Çocuğumuzun Öfke Nöbetleri Geçirmesi, Kötü Ebeveynler Olduğumuz Anlamına Gelmez
Öfke nöbetleri birçok çocukta bir aşamanın parçasıdır, bu yüzden başkalarının bizim hakkımızda söylediklerini veya düşündüklerini bir kenara bırakarak çocuklarımızı yönlendirip geliştirmeliyiz. Öfke nöbeti, hala tam olarak nedenleri anlaşılmamış ve birçok tartışmanın konusu olan bir davranıştır. Öyle ki, birçok ebeveyn, çocukları aniden gözyaşlarına boğulup öfke nöbeti geçirdiklerinde etraftaki insanların bakışlarından ve yorumlarından korkarlar. Böyle durumlarda kimse anne ve babayı yargılayacak durumda olamaz.
İnsanlara çabucak etiket koyma konusunda toplum oldukça heveslidir. Cevaplama hakkı olmayan bir damga; sessiz, uysal ve sakin çocuklarımız olmadığı için bizi anında korkunç ebeveynler olarak sınıflandıran oklara maruz kalırız.
Belki de normal bir çocuğun huzursuz, gürültülü, renkli ve neşeli olduğunu unutuyorlar. Dahası, hiç kimse ister lokantada ister tren vagonunda isterse de uçakta olsun canı acıdığı için ağlayan bir yaşından küçük bir çocuğa kaşlarını çatıp sinirlenemez. Bebeklerin ihtiyaçları vardır ve bunları anne babalarına ağlayarak ifade ederler.
Öyleyse, bu gerçekliğe daha duyarlı olalım ve öfke nöbetinin veya ağlamanın dikkatsiz veya kötü ebeveynlikle eş anlamlı olmadığını anlayalım.
Öfke nöbetleri çocuklarımızı sokağa çıkarmaktan korkmamıza neden olduğunda
María ve Alberto, kısa süre önce 4 yaşında bir kızı evlat edinen genç bir çift. Küçük kıza öğretecekleri her şeyi planlamışlar ve akıllarında sadece tam bir aile olmanın getireceği zorluklar ve mutluluklar için yer vardı.
Fakat beklemedikleri şey, küçük kızlarının öfke nöbetlerine çok yatkın oluşuydu. Aslında, genellikle alışverişe veya kızları ile birlikte bir restoranda yemek yemeye gittiklerinde öfke nöbetleri daha çok oluyordu. İstekleri yerine getirilmediğinde kız sinirlenip bu duygusunu dikkat çekici bir şekilde yapıyordu.
Kısa süre sonra, manzarayı görmek için elektrik hattına konan kuşlar gibi bakışlar üzerlerine odaklanmaya başlardı. Yorumların gelmesi uzun sürmez ve kısa süre sonra Maria ve Alberto kızlarını da alarak oldukları yerden kaçarlardı. Durum o kadar kötü bir hal almıştı ki, dışarıda ailece yemek yemek için kızın büyümesini beklemelerinin daha iyi olup olmadığını düşünmeye başladılar.
Böyle düşünmekte haklılar mı? Böyle mi davranmalılar? Tabii ki hayır. Bu konu üzerinde dikkatlice düşünmenizi öneririz.
Öfke nöbetleri ve duygusal olgunluk
Öfke nöbetleri 3 ila 6 yaş arasında daha yaygındır. Bu yaşta anne babalar olarak temel ve önemli bir sorumluluğumuz var; çocuklarımızın duygusal dünyasını iyi şekilde yönetmek. Bu zaman diliminde doğru yönetim, hayal kırıklığı, öfke veya öfke nöbetlerini kontrol etmek söz konusu olduğunda şüphesiz iyi bir zemin hazırlayacaktır.
- Dikkat çekme korkusuyla çocuklarla dışarı çıkmamayı seçmek sorunu daha da derinleştirebilir. Çocuklar toplumun birer parçasıdır ve birçok aile ve insanın bulunduğu gündelik ortamlarda birlikte yaşamayı erken öğrenmelidir.
- Öfke nöbeti, duygusal bir gerilimden başka bir şey değildir. Bu nöbetler öfke, hayal kırıklığı, çözülmemiş sorunlar ve etrafındaki dünyayı anlamak için mücadele eden bir zihnin yarattığı tepkilerdir.
Burada verilen örnek vakada, genç çiftin yapması gereken şey, her gün kızlarının öfke nöbetlerini düzeltmek için bu konuda çalışmalar yapmak olacaktır. Büyük olasılıkla çocuk, henüz yeni yaşama ortamına, ebeveynlerine adapte olamayıp iç dünyası hala ebeveynlerin duyarlı olması gereken duygularla doludur.
Bu, gözlem, sabır, yakınlık, duygusal rahatlama ve yeni öğrenme fırsatlarının asla elinden alınmadığı sürekli eşlik etme yoluyla gerçekleştirilebilir.
Beni bir anne olarak eleştirme, beni bir baba olarak etiketleme: çocuğumu anla
Bebeğimiz ağladığında ya da çocuğumuz çığlık attığında, hareket ettiğinde ya da sinirlendiğinde bize kötü bakanların toplumsal yanlış anlaşılması düşünüldüğünde, biz de sabırlı olmalıyız. Ancak unutmayın, yargılanma korkusuyla yaşam tarzınızı asla değiştirmeyin.
Çocuklarımıza evde eğitim vermeliyiz ve aynı zamanda toplum içinde de doğru, adil, hızlı ve sabırlı bir şekilde eğitmeliyiz. Çocuğunuz öfke nöbeti geçirirse, sesinizi yükseltmeyin, ona bağırmayın yoksa olumsuz duyguyu daha da yoğunlaştırmış olursunuz.
- Yapılacak en iyi şey, ayağa kalkıp sessiz bir yere gidip ağlamayı kesmesini beklemek, orada olduğumuzu bilmesini sağlamaktır. Çocuğumuzun sözlerimizi dinleyip ciddiye alacağı tek yol budur.
- Ağlaması geçtikten sonra ona yaklaşarak ne olduğu hakkında konuşacağız. Onunla bir anlaşmaya varacağız, ona rehberlik edeceğiz, onu her zaman yakın, demokratik, kararlı ama empatik bir şekilde motive edeceğiz.
- Çocuğun anlayabileceği ve duygularını asla küçümsemeyeceğiniz bir dille konuşun. Asla, “çok anlamsız ya da yaptığın çok gülünç” gibi şeyler söylemeyin. Onu anlayın ama duygularınızı rasyonel bir hale getirerek ona yaklaşın.
- Sosyal ortama döndüğümüzde, bunu sakince yapacağız ve çocuğun iyi yaptığı her şeyi pekiştireceğiz. “Şu an seninle çok gurur duyuyorum.” “İşte şimdi olgun bir birey olarak davranıyorsun, harikasın.”
Sonuç olarak, böyle başarıları elde etmenin kolay olmadığının, zaman, beceri ve bazen bizden çok şey talep eden duygusal fedakarlıklar gerektirdiğinin farkındayız. Bununla birlikte, çok az şey onları geceleri yatağa yatırmak ve gurur duymak kadar ödüllendirici olabilir çünkü sonunda duygusal olarak olgunlaşıyorlar, yardımlarımız sayesinde tepkilerinde daha başarılı oluyorlar.
Öfke nöbetleri birçok çocukta bir aşamanın parçasıdır, bu yüzden başkalarının bizim hakkımızda söylediklerini veya düşündüklerini bir kenara bırakarak çocuklarımızı yönlendirip geliştirmeliyiz.
Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.
- Federación de Enseñanza de CC.OO. de Andalucía. (2011). “Las rabietas en la etapa infantil”. En: Temas para la educación. Revista digital para profesionales de la enseñanza. https://www.feandalucia.ccoo.es/docu/p5sd8748.pdf
- Pearce, J. (1995). Berrinches, enfados y pataletas. Soluciones comprobadas para ayudar a tu hijo a enfrentarse a emociones fuertes. Barcelona: Paidos.
- Sáez Ruiz, D. (2000). La psicología al alcance de los padres. Consejos para papá y mamá. Valencia: Ed. Promolibro.
- Vallejo, M. P. (2010). Las Rabietas. https://archivos.csif.es/archivos/andalucia/ensenanza/revistas/csicsif/revista/pdf/Numero_31/MARIA_PEREZ_2.pdf