Dışarıda Övgü, Evde Uyarı

Çocuklarımız olumsuz davranışlar sergilediğinde onları uyarmak için nelere dikkat etmemiz gerekir? Bir çocuğu toplum içinde ve agresif bir biçimde uyarmakla, evde baş başa kaldığımızda olumlu uyarı tekniğini kullanmak arasında ne gibi farklılıklar vardır?
Dışarıda Övgü, Evde Uyarı

Son Güncelleme: 26 Aralık, 2020

20. yüzyılın ünlü eğitimcilerinden Paulo Freire, eğitimin acı verici bir süreç değil tam aksine her zaman bir sevgi gösterisi olması gerektiğini söylemiştir. Ancak sık sık gördüğümüz gibi çocuklarını hiç de uygun olmayan şekilde uyaran ve onlara hatalarını diğer insanların önünde söyleyen anne ve babalara rastlarız. Yani herkesin içinde seslerini yükselterek insanların bakışlarını çocuğun üzerinde toplayan ve ondaki olumsuz duyguların daha da artmasına neden olan insanları görmek pek de sıra dışı değil.

Bazen çocuklarımızın dışarı çıktığımızda olması gerektiği gibi davranmadıklarını hepimiz biliriz. Yersiz bir kelime, diğer insanları rahatsız edici şekilde yüksek sesle konuşma ya da dokunmamaları gereken bir yere dokunma gibi durumlar onlara kızmamıza neden olur. O an bu davranışlarını durdurmamız gerekir ve biz de durdururuz.

Yani böyle bir durumun müsamahakar olmakla bir ilgisi yoktur. Asıl konu yanlış bir hareketi akıllı, uygun, kararlı ve saygılı bir biçimde nasıl sonlandıracağını bilmektir. Çocuğu eleştirmek ve ona gereken uyarılarda bulunmak için herkesin dikkatini çekecek bir yer değil, evde ve baş başa kaldığınızda ona hiçbir zaman zarar vermeyecek bir yöntem kullanmak gereklidir.

Bu bağlamda, konuyu daha iyi anlamak için çok önemli bir detayı göz önünde bulundurmamız yeterli olacaktır. Hiçbirimiz başka insanların gözleri önünde tüm dikkatlerin üzerimizde toplanmasını istemeyiz. Bize bağırıp şu tür cümleler kursalar bunların bize ne tür faydası dokunabilir ki? “Evden dışarı çıkamazsın, başka seçeneğin yok, çok kaba bir insansın!”

Böyle davranmakla sadece daha fazla olumsuzluğu beslemiş olur ve hem çocuğu hem de kendimizi bir kısır döngünün içine iteriz. Bu nedenle, bu tür davranışlarda bulunmanın hiç de uygun olmadığı konusunda bir kez daha düşünmenizi tavsiye ediyoruz.

çocuğuna sarılan bir baba

İnsanların Gözü Önünde Şiddetli Biçimde Uyarı Yapmak: Kötü Bir Eğitim Biçimi

Şimdi bir anlığına durup sürekli tekrarlanan bir durumu düşünün. Öğretmenler kimi zaman olabilecek en kötü şekilde öğrencilerinin yanlışlarını düzeltir ya da dikkatlerini çekerler. “Çok tembelsin”, “Bu konuyu asla öğrenemeyeceksin” ya da “Matematiği hiç kafan almıyor” gibi cümleler kötü eğitime verilebilecek örnekler arasında yer almaktadır.

  • Toplum içinde çocukların yetersiz olduklarını vurgulayan cümleler onların duygusal dokularında hasara neden olur.
  • Uzun dönemde bu tür davranışlar çocuğun kendi kendine çıkarımlar yaparak birtakım sonuçlara ulaşmasına yol açar. (Eğer öğretmenim kafamın matematiği almadığını söylüyorsa neden elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışayım ki?)
  • Toplum içinde yetersizlikleri vurgulamak diğerlerinin de o çocuğu aynı şekilde etiketlemesine neden olur. (Eğer öğretmen Ceren’in tembel olduğunu söylüyorsa, tembeldir.)

Bunun yerine bir çocuktan susması ve sessiz kalması istenebilir. Bu istekten sonra onunla “daha sonra ve özel olarak konuşulacağını belirtmek” doğru bir davranış olacaktır. Herkesin içinde bundan daha fazlasını söylemek gereksizdir.

Pek çok iyi öğretmenin de yaptığı gibi daha sonra çocuğa kendini geliştirmesi için çeşitli stratejiler sunulur. Bu sayede çocuk, daha iyi ve olumlu davranışlar sergilemek için gerekli motivasyonu sağlar. Bunun sonucunda da yeterli yakınlık ortamı oluşacağından dolayı çocuk düşüncelerini ve ihtiyaçlarını daha kolay ve açık bir biçimde ifade edebilecektir.

kükreyen bir aslan

Agresif Bir Biçimde Uyarılar Yapan Anne ve Babalar

Bağıran ve agresif bir şekilde çocuklarını uyaran anne ve babalar duygusal zeka adı verilen olguyu kullanmazlar. Çünkü bu olgu olumsuz duygularla ortadan kalkar ve çocukta travmatik bir hissin ortaya çıkmasına yol açar.

  • Toplum içinde kızıp bağırarak uyarılar yapmak, çocuğun sinirlenmesine neden olur ve istenilen durumun tam tersi bir etki yaratır.
  • Bağırarak uyaran insanlar korkuya yol açar. Böyle bir eğitim yöntemi doğru değildir. Bu nedenle çocuğun gelişim sürecinde istenmeyen sonuçların ortaya çıkması da kaçınılmaz olur: kendine güven eksikliği, güvensizlik duygusu, hayal kırıklığı, agresiflik…

Dışarıda Övgü, Evde Uyarı

Çocuğunuza herkesin önünde en son ne zaman övgü dolu sözler sarf ettiniz? Belki de bugün çünkü büyük bir olasılıkla siz de diğer insanlar etrafımızdayken çocuklarımızla ne kadar gurur duyduğumuzu onlara söylemenin son derece önemli olduğunu biliyorsunuz. Bunu evimizde çocuklarımızla baş başa kaldığımızda da yaparız. Ancak özellikle etrafta insanlar varken övmek onlar için özel bir anlam ifade eder.

Şimdi daima aklımızda tutmamız gereken önemli detaylara kısa bir biçimde göz atalım.

Çocuğunuzu Asla Diğer Çocuklarla Kıyaslamayın. Kendini Her Zaman En İyi Çocuk Olarak Hissetmesini Sağlayın!

Bazı anne ve babalar sanki çocukları onları duymuyormuş gibi şu tür cümleler kurma yanlışına düşerler: “Senin çocuğun benimkinden daha zeki”, “Tüm çocuklarım içinde en yavaş büyüyeni bu. Onunla ne yapacağımı hiç bilmiyorum.”

Bu tür cümleleri kurmaktan kaçının. Bunların yerine şöyle cümlelerle çocuğunuzu övün: “Benim çocuğum çok özeldir; o dünyadaki en iyi çocuktur”, “Benim çocuğum her geçen gün daha güzel ve daha akıllı oluyor. Büyüyünce istediği her yere girebilir.”

anne ve bebek baykuş

“Olumlu” Uyarı Yöntemini Kullanın

Çocuklarımıza uyarı yapmak istediğimizde buun, evde baş başa kaldığımızda ve uygun şekilde, yakınlık ve empati kurarak yapmamız gerekir. Her şeyden önce onları kategorize etmeyi ya da kaderci davranmayı (hiçbir zaman okumayı öğrenemeyeceksin!) bırakmalıyız.

İdeal olarak çocuklara karşı olumlu uyarı yöntemini benimsememiz gerekir:

  • Eğer biraz daha çaba sarf edersen başarılı olacağından şüphem yok. Sana yardım etmek için her zaman yanındayım.
  • Kötü şekilde davrandın ancak eminim ki bana ne kadar iyi ve sorumluluk sahibi bir çocuk olduğunu göstereceksin.
  • Hatalı davrandığını, yanlış bir şey yaptığını biliyorum ama sana güveniyorum ve bunu harika bir biçimde yapacağını biliyorum.
  • Yaptığın şeyin yanlış olduğunu bilmeni istiyorum. Şimdi annen sana nasıl daha iyi davranman gerektiğini gösterecek. Böylece ne kadar harika bir çocuk olduğunu bana ispatlayabilirsin.

Sizlere verdiğimiz bu basit ipuçlarını uygulamaya koyun ve korkutarak eğitimin yanlış olduğunu asla aklınızdan çıkarmayın. Çocuğunuza sevgi ve saygı ile yol gösterin. Böylece dünya mutlu çocuklarla dolsun.

Görseller: Sonja Wimmer


Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.