Çocuklarda Öz Farkındalık Nasıl Teşvik Edilir?
İnsanlar, yaşamlarının ilk sekiz yılı boyunca kişiliklerini oluştururlar. Bunu, yaşamın her bir aşamasındaki uyum sağlamalar takip eder. Ancak temel, çocukluk döneminde atılır. Küçükler kendilerini anlayabilirlerse başkalarını anlamaları daha kolay olur. Peki, çocuklarda öz farkındalık nasıl teşvik edilir, bunu öğrenmek için yazımızı okumaya devam edin.
Öz farkındalığın geliştirilmesi çok psikolojik ve içsel bir süreçtir. Bu, çok önemli. Ebeveynlerin görevi yalnızca iyi değerleri model olarak almak değil, aynı zamanda çocuklarını nelerin yönlendirdiğini anlamaktır. Daha da önemlisi ise çocuklarının iç gözlem yapmalarına yardımcı olmalarıdır.
İyi haber şu, bize düşen rolü gerçekleştirmek için psikolog olmak zorunda değiliz. Çabalarımız, çocuklarımızın sosyal davranışları açısından çok önemli olacaktır. Peki, çocuklarda sağlıklı öz farkındalığı nasıl teşvik edebiliriz?
Çocuklarda öz farkındalık: Keşfetmenin temeli olarak diyalog kurmak
Ebeveynler ve çocuklar arasındaki iletişim, çocukların temel değerleri belirlemeleri ve eylemlerinin ve davranışlarının farkına varmaları açısından hayati önem taşır. Bu, onları düzeltmekle ilgili değildir. Aksine, nelerin, onların davranış şekillerini belirlediğini anlamamız gerekir.
İçerik, muhakeme ve değerler açısından zengin sohbetler yapmayı sürdürerek, çocuklarımızın kendilerini anlamalarına yardımcı olabiliriz. Amaç, kendi fikirlerini ve yargılama sezgilerini oluşturabilmeleri için yaptıkları eylemlerin içeriğini anlamalarına yardımcı olmaktır.
Bu, günlük yaşamın bir parçası olarak düzenli bir şekilde olmalıdır. Örneğin öz farkındalığı güçlendirmek için didaktik aktiviteler gerçekleştirebiliriz. Bu süreçte, çocuklarımızı, önemli kavramlarla donatmalıyız.
İyiyi ve kötüyü tanımlamak
Bu, sınıflarda, sıklıkla kendine yer bulan bir egzersizdir. Bu egzersizi gerçekleştirmek için sadece poster panosuna, fosforlu kalemlere ve kesilebilecek dergilere ihtiyacınız olacak. Çocuklarınıza söyleyeceğiniz ilk şey, olumlu özelliklerini resimlerle ve imajlarla ifade etmeleridir.
Ayrıca poster panosunu ikiye bölebilir ve bir yarısını olumsuz niteliklere ayırabilirsiniz. Bu, çocuklarınızın içsel erdemlerini ve kusurlarını dışa vurmalarına ve görselleştirmelerine yardımcı olacaktır. Çocukların tek yapması gereken inandıkları şeyleri söylemeleri. Sonrasında onu poster panosunda görecekler.
Çocuğunuzun henüz anlamadığı kavramları ona açıklayabilmek için bu fırsattan yararlanmak en iyisidir. Çocuklarınızın söylediklerinden doğabilecek yansımalara dikkat etmeniz önemlidir.
Kişinin kendi duygularını keşfetmesi
Kendi duygularımızla başa çıkma şeklimiz, kim olduğumuz hakkında çok şey söyler. Söz konusu çocuklar olduğunda, onlara, duygularını yönetmek için ihtiyaç duydukları araçları vermeliyiz. Kendini kontrol edebilmenin en önemli kısmı nasıl hissettiğini bilmektir.
Bunu yapmak için “Duygu Durdurma Işığı” olarak bilinen didaktik bir aktiviteyi kullanabiliriz. Bu aktivite, kartondan veya keçeden bir trafik ışığı yapmaktan ve onu duvarın veya buzdolabının kapısına asmaktan oluşur.
Kırmızı renk, çocuğunuzun, kontrolünü kaybetmesini sembolize eder. Sarı ışık, tıpkı gerçek trafik lambalarında olduğu gibi, çocuğunuzun kontrolünü kaybetmeye yakın olduğunu gösterir.
Çocuğunuz sinirlenirse, ağlarsa veya öfke nöbeti geçirirse, o zaman bunun bir sonucunun olması gerekir. Ancak çocuğunuz sarı bölgede kalıp sakinleşebilirse o zaman onunla müzakere edebilirsiniz.
Elbette yeşil renk, ‘geç’ anlamına gelir. Bu durumda, çocuğunuz, bazı isteklerde bulunabilir ve onunla bir anlaşmaya varabilirsiniz. Böylece çocuğunuz parkta ne kadar zaman geçirecek, ne kadar tatlı yiyecek gibi sorunları çözebilirsiniz.
Ebeveynler ve çocuklar arasındaki iletişim, çocukların temel değerleri belirlemeleri ve eylemlerinin ve davranışlarının farkına varmaları açısından hayati önem taşır. Bu, onları düzeltmekle ilgili değildir. Aksine, nelerin, onların davranış şekillerini belirlediğini anlamamız gerekir.
İki kısımda çocuğun kişiliği
Erken yaşta keşfetme fırsatı bulamamaları halinde, çocuklarda, öz farkındalığı teşvik etmek zordur. Öz-farkındalık iki bileşenden oluşur: Öz imaj ve kişinin kişiliğinin gerçekliği.
Öz imaj, çocukların kendileri hakkında inandıkları şeylerden oluşur. Burada hem algılarının öznelliği hem de olmak istedikleri şeylerin imgeleri devreye girer. Gerçeklik ise bir çocuğun çevresiyle yaşadığı deneyimlerinin sonucudur.
Bir çocuğun gerçek kişiliğinin, kişilerarası ilişkileriyle de ilgisi vardır: Bakıcılar, arkadaşlar, sınıf arkadaşları, öğretmenler, aile üyeleri, v.b. Bu anlamda, çocuklar, çevrelerinde algıladıkları şey olmaya başlarlar ama aynı zamanda bu gerçekliğe aktif olarak katıldıklarını anlamaları gerekir.
Öz farkındalık sonucunda başkalarını anlamak
Öncül basittir: Başkalarının bize yapmalarını istemeyeceğimiz şeyleri biz de onlara yapmamalıyız. Çocuklarımıza, bunun, neyin doğru neyin yanlış olduğunu gösteren anahtar olduğunu öğretmeliyiz.
Çocuklar kendilerini anlayabildiklerinde, başkalarına nasıl davranmaları gerektiğini keşfedebilirler. Elbette her bireyin kendine özgü bir kişiliği vardır ama bir yandan da hepimizin paylaştığı sosyal uygulamalar ve gelenekler vardır.
Sonuç olarak, kendi benliği ve başkaları ile ilgili farkındalığa sahip olması, çocuğun kendi sosyal bütünleşme anlayışının keyfini çıkarmasını sağlayacaktır. Amaç, insanların, onlara karşı gösterilen davranışlar sonucu hareket edeceklerini anlamalarıdır.
Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.
- i Baqué, E. F. (2003). El conocimiento de sí mismo desde la óptica conductista. Psicothema, 15(1), 1-5. https://www.redalyc.org/pdf/727/72715101.pdf
- Cubillos, C. M. APRENDER A CONOCERSE A SI MISMO,……. UNA HERRAMIENTA EFICAZ. http://www.difementes.com/revista/20062/conocerse.html