Bebeğin Gelişi: Anne ve Babalar İçin Zor Bir An

Çok uzun bir süredir beklediğiniz hayatınızın o en mutlu anı gelir ve bebeğinizi en sonunda kucağınıza alırsınız. Fakat aslında hayatınızın belki de en yorucu ve sizi zorlayacak olan dönemi henüz yeni başlamıştır.

Kimse size bir bebek sahibi olmanın kolay olacağını söylememişti ama bebeğin gelişinin bu denli zor olacağını konusunda da uyardıkları söylenemez. Bebeğin gelişi elbette tüm çiftler için sihirli bir andır. Ancak daha önce annelik ya da babalık tecrübeniz yoksa kimse size yeni doğmuş, son derece hassas ve sürekli ilgi isteyen bir bebeğin bakımı için karşı karşıya kalacağınız her detayı vermez. Aşırı yorgunluk ve yeterince uyuyamamak anne ve baba için bu sihirli anı bir anda hayatlarının en zor anına dönüştürebilir.

Bebeğin Gelişi, Uykusuzluk ve Yorgunluk

Bebeklerinin hayatlarına katılmasıyla birlikte anne ve babalar daha önce hiç tecrübe etmedikleri kadar uykusuz kalırlar. Yeni doğmuş olan bebeğin ne annesi ne de babası gece ya da gündüz saatlerinde ihtiyaç duydukları enerjiyi şarj edecek zaman bulamazlar. Yorgunluk, duygusal sağlığın da olumsuz etkilenmesine yol açar. Bunun yanında yeni ve çok önemli bir sorumluluğu da üzerlerine almaları gerekir: Daha önce hiç tecrübe etmedikleri ve sorumlulukların belki de en büyüğü olan bebeğe bakma görevi. Elbette bunu yaparken ellerinde takip etmeleri gereken bir kılavuz da yoktur.

Ayrıca annenin doğum adını verdiğimiz ve hayatının en zorlu anlarını ya da tecrübesini henüz yaşadığını da unutmamak gerekir. Anne yorgun düşer, sürekli bitkindir ve bedenindeki hormon kasırgası nedeniyle sürekli bir biçimde çelişkili ve karışık duygular içindedir. Bu durumda babanın tek yapabileceği ona yardım etmenin ve bir nebze de olsa rahatlamasını sağlamanın yollarını aramaktır. Bundan sonraki günlerde ise onları pek çok değişiklik beklemektedir: Değişen rutinler ve gittikçe artan yorgunluk katsayısı. Bunlara karşın tek alabildikleri cevapsa bebeğin ağlaması ve çığlıklarıdır. Çünkü bebek sürekli olarak sizin onunla ilgilenmenize ihtiyaç duyar.

Yeni Doğan Bebeğin Anne ve Babasının Hayatına Katılması

Hamilelik dönemi oldukça zor ve uzun bir süreçtir. Bu dönemde anne adayının hem vücudu hem de duyguları önemli değişimlere uğrar. Kasılmalar ve doğum bir kadının yaşayabileceği en acılı tecrübelerden biridir. Bu konuda herkes çeşitli uyarılar yapar. Ancak unuttukları konu doğumdan sonra bebeğin de yoğun bir bakıma ihtiyaç duyduğu ve ayrıca doğum sonrası iyileşme sürecinin sancılı ve uzun olacağı gerçeğidir.

Bunların dışında hemen hemen kimsenin konuşmadığı önemli bir konu daha vardır. O da bebeğin gelişinin çiftin hayatını ne denli etkileyeceğidir. En huzurlu ve sakin çiftler bile bu uyumlu aile ortamını sürdürebilmek için ciddi engeller aşmak durumunda kalırlar. Son derece sağlam bağlarla kurulmuş istikrarlı evlilikler dahi yeni doğan bebeğin bakımı ile ilgili ciddi sorunlarla karşı karşıya kalabilirler.

Duygusal Bağa Dikkat Edin

Bu süreçte anne ve baba arasında duygusal anlamda mesafe açılabilir. Farkında olmadan her ikisi de bir çift olduklarını unutup kendilerini anne ya da baba rolüne kaptırabilirler. Belki de ilişkilerinde ilk kez duygusal bir uzaklaşma yaşanır ve bu durum şüphesiz zor bir süreç anlamına gelir. Hatta her iki kişinin de kafasında şüpheler uyanabilir ve gerçekten birbirlerini sevmediklerini düşünmeye başlayabilirler.

Ancak bu düşünce doğru değildir. Yorgunluk ve uykusuzluk kafanızı karıştırabilecek hislere kapılmanıza yol açabilir. Bu aşamanın beklediğiniz kadar güzel olmadığını ya da eşinizin nasıl davranması gerektiğini bilmediğini düşünebilirsiniz. Tüm bunların temel sebebi aşırı derecede yorgun ve bitkin olmanızdır. Çünkü yeni doğmuş olan bir bebeğe bakmak kolay değildir. Ancak bir çift olarak birbirinize en fazla ihtiyaç duyacağınız anın işte bu anlar olduğunu da aklınızdan çıkarmamalısınız.

Aranızdaki duygusal bağın sağlıklı bir biçimde korunması için etkili bir iletişim kurmanız son derece önemlidir. Yorgunluk hayatınızın sıradan bir parçası haline gelmiş olsa bile empati kurarak ve kendinize güvenerek diyalog kurun. Gerçekten ihtiyaç duyduğunuzda yardım istemeyi öğrenin. Duygularınız ve hissettikleriniz konusunda dürüst olun ve sizi gerçekten endişelendiren şeyleri paylaşmaktan çekinmeyin. Böylelikle olumsuz düşüncelerin kabuklaşıp kronik hale gelmesini önlemiş olursunuz.

Bebeğin Gelişi İle Başa Çıkabilirsiniz

Evet, eğer her ikiniz de üzerinize düşen görevleri yerine getirir ve sadece anne baba değil, aynı zamanda bir çift olduğunuzu aklınızdan çıkarmazsanız bu zorlu kriz sürecinin üstesinden gelebilirsiniz. Yeni doğmuş bir bebeğe bakmak hiç de kolay bir iş değildir. Bu süreçte daha da gerilmenize neden olacak ailevi sorunlarınız da olabilir. Ancak gerçekten isteyip karşılıksız bir sevgiyle yola çıktığınızda bu görevi başarıyla yerine getirmemeniz için hiçbir sebep kalmayacaktır.

Aylar geçtikçe yaşanan tartışmalar ve anlaşmazlıkların gitgide azaldığını fark edeceksiniz. Aranızdaki kopukluk hissi artık geçmişte kalan bir duygu olacak. Evliliğinizin zorlu bir aşamasını geride bıraktığınızın farkında olacaksınız fakat aynı zamanda bu süreç sizin birbirinize daha fazla yakınlaşmanızı ve duygusal bağınızın daha güçlü hale gelmesini sağlayacak.