Bebeğin İlk Aylarında Annelik Kaygısı

Anneliğe geçiş süreci kadınların önemli bir bölümünde çeşitli kaygılara neden olan ciddi zorluklarla dolu olabilir. Siz de bebeğinizin dünyaya geldikten sonraki ilk aylarda kendinizi kaygılı hissediyorsanız neler yapabileceğinizi bu yazımızda bulabilirsiniz.

Anne olmadan önce doğumdan sonraki ilk ayları nasıl hayal ettiniz? Büyük bir olasılıkla annelik kaygısı adı verilen bir kavramdan tamamen uzak, pozitif duygularla yüklü çok tatlı ve harika bir süreç beklentisi içine girmiştiniz. Sevgiyle dolup taşan, aileye henüz katılan bu yeni hayatın sizinle birlikte büyümesini ve tatmin olma hissini…

İçinde yaşadığımız toplum ve dünyanın bizlere pazarladığı annelik imajı bu şekildedir. İşte bu nedenle de kadınların büyük bir bölümü bebeklerinin doğumundan sonraki ilk ayların korku ve belirsizliklerle dolu olmasından dolayı kendilerini inanılmaz derecede suçlu hissederler. Ancak doğum sonrası ve takip eden aylar boyunca annelik kaygısı yaşamak doğal bir durumdur. Bu nedenle böyle bir problemle yüzleşmek için hazır olmak gerekir.

Daha önceden kaygı bozukluğu yaşayan kadınların bu dönemde aynı sorunu yeniden yaşamaları yüksek bir olasılıktır. Bu tür bir problemi hiç yaşamayan kadınlar bile anne olmanın getirdiği büyük değişimler sonucu kaygı ve bağlantılı semptomlar gösterebilirler. Şartlar ne olursa olsun sorunun neden kaynaklandığını ve çözüm için ne tür önlemleri uygulamaya koymak gerektiğini bilmek önemlidir.

Annelik Kaygısı Nasıl Anlaşılır?

Anksiyete ya da bir diğer adıyla kaygı bozukluğu problemini yaşamış olanlar, bu sorunun semptomları ortaya çıktığında içinde bulundukları durumu kolay bir şekilde fark edeceklerdir. Ancak bunu ilk kez tecrübe edenler için telaşlandırıcı bir problem olabilir. Hatta bu kişiler kendilerine fiziksel olarak bir şeyler olduğunu bile düşünebilirler. Bu nedenle, kaygı bozukluğunun ana semptomlarını akılda tutmak faydalı olacaktır:

• Nefes darlığı, göğüs bölgesinde sıkışma, kas gerginliği, kalp ritminin hızlanması ya da terleme gibi fizyolojik semptomlar görülebilir. Karın ağrısı, baş ağrısı ya da tıbbi olarak herhangi bir açıklaması olmayan diğer herhangi bir rahatsızlık biçiminde somatizasyon (zihinsel hastalıkları bedenselleştirme problemi) ortaya çıkabilir.
• Anne, bir türlü kafasından uzaklaştıramadığı sürekli tekrar eden düşünceler içine düşebilir. Bu düşünceler bebeğin sağlık durumu, kendisinin iyi bir anne olup olmadığı ya da başka herhangi bir konu ile ilgili olabilir. Ancak sonuç olarak bunlar büyük oranda rahatsızlık veren ve kişinin kurtulamadığı aşırı derecede uç düşüncelerdir.
• Bacakları sallamak ya da tırnakları yemek gibi herhangi bir fonksiyonu olmayan ancak sürekli olarak tekrarlanan davranışlar ortaya çıkabilir. Aşırı derecede yemek yemek gibi dürtüyle yapılan hareketler de görülebilir. Hatta bazen kaygıya ve korkuya kapılmamak için bebekten birkaç dakikadan fazla uzak kalamama gibi durumlar da yaşanabilir.

Bebeğin İlk Aylarında Neden Annelik Kaygısı Görülür?

Bebeğin doğumunu takip eden ilk aylarda annelik kaygısına neden olan çeşitli faktörler bulunmaktadır. Bunların tamamı farklı düzeylerde de olsa anne olmanın getirdiği geçiş süreci ile ilgilidir. Kaygıya yol açan nedenlerden en yaygın olanları şu şekilde sıralanabilir:

• Bebeğin sağlık durumuna ilişkin duyulan kaygı. Çocuğun sağlıklı olması ve doğru bir biçimde büyümesi isteği annenin huzursuz ve aşırı derecede titiz davranmasına neden olabilir. Çocuğun başına bir şey gelmesinden veya sağlığının iyi olmamasından duyulan korku ölçüsüz ve mantıksız bir seviyeye ulaştığında annede kaygılar başlar.
• Beklentileri karşılayamama korkusu. Anne olmak büyük oranda ona bağlı bir hayatın sorumluluğunu almak anlamına gelmektedir. Yani çocukların sağlık ve mutluluğu büyük oranda annenin performansına bağlıdır. Bu durum, nasıl doğru davranılması gerektiğini tam olarak bilememeden kaynaklanan büyük çaplı kaygı ve korkulara yol açar.
• Kişinin kimliğini kaybetme korkusu. Şüphesiz annelik ilk andan itibaren bir kadının hayatındaki en önemli rollerden biridir. Bu nedenden dolayı bu yeni rolün kadınları aşırı derecede içine çekeceği ve artık bir kadın, bir eş ya da iş alanında bir profesyonel olarak kendilerini geliştirmelerini engelleyeceği korkusu oldukça yaygındır. Sonuç olarak yeni anneler kimliklerinin sadece bir anne olma kavramına indirgeneceği endişesi taşırlar.

Ne Yapabiliriz?

Bebeğin doğumundan sonra kaygı bozukluğu yaşayan anne sayısı oldukça fazladır. Bu nedenle eğer siz de kendinizi böyle bir durum da bulursanız yalnız olmadığınızı bilmelisiniz.

Öncelikle kendini suçlamayı bırakın. Bu dönemde hissettiğiniz her şey son derece normaldir ve kaygı duymanız sizin kötü bir anne olduğunuz anlamına gelmez. Diğer yandan kendinizden beklentilerinizi azaltmanız da oldukça önemlidir. Çünkü çocuğunuzu sağlıklı ve mutlu bir şekilde yetiştirmek için kusursuz bir anne olmanız gerekmez.

İnandığınız şeyleri ve düşüncelerinizi yeniden gözden geçirmeye ve bunları gerçeklerle karşılaştırmaya çalışın. Eğer objektif ya da doğru olmadıklarını görürseniz daha uygun olanları benimseyin. Bunun yanında kaygı düzeyinizi azaltmak için nefes alma ve rahatlama teknikleri öğrenmenin de faydalı olacağını unutmayın. Ancak her şeyden önce kendinize karşı merhametli olun ve eğer kaygılar hayatınızı etkilemeye başladıysa mutlaka profesyonel bir yardım alın. Unutmayın ki, sizin sağlıklı olmanız bebeğinizin sağlıklı olması anlamına gelmektedir.