Çocukların Harry Potter Efsanesinden Çıkardıkları 6 Ders

"Hepimiz içimizde hem karanlık hem de aydınlığı barındırırız. Önemli olan hangi tarafı güçlendirmeye karar verdiğimizdir." Sirius Black, Harry Potter efsanesinden bir karakter.

Harry Potter efsanesi ile büyüyenlerimiz, bu serideki hikayelerin aslında büyücülüğün çok ötesine gittiğini iyi bilirler. Çok çalışmak, arkadaşlık, sevgi ve cesaret gibi değerleri öne çıkaran Harry Potter, ufaklıklara ve pek de ufak olmayanlara çok büyük dersler sunmaktadır. Şimdi sizler için hazırladığımız bu yazıyı okumaya devam edin ve çocukların Harry Potter hikayelerinden çıkaracakları altı temel dersin neler olduğunu öğrenin.

Çocukların Harry Potter Hikayelerinden Çıkardıkları En İyi Dersler Nelerdir?

1. Kendi Kaderin Kendi Ellerinde

Harry Potter ve Felsefe Taşı kitabında kahramanımız, Hogwarts büyücülük ve sihir okuluna gelir gelmez bizlere çok büyük bir ders verir. İlk derse katılan öğrencilerin Hogwarts’ın dört büyük binasından birine gitmek için büyü şapkasının seçimini yapması gerekir.

Sıra Harry’e geldiğinde seçim onu Slytheryn binasına verir. Ancak kahramanımız bu seçimi çok net bir biçimde reddeder. Çünkü o Gryffindor binasının bir parçası olmak istemektedir. Böylece Harry Potter bizlere, aslında her birimizin kendi kararlarımızı kendimiz verebileceğimizi ve bunun için ihtiyacımız olan güce sahip olduğumuzu gösteriyor. Yani geleceğimize karar verecek olan kişi kendimizden başka birisi değildir.

2. Hayallerine Ulaşmak İçin Nereden Geldiğinin Bir Önemi Yoktur

Harry Potter’ın en iyi arkadaşı olan Hermione Granger, Hogwarts okulundaki en parlak öğrencilerden biri olmasına rağmen kökenlerinden dolayı ayrımcılığa uğradığını düşünür. Çünkü Granger, büyücü olmayan Muggle bir anne ve babanın kızıdır. Ancak bu durum onun için kesinlikle bir engel teşkil etmez. Çünkü tüm olumsuzluklara rağmen karşısına çıkan her türlü hedefi gerçekleştirmek için son derece sıkı çalışmaya devam eder. 

“Bir kişinin doğduğunda ne olduğu değil, sonrasında nasıl biri olduğu önemlidir.”

-Albus Dumbledore-

3. Harry Potter Efsanesine Göre Cesur Olmak Demek Korkularınla Yüzleşmek Demektir

Harry Potter serisinde karakterlerin sahip olduğu en büyük ve ayrıcalıklı erdemlerden biri, bir çoğunun son derece cesur bir biçimde hareket etmeleridir. Cesur kişiliğe sahip bu karakterler sadece Gryffindor  binasının üyeleri değildir. Ancak tüm kişiler arasında gösterdiği çok güçlü karakterle en öne çıkan biri bulunmaktadır: Harry.

Her türlü durumla ve Dementors gibi pek çok korkunç karakterle yüzleşmek durumunda kalan kahramanımız, zamanı geldiğinde de en korktuğu kişiyle yüzleşmekten çekinmez: Lord Voldemort.

4. Diğerlerinin Düşünceleri Sizi Tanımlayamaz

Harry Potter ve Azkaban Tutsağında, Harry Potter’ın vaftiz babası ve aynı zamanda anne ve babasının çok iyi bir arkadaşı olan Sirius Black, Harry’ye ve arkadaşlarına gerçekten kim olduğunu gösterir. Bunu yaparken, kendisi hakkında öne sürülen onca fikir ve kulaktan kulağa yayılan tüm o yalanlara kulak asmaz.

Ancak tüm kitaplarda, diğerlerinin Harry Potter hakkındaki düşünceleri her zaman için birbirinden farklı olmuştur. Düşmanları ondan nefret ederken, bunların dışında kalan, onu küçümseyen ve ona güvenmeyenler ise ona karşı son derece kayıtsız bir tutum takınırlar. Ancak tüm bunlara rağmen hikayenin kahramanı, çevresinin yarattığı tüm zorluklara karşın hayatına devam eder.

5. Bir Kitap Hakkında Sadece Kapağına Bakarak Karar Vermeyin

İksir ustası Severus Snape karakteri üzerinden verilen mesaj ise, dış görünüşlerin aldatıcı olabileceği ve her insanın davranışlarının arkasında mutlaka bir hikaye bulunduğudur. Bu nedenle, diğer insanları gerçek anlamda tanımadan onlar hakkında hüküm vermek yanlış bir davranış şeklidir.

Ayrıca Snape karakteri bunun dışında bize başka bir kıymetli ders daha vermektedir. Her ne kadar affetmek ve sevmek çok kolay olmasa da, şüphesiz bu duygulara inanırsak kendimizi çok daha iyi hissederiz.

6. Sevgi ve Arkadaşlık, Harry Potter Efsanesinin En Büyük Güçleridir

Harry Potter hikayelerinde karşımıza çıkan büyünün gücü ve bu güçle donatılmış pek çok büyük büyücüye rağmen, sonuçta yazar JK Rowling bizlere, hayatta gerçek anlamda önemli ve güçlü olan şeyin arkadaşlar ve sevgi olduğunu göstermektedir. Bu hikayenin ana karakteri olan Harry Potter’ı da daha güçlü yapan ve hayatta kalmasını sağlayan işte bu iki kavram olmuştur.

Kısacası, Harry Potter serisinin bize öğrettiği şey, sorunlarımızla yüzleşme isteğimiz aynı zamanda etrafımızdaki kişilere de bağlıdır. Çünkü bu kişilerle aramızdaki bağlar bizi daha güçlü birer kişilik haline dönüştürür.