vientos.

Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.