Bebeğinizin Minik Elleriyle Parmağınızı Tuttuğu An

Bebeğinizin Minik Elleriyle Parmağınızı Tuttuğu An

Son Güncelleme: 29 Nisan, 2018

Sıklıkla, hayatta en çok hatırlanan şeylerin küçük şeyler olduğu söylenir. Ebeveynler için, en büyülü ve unutulmaz anlardan biri, yeni doğmuş bebeklerinin, parmaklarını ilk kez kavraması ve küçük elleriyle kuvvetlice sıkmasıdır.

Çocukluk; sesler, kokular ve görüntülerle ölçülür…

-John Betjeman-

Bu içgüdüsel harekete şahit olduğumuz an, sonsuza dek büyüleniriz. O an, ebeveynlerin unutamayacağı bir sürecin başlangıcıdır. O an içimizdeki gizli duygular ortaya çıkar.

Sanki bebeğimiz hayatının bir parçası olduğumuzu anlar ve bizi tanıyor gibi, bir şekilde “Artık benimsiniz, sen benim annemsin, sen de babamsın” mesajını verir.

Bu durumda yapabileceğimiz tek şey o küçük varlığa teslim olmaktır: Artık aranızdaki bağ oluşmuştur ve koparılamayacak kadar güçlüdür.

Bir zamanlar küçük bir el vardı…

ebeveyninin parmağını tutan bebek

Bir zamanlar, kendine bir sığınak arayan, yaşam dolu ve korkuları olan küçük bir el vardı.

Bebeğimizin sakinleşmesi ve kendini güvende hissetmesi için tek yapmamız gereken, parmağımızı avucuna götürmek ve onu kavrayışını izlemektir.

Biz onların bir parçasıyız ve o küçük minik varlıklar da bizim bir parçamız…

Bebeklerde kavrama refleksi

Bu hareketin doğal bir refleks olduğunu söylerken içerdiği duygusal anlamı inkar etmiyoruz. Bu, atalarımızdan bize miras kalan bir içgüdüdür.

Yenidoğan bebeklerimiz, ellerini dokundukları her şeyi kavramalarına neden olan bu hızlı yanıt sayesinde kendilerini güvende hissederler.

O kadar kuvvetli bir şekilde tutarlar ki, parmaklarımızı kavradıklarında onları havaya bile kaldırabiliriz.

  • Bu doğaldır ve doktorların bütün yenidoğanlarda gözlemlediği, gelişimleri için gerekli olan diğer refleksler gibi normal bir şeydir.
  • Daha sonra, bu refleksler, bebeğin beyninin olgunlaşması ve hareketlerini istemli olarak yapmaya başlamasıyla ortadan kaybolur.

Bebeğinizin ilk aylarında ellerini tutmanız tavsiye edilir

Anneler, emzirirken bebeklerinin ellerini avuçlarında tutması ve bebeği istediğinde minik elleriyle parmaklarını sıkmasına izin vermesi çok yaygındır.

Yaşamın ilk aylarında, bebekler sürekli yumruklarını sıkar.

Ancak, zamanla, inanılmaz değişiklikler fark edeceksiniz. Örneğin, bebeğiniz zamanla çok sıkı bir şekilde sıkmamaya başlayacaktır.

Bebeğimizi emzirirken, yıkarken ve okşarken ellerini tutarak bu uyarıma devam etmek, kuşkusuz, onun düzgün bir şekilde gelişmesine katkıda bulunacak ve inanılmaz bir olgunlaşma süreci geçirmelerine katkı sağlayacaktır.

Sekizinci ayda bebekler artık ellerinin farkındadırlar

avuç içinde bebek

Bu gelişmiş el-göz koordinasyonu sayesinde, sekizinci ya da dokuzuncu aydan itibaren bebeğinizin artık elini boşta bırakmayacağını fark edeceksiniz.

Bunu, özellikle bebeğiniz saçınızı çekmeye başladığında, gördüğü her şeye ulaşmak ve eline almak istediğinde daha iyi anlayacaksınız.

Bu aşamada, artık bir şeyleri ellerinde tutmaktan o kadar da zevk almazlar. Ses çıkaran şeylere ise bayılırlar.

Anneleri ya da babaları onlarla iletişim kurarken, onlara şarkı söylerken ve fısıldarken ellerini uzattığında hoşlarına gider.

Bu zamanlar, çocuğun uyarıcılara karşı alıcılarının açık olduğu ve çok yakında, daha ince motor becerileri geliştirmek için başparmak ve işaret parmağını bir araya getirmek suretiyle “kıskaç” mekanizmasının da gelişeceği olağanüstü zamanlardır.

Ellerimiz duygularımıza giden bir yoldur, bir çeşit büyülü bir dildir

iki el birlikte

Eşimizin desteğini, sevgisini, anlayışını, aşkını hissetmek için ellerini tutarız… Dedelerimizin yürümelerine yardımcı olmak veya yakınlığımızı göstermek için yine ellerini tutarız…

Bütün bunlar, insanlar arasındaki bağları güçlendiren ve anlamlı ilişkiler inşa eden bir dizi pozitif duygu oluşmasına neden olur ve birbirimizi tanıdığımız ve önemsediğimizi karşı tarafa aktarır.

Çocukları iyileştirmenin en iyi yolu onları mutlu etmektir.

-Oscar Wilde-

Dokunmak hissetmektir. Bizim için önemli olan insanlara dokunmak onları sevgi ile karşıladığımızı ve kalplerimizde özel bir yerleri olduğunu hissettirir.

Bu nedenle, bu dili çocuklarımıza da aktarmayı asla ihmal etmemeliyiz.

Parmağınızı o kadar güçlü bir şekilde kavradığınızı ilk hissettiğinizde, bu büyülü ve büyük aşkın hiç bitmeyecek hikayesinin başlangıcında olduğunuzu anlarsınız.

Bu; el ele tutuşmalar, oyunlar ve kucaklaşmalarla dolu uzun bir hikayenin yalnızca başlangıcıdır.

Şüphesiz, bu anlardan zevk almalı ve kıymetini bilmelisiniz. Bu anlar paha biçilemez.


Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.


  • Bowlby, J. (1986). Vínculos afectivos: formación, desarrollo y pérdida. Madrid: Morata.
  • Bowlby, J. (1995). Teoría del apego. Lebovici, Weil-HalpernF.
  • Garrido-Rojas, L. (2006). Apego, emoción y regulación emocional. Implicaciones para la salud. Revista latinoamericana de psicología, 38(3), 493-507. https://www.redalyc.org/pdf/805/80538304.pdf
  • Marrone, M., Diamond, N., Juri, L., & Bleichmar, H. (2001). La teoría del apego: un enfoque actual. Madrid: Psimática.
  • Moneta, M. (2003). El Apego. Aspectos clínicos y psicobiológicos de la díada madre-hijo. Santiago: Cuatro Vientos.

Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.