Akademik Dünyada Öğrenciler Arası Etkileşim
Çocukların, hem ilk çocukluk ve hem de ergenlik döneminde akranları ile yeterli düzeyde sosyal ilişkiler kurmaları, uygun ve dengeli gelişimleri için çok önemli ve gerekli bir ihtiyaçtır. Bu nedenle okul ortamında, öğrencilerin birbirleri ile etkileşim içinde olmalarını ve bu çerçevede sosyal, bilişsel ve dil yeteneklerini geliştirmelerini her zaman desteklememiz gerekir.
Bu amaçla okullarda öğrencilerin ortak çalışma ve yardımlaşmalarını sağlayacak alanlar yaratılması son derece önemlidir. Bu yolla öğrencilerin her biri, öğrenim sürecinde aktif birer kaynak haline dönüşecek ve farklı farklı değerlerin yer aldığı zengin bir ortamda büyüme şansını elde edeceklerdir. Bu değerlerden en önemlilerini şu şekilde sıralayabiliriz:
- Diğerlerini kabul etme.
- Saygı duyma.
- Dahil etme.
- Eşitlik.
“Çocukların birbirleri ile dayanışma içinde olmaları, yetişkinlerin birbirlerine karşı olan davranışları kadar önemlidir.”
-Jean Piaget-
Akademik Dünyada Öğrencilerin Birbirleri İle Olan Etkileşimleri
Lewin Johnson’a göre, akademik hedefler ile bunları başarma sürecinde akranların buna etkisi arasındaki ilişki dikkate alındığında üç tür temel yapı tanımlanabilir.
- Bireysel yapı. Ulaşılmak istenen hedefler bireyseldir. Bu yüzden diğerlerinin çalışmalarının hedeflere ulaşma konusunda herhangi bir etkisi bulunmaz. Bu tür durumlarda, her bir öğrenci aldığı sonuçlara göre kişisel olarak ve diğer sınıf arkadaşlarından bağımsız bir biçimde ödüllendirilir.
- Rekabetçi yapı. Öğrencilerin tamamı aynı hedefe ulaşmaya çalışırlar. Ancak bu hedefe ulaşmak için sınıftaki diğer öğrencilerin başarısız olması ve hedefe ulaşamaması gereklidir. Yani bu yapı, bir öğrencinin ödülün büyük bir bölümünü elde ettiği, diğerlerinin ise küçük ödüllerle yetinmek durumunda kaldığı dışlayıcı özelliğe sahip bir yapıdır.
- İşbirlikçi yapı. Sadece tüm öğrencilerin başarılı olması durumunda ulaşılacak ortak hedefler belirlenmiştir. Bu sayede elde edilen sonuçlardan tüm sınıf faydalanır ve ödüllendirilir.
Bu seçenekler göz önünde bulundurulduğunda, akademik ortamda çocuklar arasında iyi bir etkileşim oluşturulmasına zemin hazırlayacak yapının işbirlikçi ya da dayanışmaya dayalı yapı olduğu söylenebilir. Yani bireysel ve rekabetçi yapılardan uzak durmak etkileşim kavramının daha sağlıklı ve etkin bir biçimde sağlanması için önemlidir. Bu nedenle sınıf içi organizasyonun, öğrenme sürecinde öğretmen kadar öğrencilerin kendilerinin de sorumluluk alacağı bir şekilde düzenlenmesi gerekmektedir.
“Dayanışma ya da işbirliği, hedefe herkes ulaşmazsa kimsenin ulaşamayacağına tam olarak ikna olmak anlamına gelir.”
-Virginia Burden-
Heterojen Etkileşim Grupları Oluşturun
Öğrenciler arasında yardımlaşarak bir dayanışma ortamının oluşturulması aşağıda sıralanan kavramların gelişip sağlamlaşması anlamına gelecektir:
- Grup birlikteliği.
- Birlikte var olma.
- Takım çalışması.
Ancak bunun gerçekleşmesi için çocukların birbirleri ile uyumlu ve tam bir dayanışma halinde çalışmalarını sağlamak üzere oluşturulacak grupların şu özelliklere sahip olması gerekir:
- Küçük: Her grupta üç ile beş arasında öğrenci bulunmasına dikkat edilmelidir.
- Heterojen: Farklı yetenekleri, motivasyonları, ihtiyaçları vb. özelliklere sahip olan öğrencilerin bir araya getirilmesine çalışmak gereklidir.
Bu bağlamda, bu tür farklı özelliklere sahip öğrencilerin bir araya geldiği grupları oluşturmak için kız ve erkek öğrencileri bu gruplara karışık bir biçimde dağıtmak önemlidir. Benzer şekilde, sınıf arkadaşları arasında ortaya çıkabilecek olası uyum ya da uyumsuzlukların da değerlendirilmesi ve dikkate alınması da gereklidir. Bu tür detayları göz önünde bulunduran öğretmen, çocukları şu üç alt gruba ayırmalıdır:
- Diğer arkadaşlarına yardım etmek için daha fazla yeteneği bulunan çocuklar.
- Ödevlerini yapmak için arkadaşlarından ya da çevresinden daha fazla yardıma ihtiyaç duyan çocuklar.
- Bu iki grup dışında kalan diğer çocuklar.
Bu şekilde, yukarıda belirtilen alt gruplardan en az bir öğrencinin tüm gruplarda yer alacak şekilde bir düzenleme yapılması ve dayanışma gruplarının bu şekilde oluşturulması gerekmektedir. Örnek olarak dört kişilik bir grup oluşturulacaksa, en ideal dağılım potansiyeli ve kabiliyeti en fazla olan bir öğrenci, eğitim desteğine ihtiyaç duyan bir öğrenci ve orta seviyelerde bulunan iki öğrenci ile bu grubun oluşturulması şeklinde olacaktır.
Bu yöntem sayesinde öğrenciler, akademik bilgi edinimine ek olarak sosyalleşme ve her kişilik yapısındaki insanla birlikte yaşama yeteneklerini elde edeceklerdir.
“Eğer çocuklara farklılıkların normal bir şey olduğunu öğretirsek, onlara grup içine diğerlerini dahil etmenin gerekliliğini anlatmak yerine birlikte yaşamanın ne kadar faydalı olduğu konusunda bilgilendirme yapmak durumunda kalırız.”
-Daniel Comín-
Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.
- De la Corte, C. M. (2017). Relación entre iguales, personalidad y problemas de ajuste en escolares de primaria de Huelva (Tesis doctoral). Huelva: Universidad de Huelva.
- García-Fernández, J. A. (1993). Interacción entre iguales en entornos de integración escolar: un ensayo de desarrollo profesional con profesores de educación infantil y de EGB (Tesis doctoral). Madrid: Universidad Complutense de Madrid.