Mutlaka İzlemeniz Gereken 8 Romantik Film
Eğer evde yapabileceğiniz eğlenceli bir aktivite arıyorsanız, ailecek film gecesi düzenlemeyi düşünebilirsiniz. Bugünkü yazımızda sinema tarihine göz attık ve sizin için mutlaka izlemeniz gereken 8 romantik film seçtik. Genç, yaşlı herkesin bu filmleri çok seveceğine emin olabilirsiniz. İşte o filmler!
Mutlaka izlemeniz gereken 8 romantik film
Not Defteri – The Notebook (2004)
Bu aşk hikayesi, zengin bir aileden gelen genç bir kadınla küçük bir kasabalı genç bir adam arasında geçmektedir ve yıllar boyunca milyonlarca izleyiciyi hayran bırakmıştır. Bu yüzden, listemizde ilk yeri Not Defteri’ne vermek istedik. Hikayede ekonomik ve sosyal sorunlara yer verilmektedir. Fakat sevgi, her şeyi yener.
Film boyunca hikayeye hem derinlik hem de hüzün katan başka bir temaya da rastlarız: ana karakter demans (bunama) yaşar ve kocası onu, her gün kaldığı bakım evinde ziyaret eder.
Grease (1978)
Grease, en çok izlenen müzikal romantik filmlerden biridir. Filmde ana karakterlerin arasındaki aşk hikayesine ek olarak, yan karakterlerin de romantik hikayeleri anlatılır. Bu filmde ayrıca, arkadaşlık, cinsellik ve lise hayatı gibi farklı temalar da işlenir.
Aşk Her Yerde – Love Actually (2003)
Bu filmde ilk göze çarpan şey, muhteşem oyuncu seçimleridir. Ayrıca, en başarılı romantik filmler arasında yer alan bu filmde, aşk teması etrafında eğlenceli ve insanı duygulandıran hikayeler anlatılır. Filmin ana karakterlerinden bazıları bir hükümet başkanı, bir pop star, bir ofis çalışanı ve bir yazardır.
Titanik – Titanic (1997)
Bu yazıda yer verdiğimiz tüm filmler çok iyi filmlerdir fakat romantik film denince akla ilk gelen filmlerden biri olan Titanik’in yeri başkadır. Filmde, pek çok sosyal ve ekonomik farklılığa sahip olan iki genç insanın aşkı anlatılır. Fakat filmin sonu, en hüzünlü ve en çok konuşulan bölümüdür. Titanik, insanların tekrar tekrar izlemekten hiç sıkılmadığı bir filmdir.
Daha fazla romantik film önerisi
Sevgili John – Dear John (2010)
Not Defteri’nde olduğu gibi, Sevgili John filmi de bir kitap uyarlamasıdır.
Ayrıca, bu iki film de aynı yazarın yani Nicholas Sparks’ın farklı kitaplarından esinlenilerek yapılmıştır. Bir asker ve genç bir üniversite öğrencisi arasında geçen hikaye, zamanda ileri ve geri giderek anlatılır ve seyirciye iki ayrı yaşamın gelişimini gösterir. Peki zaman onların aşkını güçlendirecek mi yoksa bu aşk zamana yenik mi düşecek?
Aşkın 500 Günü – (500) Days of Summer (2009)
Başta çok sıradan bir konuya sahip gibi gözüken film, tanışan ve ilişki yaşamaya başlayan iki insanı konu almaktadır. Fakat filmde hem çok komik sahnelere hem de hayatta ve ilişkilerdeki bazı şeylerin önemini fark etmenizi sağlayan pek çok konuya yer verilmektedir.
Zamana meydan okuyan bir romantik film: Çılgınlar Kraliçesi – Breakfast at Tiffany’s (1961)
İlk kez 1961 yılında gösterilen bu filmi bu listeye dahil etmemek olmazdı. Başrolünde Audrey Hepburn’ün yer aldığı bu filmde genç Paul ve ana karakterimiz göz göze geldikten sonra hayatlarının nasıl tamamen değiştiğine tanıklık edeceksiniz.
İlk Aşk, İlk Dans – Dirty Dancing (1987)
Bu 80’ler klasiği, bir dans kursunda başlayan bir aşk hikayesini konu almaktadır. İki mükemmel ana karakter, iki Akademi Ödülü ve bir Altın Küre ile bu film tüm zamanların en iyi filmleri arasında yer almaktadır. Filmin başarısı, 2004 yılında Kirli Dans 2 – Dirty Dancing: Havana Nights adlı bir devam filmi yapılmasına sebep olmuştur. Yeni oyuncular ve farklı bir hikayeye sahip olan bu filmde de aşkın bir formu olarak dansa yer verilmektedir.
