Düşük Yaptıktan Sonra Yas Tutmanın Önemi
Doğmamış bebeğini kaybetmek, bir kadının yaşayabileceği en acı verici durumlardan bir tanesidir. Düşük yaptıktan sonra acıyı yaşamak, olanlarla başa çıkmak için son derece gereklidir. Bunun yanı sıra, yas tutmak durumun psikolojik sonuçlarının ciddi bir hal almasını önler.
Düşük Yapmak: Tabu
Bir sebepten dolayı, modern toplumlarda bile düşük yapan kadınlar kendilerini derin bir sessizliğin içerisinde buluyorlar. Bu durum dört hamilelikten bir tanesinde görülen yaygın bir sorun olsa da, düşük yapan kadınlar ve onların etrafındaki kişiler bu durumu gizli tutmaya çalışıyorlar.
Bu şekilde, kadın bu talihsiz durumla mücadele ederken içini dökebileceği birini bulmakta zorlanıyor. Ayrıca, pek çok kadın yanlış bir şey yapıyormuş hissine kapılıp diğerleri gibi sessizliğe gömülmeyi tercih ediyor ve bunun sonucunda da kısır bir döngüye giriyor.
Bu durum, kendi isteğiyle kürtaj yaptıran kadınlarda da farklı değildir. Onlar da, verdikleri karar yüzünden toplumun tepkisiyle karşılaşır ve kendilerini suçlu hissederler.
Fiziksel ve psikolojik etkiler
Düşük yapmak, kısa bir zaman içerisinde çok fazla değişiklikle yüzleşmeyi de beraberinde getirir. Üstelik, bunlar hiç de hazırlıklı olmadığınız değişikliklerdir.
İlk olarak, kadınlar düşük yapmanın vücutlarında yarattığı fiziksel değişimlerle yüzleşmelidir. Temel hormonal varyasyonlar ve hoş olmayan semptomlar ortaya çıkabilir.
Psikolojik olaraksa, düşük yapmanın pek çok kadının başına gelen bir durum olduğunu bilmek, maalesef bu acı deneyimi daha az sıkıntılı hale getirmeye yetmemektedir. Bir çocuk öldüğünde, onunla ilgili kurulan hayaller de ölür.
Kadın sadece vücudunda büyüyen bebeğini değil, annelik rolünü de kaybeder. Ayrıca, çocuğu etrafında inşa edeceği sosyal kimliği de terk etmek zorunda kalır.
Düşük yaptıktan sonra yas tutmak
Düşük yapmak, hem fiziksel hem de duygusal bir kayba sebep olur. Bu nedenle, kadının bu durumu sağlıklı bir şekilde çözebilmesi için yas tutmak gereklidir.
Daha önce de bahsettiğimiz gibi, toplum genellikle düşük yapmanın etkilerini küçümsemektedir. Ancak anne babaların, özellikle de annelerin, çocuklarının zor bir süreçten geçtiğini anlaması ve mümkün olan en bilinçli şekilde ona destek olması gerekir.
Bu acının arasında, pek çok kadın yeniden hamile kalmaya çalışmak veya acıyı tamamen görmezden gelmek gibi yollarla kendini teselli etmeye çalışır.
Ancak bunlar süreci kolaylaştırmaz. Aksine, acıyla yüzleşmeyi inkar etmek acının kronik hale gelmesine ve sonuçların birkaç yıl boyunca sürmesine yol açar.
Yas tutmanın sebep olduğu duygular
Yas tutma sürecinde aşağıdaki duygular ortaya çıkabilir:
- Suçluluk hissi. Suçluluk, düşükle birlikte gelen duygulardan bir tanesidir. Olanları anlamaya çalışan anneler, genellikle kendilerini yeteri kadar dikkatli davranmamakla suçlarlar.
- Aşağılık ve başarısızlık hissi. Sessizliğe boğulan kadınlar, genellikle kendilerini diğer kadınlardan daha başarısız hissederler çünkü hamileliklerini başarıyla sürdürememişlerdir.
- Üzüntü, yalnızlık ve anlayışsızlık. Düşük yapan kadının yakınları, ona nasıl yaklaşacağını bilemeyebilir. Ancak onu neşelendirmek için yaptıkları, kadını daha da mutsuz hissettirebilir.
- Acı ve kaygı. Bu deneyim, tekrar düşük yapma korkusunu da ortaya çıkarır. Ayrıca kadınlar tekrar hamile kalamayacaklarından da korkabilirler.
Düşük yaptıktan sonra nasıl yas tutulur?
- İhtiyaç duyduğunuz müddetçe acı çekmenize olanak tanıyın. Etrafınızdakiler sizi anlamasa da, bu sürecin getirdiği acıyı görmezden gelmek yerine yaşamanız gerekir.
- Acının üstünü kapatmaya çalışmayın. Hemen yeniden hamile kalmaya çalışmayın ve kendinizi başka şeylere yöneltin.
- Kendinizi ifade edin. Sevdiklerinizle ve eşinizle konuşun veya düşüncelerinizi ve hislerinizi paylaşmak için bir uzmana danışın.
- Bebeğinize veda edin. Bir cenaze töreni yapamasanız da, sembolik de olsa bebeğinize veda etmek önemlidir. Ayrıca, kaybettiğiniz bebeğinize bir isim vermek, onu hayatınızda önemli bir yere koymanıza yardımcı olabilir.
- Herkesin acıyı atlatma süresinin farklı olduğunu unutmamak gerekir. Yas tutma, sabit bir süreç değildir ve bu süre zarfında inişler ve çıkışlar meydana gelmesi çok normaldir.
- Bir süre geçtikten sonra, duygusal olarak iyileşmeye başlamadığınızı veya bunu kendi kendinize başaramayacağınızı düşünüyorsanız bir psikologtan yardım almalısınız.
Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.
- López García de Madinabeitia, A. P. (2011, marzo). Duelo perinatal: un secreto dentro de un misterio. Recuperado de http://scielo.isciii.es/scielo.php?script=sci_arttext
- Fernández-Alcántara, M., Cruz-Quintana, F., Pérez-Márfil, N., & Robles-Ortega, H. (2012). Factores psicológicos implicados en el Duelo Perinatal. Recuperado de http://scielo.isciii.es/scielo.php?pid=S1132-12962012000100011