Çocuk Doktorunuz ve Çizmeniz Gereken Sınırlar
Çocuklarınız hastalandığında genelde hiç düşünmeden ve doğrudan güvenmeyi tercih ettiniz kişi çocuk doktorunuz olacaktır. Bu insanlar, çocuk sağlığı konusunda eğitim almış profesyoneller olmalarının yanında hem sağlık hem de çocuklara karşı duydukları sevgiden dolayı bu güveni hak ederler.
Ancak her uzmanlık alanında olduğu gibi bu konuda da tam anlamıyla iyi olmayan kişilerle karşılaşma olasılığınız elbette bulunmaktadır. Bu nedenle onlara karşı da bazı sınırlar çizme ihtiyacı hissedersiniz. Yani çocuğunuzun doktoru için de bazı sınırlarda durma gerekliliği geçerli bir durumdur.
Eğer çocuk doktorunuz gerekli mesafeyi korumayı bilmeyen insanlardan biriyse ya da profesyonellik olgusu ile bunun dışındaki alanlar arasında olması gereken sınırları çizemiyorsa, bu durumda onun yapmasına izin vermeyeceğiniz konuları ciddi bir biçimde düşünmeniz gerekir.
Çocuk Doktorunuz ve Yapmasına İzin Vermemeniz Gereken Şeyler
Çabuk Hüküm Vermesine Müsaade Etmeyin
Üç yaşındaki çocuğunuzun doktorun kulak iltihabı kontrolü için kulağına dokunması – ve acı duyması- nedeniyle ağlaması ve bu duruma karşın doktorun ona Karşıt olma – Karşı gelme bozukluğu teşhisi koyması için bir neden olamaz. Böyle bir durumda doktorunuzun somut bir temele dayanmayan kararlar vermesini önlemelisiniz. Özellikle çocuğunuzu sadece on dakika gördükten sonra bu tür sonuçlara ulaşmasına izin vermemelisiniz.
Karşıt Olma – Karşı Gelme Bozukluğu elbette hafife alınacak bir problem değildir. Yani sadece on dakikalık bir doktor ziyareti ile bu rahatsızlığın varlığına dair bir teşhis koymak doğru olmayacaktır. Çocuk belki de sadece canı acıdığı için ya da kendisine daha sevgiyle ve sabırla davranılmasını beklediği için ağlıyor olabilir. Yani durumun bundan daha ötede ciddi ve derin anlamlar taşımıyor olma olasılığı yüksektir.
Sizi İstatistiklerle Korkutmasına İzin Vermeyin
Doktorunuz sizi istatistiklerle korkutmaya başladığında onu durdurmalısınız. Elbette istatistikler çok faydalıdır ancak bu tür bilgiler aynı şeyin mutlaka sizin de karşınıza çıkacağı anlamına gelmez. Yeni annelerin büyük bir çoğunluğu çocuklarının sağlıklı olup olmadıklarını anlamak için çok sayıda bilgi edinme arayışına girer. Örnek olarak 15 aylık çocuğunuzun henüz neden konuşmadığını ya da yürümediğini merak ediyor olabilirsiniz. Ancak eğer çocuğunuz sağlıklıysa er ya da geç mutlaka konuşacak ve yürüyecektir.
İnsanların önemli bir bölümünün çocuk gelişimi konusunda kendi fikirleri bulunur. Bu bağlamda çeşitli istatistiki bilgiler olsa bile çocuğun gelişim ritmine saygı duymak ve bu ritmi kabul etmek gerekir. Bu nedenle annelik içgüdülerinize kulak verin ve çocuğunuzu yetiştirmenin keyfine varın. Ayrıca gereğinden önce panik yapmayın.
Çocuk Doktorunuz Hoşunuza Gitmeyen Bir Şeyi Sizden İstediğinde Bir Kez Daha Düşünün
Anne içgüdüsünün her şartta en önemli faktör olması gerekir. Bu durum, doktor ziyaretlerinizde de geçerlidir. Örnek olarak, eğer çocuğunuzun doğum günü yaz aylarındaysa ve doktorunuz soğuk algınlığı riski nedeniyle doğum günü partisine gitmesini istemiyorsa, bu durumda muhtemelen onu dinlemek ve önlem almak pek de doğru olmayacaktır. Yani bu tür kararlar kişisel ve aile olarak vermeniz gereken kararlardır.
Unutmayın ki siz tüm gün boyunca çocuğunuzla berabersiniz. Oysa ki doktorunuz onu birkaç ayda bir sadece 15 dakika kadar görür. Çocuğunuzun nasıl büyüdüğüne, nasıl öğrendiğine kendi gözlerinizle şahit olur, kötü bir günde ya da mutlu olduğu anlarda nasıl olduğunu çok iyi bilirsiniz. O nedenle sağlığı konusunda olumsuz bir durum olduğunu ya da hiçbir problem yaşamadığını en iyi bilecek kişi de sizsiniz.
Sonuç olarak dünya üzerinde çocuğunuzu sizden daha iyi tanıyabilecek kimse yoktur. Bilemeyeceğiniz tek konu, örneğin basit bir soğuk algınlığımı mı yoksa streptokok boğaz ağrısı mı yaşadığıdır. İşte ihtiyaç duyulduğunda bu tür teşhisleri koymak da doktorunuza düşecektir.
Siz de daha önce doktrorunuzun herhangi bir konuda artık daha fazla ileri gitmeden o noktada kalması gerektiğini hissettiniz mi? Unutmayın ki o kendi alanında bir profesyonel olabilir. Ancak eğer izin vermiyorsanız, ne sizin ne de çocuğunuzun özel hayatına karışma hakkı yoktur.