Zaman dursun! Çocuğum benim kollarımda
“Keşke zamanı durdursak da seni hep kollarımın arasında tutsam”… Anne olarak bu tip cümleleri kendiniz de kurduğunuzu göreceksiniz. Anne olduğumuzda çocuğumuzla geçirdiğimiz her anın ne kadar değerli olduğunun farkındayızdır çünkü çocuğumuzun geçireceği çocukluk hızla gelip geçecek. Zaman dursun!
Bir günden diğerine geçerken kendinizi dişi olmayan çocuğunuzu katı besinlerle beslerken bulacaksınız. Gözünüzü kapattınız derken bir bakmışsınız artık çocuğunuzun altındaki bezi değiştirmiyorsunuz. Onun yerine ufak iç çamaşırları yıkıyor halde buluyorsunuz kendinizi.
Daha sonra yine zaman hızla akıyor ve görüyorsunuz ki çocuğunuz artık sizin rahat kollarınıza sığmayacak kadar büyümüş. Çocuğunuz ilk adımlarını atmaya başladığında onun ağırlığını artık sırt ağrılarından dolayı kaldırmakta güçlük çekiyorsunuz.
Bu gibi birbirinden eşsiz anları tüm gücünüzle keyiflendirmelisiniz. Gelecekte evinize gelen bu bebeğin ve anneliğin getirdiği zorlukların acısını çekeceksiniz fakat vakit geçtikçe annelik daha da güçlenerek etkili hale gelecek.
Bir noktada artık çocuğunuz da sizin yanınızdan ayrılarak kendi hayatını kuracak. O noktada anneler olarak sizler geçmişe dönmek isteyecek ve “keşke çocuğuma kollarımda bir kez daha sarabilsem” diye iç geçireceksiniz.
Çocuğumu sınırsızca sevgiye boğmak istiyorum
Zaman içerisinde aslında birçoğumuz şu gerçeği er ya da geç fark ederiz: Anneler çoğu zaman, zamanın anne olduktan sonra bu kadar hızlı geçebileceğini tahmin etmezler. “Abartıyorlar” derler kuşkucu bir şekilde.
Bize söylenen şeyleri ebeveynler olarak bir kenara atmasak da bazen bizler çocuğumuzu sevgiye boğup onları fazlasıyla koruma içgüdüsüyle hareket ederiz. Bu noktada çocuğumuzu şımartmak da istemeyiz.
Dışarıdaki insanların ne diyeceğini dikkate alsak ve onların verdiği tavsiyeleri dinlesek bile içimizdeki kuşkucu hareket halindedir ve o yüzden çocuğumuzu daha çok sevgiye boğup bu eşsiz ve tekrarı olmayan hayatta onların yanında olmak isteriz.
Bebeğinizle tensel temas kurmanızda ne kötülük olabilir? Onu sevgiye boğduğunuzda veya kollarınızın arasına aldığınızda yükselen sevgiyi kim hissetmek istemez ki?
Bilemezsiniz gelecekte neler olacağını. O yüzden her anı sıcağı sıcağına deneyimlemek ve çocuğumuzu öpücük yağmuruna boğmak isteriz.
Siz de ufaklığı beslerken onun mükemmeliyeti ve masumiyetine hayranlık duyduğunuz için zamanı durdurmak istemez misiniz? “Zaman dursun!” dersiniz.
Dakikalar sonsuzluğa öyle bir şekilde uzanır ki artık şuna inanmaya başlarsınız: “Bu sevgi dolu günlerin tadını çıkarıyorum. O yüzen zaman yavaş akacak ve sonsuza kadar bu mutluluğu yaşayacağım.”
Zaman dursun! Çocuğumla yaşadığım anları özlüyorum
“Ufaklığımı kollarımın arasına aldığımda zaman hızla akmayı bırakıyor adeta zaman duruyor” diye yanlış bir inanca sahibizdir. Bu yanlış inancı yetişkinliğimize de taşırız.
Fakat şaşırtıcı bir şekilde zamanın ne kadar acımasız olduğunu yaşadıkça gözlemleriz. Bir gece derin uykudayken aniden uyanır ve zamanın koşmadığını adeta uçtuğunu görürsünüz.
O farkındalık ve aydınlıkta çocuklarınızın artık sizin kollarınızın arasında olmadığını görürsünüz. Artık çocuğunuz büyümüş ve oradan oraya koşup durmak ister. Artık bebeğiniz onun çok sevdiği oyuncak için sinir krizi geçirmez.
Sizden para istemeye başlar. Daha önce tarif etmesi güç bir masumiyet müzesiyle beraber aynı yatakta uyurken ertesi gün gerçek sizi kendinize getirir.
Sabah çocuğunuzu önlükle ve sırt çantasıyla okula hazırlık yaparken görürsünüz ve onun okula gitmesi için sabırla beklersiniz.
Diğer gün ise çocuğunuz bir bakmışsınız daha önce fark etmediğiniz bir şekilde sosyalleşme eğilimi gösteriyor. Göz açıp kapayınca göreceksiniz ki zaman çocuğunuz aracılığıyla akıp geçmiş.
Ve şimdi bugüne gelelim. Çocuklarınız güzel, harika ve güçlüler. Bunların da ötesinde miniklerimiz asil ve cesurlar. Şüphesiz çocuklarımızı sevgiyle büyüttük. Bu onların güvenlik, mutluluk ve bağımsızlık değerlerini güçlendirdi. Yine çocuğumuz onlar, ama artık biraz büyüdüler.
Şu an bulunduğunuz zamanı kuşatıp ondan keyif almayı unutmayın. Şimdi çocuğunuza gelirsek şunu bilmenizde fayda var: Bu işten geri adım atmak yok! Onlarla sık sık etkileşime geçerek çocuğunuzu yataklarına bol bol öpücük kondurarak koyun.
Çocuklarınızı her zaman öpün. Zaman pratik anlamda uçup gider ve beraberinde her anı eşsiz ve özen kılan şartları da beraberinde doğurur. Bu yüzden zamanı iyi değerlendirin!
Her bulduğunuz anın tadını çıkarmaya bakın ve sonrasında, evet, çocuklarınızın yuvadan uçup büyümeleri için salacaksınız ve bir pişmanlık duymayacaksınız. Bebeğinize ne verip ona ne gibi değerleri göstermek istediğiniz üzerine düşündüklerinize güvenin.
Hayatınızın bir noktasında bir adım ileri atmanız gerekecek, ilerlemeniz istenecek sizden. Bu annelik aşamasında her annenin yaşadığı en büyük aşka ulaşabileceksiniz: salabilmek.