Çocuğum Utangaç Mı?

Çocuğum Utangaç Mı?

Son Güncelleme: 22 Temmuz, 2018

Çocuğunuzun utangaç olup olmadığını bilmek için içe dönük kişiliğe sahip olmakla sosyalleşmekte zorlanmak arasındaki farkı nasıl anlayacağınızı bilmek gerekir.

İçe dönük kişiliğe sahip çocuklar, güvensiz ya da sosyal kabiliyetlerden yoksun olduklarından değil, yalnız olmayı seven ve bilinçli olarak yalnız kalmayı tercih eden, keni duygu ve düşüncelerine dalan çocuklardır.

Bu davranış, çocukluk döneminin belirli aşamalarında normal olabilir. Öte yandan, utangaç bir çocuk sosyal durumlarda rahatsız hisseder ve her şeyden önce ebeveynleri etrafta olmadığı zaman kendini güvensiz hisseder.

Utangaçlığı tetikleyen iki faktör vardır, bunlardan biri çocuğun ebeveynlerinden birinin utangaç olması ve dolayısıyla çocuğun ebeveynlerinin davranışlarını taklit ederek öğrenmesidir. İkincisi, ebeveynlerin oldukça sosyal; ancak aynı zamanda aşırı koruyucu olmasıdır.

Her iki faktör de psikolojideki son teorilere göre, bir çocuğun utangaç olmasının başlıca nedenleridir.

İdeal çözüm, çocuğun hayatının diğer alanlarını geliştirmesine yardımcı olmak ve kendisini kendi yollarıyla ifade etmeyi öğrenmesidir. İçe dönük çocukların gelişimi baskıdan uzak olmalı ve utangaçlığın sebeplerinden biri olarak gösterildiğinden, ebeveynler aşırı korumacı davranmaktan kaçınmalıdır.

İçe dönük olmak suç değildir.

utangaç çocuk

Toplum bize hep, dışa dönük insanların başarılı olduğunu ve ne kadar yetenekli olsalar da utangaç insanların dünya ile daha fazla iletişim halinde olmaları için kendileri üzerinde yoğunlaşmaları gerektiğini söyledi.

Ancak, içe dönük olmak her zaman için olumsuz değildir. Bunu kanıtlamak için pek çok örnek gösterebiliriz, örneğin Albert Einstein, Jk Rowling ve Dr.Seuss. Sosyal becerileri zayıf olsa da inovasyon, yaratıcılık ve duyarlılık gibi başka yönlerli güçlüydü ve şüphesiz dünyayı değiştirdiler.

İçe dönük insanlar sessizliğin tadını çıkarır. Sevdikleri şeylerde analitik, ihtiyatlı ve çok merkezlidirler. Bu yüzden sakin alanları tercih ederler. Yalnız olmak konsantre olmalarını sağlar. Yüksek sesle düşünme ve sosyal ortamlarda olmayı sevme eğilimi gösteren dışa dönük kişiliklerin tam zıttıdır.

Görüldüğü gibi, iki farklı kişilik vardır ve her ikisi de utangaç olmaktan çok farklıdır. Bir çocuğun sosyal etkileşim korkusu nedeniyle bir tür aktivitede ilerleyememesini utangaçlık olarak düşünebiliriz.

Gerektirmeyen durumlarda sürekli ağlamaları ya da kendilerini soyutlamaları sosyal kaygı belirtileridir ve bir uzmana danışılması gerekir.

Çocukların sosyal fobiyi çok erken yaşlardan itibaren zayıflatılmış ve kalıcı bir şekilde gösterdiği durumlar da vardır. Böyle bir durumda, psikoterapi uygulanması ve okuldan destek alınması gerekebilir.

Bazı ebeveynler çocuklarının utangaçlığına katkıda bulunuyorlar

Anne oğul

Aile ve çocuk sağlığı konulu Kanada’lı dergi Today’s Parent’da yayınlanan rapora göre ebeveynler bazen yanlışlıkla çocuklarının utangaçlığına katkıda bulunuyorlar.

Raporda, ünlü Amerikalı yazar ve çocuk profesörlerinden Michael Reist şöyle diyor: “Ebeveynler ya da diğer yetişkinler çocuğun utangaçlığını düzeltmek için girişimde bulunduklarında, çocuk genellikle düzeltmeyi anlamamaktadır. Çocuklara, herkesin davrandığı gibi davranmamanın normal olduğunu gösterin.”

Ebeveynlerin, bir çocuğun utangaç olmasının temel nedenlerinden birinin aşırı koruma olduğunu bilmesi de önemlidir. Çocuğunuza karşı aşırı korunmacı davranmak, onun güvensiz dolayısıyla utangaç olmasına neden olabilir.

New York Times tarafından yayınlanan bir araştırmaya göre, Pennsylvania Üniversitesi’nde 100.000 öğrenci üzerinde yapılan anket sonuçları anksiyetenin öğrenciler arasında oldukça yaygın bir sağlık sorunu olduğunu doğrulamaktadır. Çalışma ayrıca 6 öğrenciden 1’inin depresyon, stres veya endişeden muzdarip olduğunu tespit etmiştir.

Rapor ayrıca, bu sorunların arkasındaki ana nedenlerden birinin ebeveynlerinin aşırı korumacı davranması olduğunu da desteklemektedir.


Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.


  • Cano Vindel, A., Pellejero, M., Ferrer, M. A., Iruarrizgada, I., & Zauzo, A. (2001). Aspectos Cognitivos, Emocionales, Genéticos Y Diferenciales De La Timidez. Revista Electrónica de Motivación y Emoción
  • Ito, L. M., Roso, M. C., Tiwari, S., Kendall, P. C., & Asbahr, F. R. (2008). Terapia cognitivo-comportamental da fobia social. Revista Brasileira de Psiquiatria. https://doi.org/10.1590/S1516-44462008000600007
  • Olivares, J., Rosa, A. I., Piqueras, J. A., Sánchez-Meca, J., Méndez, X., & García-López, L. J. (2002). Timidez y fobia social en niños y adolescentes: Un campo emrgente. Psicologia Conductual. https://doi.org/10.1016/S0975-3575(11)80026-X

Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.