Çocuklarda Algı Gelişimi

Algı gelişimi, bebeğin doğduğu andan itibaren başlar ve zaman içerisinde de devam eder. Aşağıdaki yazımızda bu gelişim sürecinden bahsedeceğiz.
Çocuklarda Algı Gelişimi

Son Güncelleme: 28 Eylül, 2019

Bebekler büyüdükçe, yavaş yavaş duyuları da gelişir. Bu, çocuklardaki algı gelişimi sürecinin ilk adımıdır. Algı deneyimlere ve nörolojik olgunluğa bağlı olarak değişiklik gösterir. Bu nedenle, erken yaşta uyarılma çok önemlidir çünkü bu uyarılma bebeklerin etraflarını özgürce keşfetmesine olanak tanır.

Algı nedir?

Dünyayı anlayabilmek için, ilk olarak onu keşfetmek gerekir. Söz konusu keşfetmek olduğunda, algılarımız çok önemlidir. Ancak, etrafımızdaki dünya hakkında net bir zihinsel simge oluşturabilmek için bu algıları seçebilmek, düzenleyebilmek ve yorumlayabilmek önemlidir. Algı, bundan ibarettir.

Bu nedenle, uyaranlar aracılığıyla elde edilen hisler sayesinde çevre hakkında bilgi sahibi olma becerisini algı olarak adlandırabiliriz. Başka bir deyişle, algı kişinin hissettiklerinin yorumudur.

oyuncakla oynayan bebek

Çocuklarda algı gelişimi

Hareket algısı

Hareket algısı bir görüntünün diğer yönlerini veya boyutlarını algılamaya katkıda bulunur. Bunlardan bazıları:

  • Derinlik: Nesnelerin üçüncü boyutunun algılanması.
  • Biyolojik hareket: Hareket halindeki nesnelerin şeklinin tanımlanması.

Hareket algısı, çocuklardaki ilk algılardan bir tanesidir. Aslında, yapılan pek çok araştırma 3 ve 6 ay arasındaki bebeklerin, yetişkinlerdekine yakın bir hareket algısı olduğunu doğrulamaktadır.

Mekan algısı

Dünyada üç adet boyut vardır. Ancak, çocukların çevredekilerin konumundan haberdar olabilmesi için, yani etraflarındaki mekanı algılayabilmesi için aşağıdakilerin farkında olması gerekir:

  • Vücutlarının işgal ettiği alan.
  • Hareket ettikleri yakın çevre.
  • Biraz daha uzaktaki çevre.

Bu nedenle, Jean Piaget’in gelişim teorisine dayanarak, çocuklarda mekan algısının dört evresi olduğunu söyleyebiliriz. Bu evreler:

  • Duyusal motor evresinde (0-2 yaş arası) ve işlem öncesi evrede (3-6 yaş arası), çocuklar kendi alanlarının görünümünü inşa ederler. Bu, motor becerilere ve çocuğun mekana dair hızlı algısına bağlı olarak gelişir.
  • Somut işlem evresinde (7-11 yaş arası) ve soyut işlem evresinde (12-14 yaş arası), çocuklar daha karmaşık mekan ilişkileri kurabilirler. Başka bir deyişle, dünyanın ve diğer insanların bedenlerinin uzaktan bakış açısı hakkında fikir sahibi olurlar.

Renk algısı

İnsanlar milyonlarca rengi algılama becerisine sahiptir. Algıladığımız renk, retinadaki üç reseptörün aktivasyon seviyesine bağlıdır. Kone olarak adlandırılan bu reseptörler, renkleri dalga boyu aracılığıyla algılar. Bu dalga boyları, kısa dalgalar (mavi), orta uzunluktaki dalgalar (yeşil) ve uzun dalgalar (kırmızı) olmak üzere üçe ayrılır.

Beyin, sürekli olarak retinada bulunan ve renkleri görmeye yarayan her bir reseptörü aktive eden ışığın yüzdesini analiz etmeye çalışır. Bununla birlikte, yeni doğan bebekler keskin bir şekilde göremezler. Sadece ışık ve gölge arasındaki ayrımı yapabilir ve hareketleri algılayabilirler.

İlk bir ay bittikten sonra, bebekler parlaklığa ve yoğunluğa duyarlı hale gelir. 4 aylık olduklarında ise, sprektrumdaki tüm renkleri görselleştirebilirler.

Çocuklarda algı gelişimini artırmak

Algı gelişiminin doğru bir şekilde gerçekleşebilmesi için anne babaların yapabileceği bazı şeyler vardır. Örneğin, oyuncaklar, renkler, farklı dokular ve şekillerle uyarıcı alanlar yaratabilirsiniz. Bu özellikle bebeklik döneminde algının artmasına yardımcı olur.

Bütün bunlar, çocuğun hareket etme ve keşfetme isteğini artırır. Bunun sonucundaysa, algısal becerileri gelişmiş olur.

“Gördüğümüz, bildiğimizi değiştirir. Bildiğimiz ise  gördüğümüzü değiştirir.”

– Jean Piaget –


Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.



Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.