Kız ve Erkek Çocuklarının Beyinleri Arasındaki Farklılıklar

Kız ve Erkek Çocuklarının Beyinleri Arasındaki Farklılıklar

Son Güncelleme: 25 Şubat, 2018

Erkekler Mars’tan kadınlar Venüs’tendir. Bu tanıdık cümle erkek ve kadının farklılıkları üzerine yaptığı psikolojik analizlerden kendine servet yaratan bir psikolog tarafından meşhur edildi.

Bu metafor, makalemizin temasını tanımlamamıza yardımcı oluyor: kız ve erkek çocukların beyinleri arasında onların fiziksel, psikolojik  ve davranışsal gelişimini belirleyen farklılıklar vardır.

Doğum öncesinde bile kız ve erkek çocuklar arasında boyutları, saç şekilleri, göz renkleri, cinsiyetleri, empati kurabilme seviyeleri, fiziksel-motor yetenekleri gibi az ya da çok bir seri hormonsal ve genetik farklılıklar vardır.

Aynı zamanda, ebeveynlere ve öğretmenlere, kız ya da erkek çocukların neyi neden yaptıkları arasındaki farkları gösteren birçok farklı nöro-bilimsel araştırma da var.

Her halükarda bilmeliyiz ki beyin esnek ve sürekli gelişen bir organdır. Prensipte de olsa, erkekler ve kızlar, anca bir ömür içerisinde dengelenebilen bir takım farklı yeteneklerle doğarlar.

Erkek çocuklardaki beyin farklılıkları

Araştırmalar erkek çocukların kendi kendilerini başarıyla idare edebilmeleri adına ilk adımları atma konusunda kız çocuklardan daha yatkın olduklarını göstermiştir.

Erkek bebeklerin beyinleri 25 yaşındaki yetişkin erkeklerle kıyaslanacak ölçüde testosteron hormonu içerir. Yüksek orandaki testosteronun varlığı beynin erilleşmesinden sorumludur ki bu da kısaca, beynin sağ yarısının öncelikli olarak mantıkla bağ kurması anlamına gelir.

Doktor, nöro-biyoloji uzmanı, nöro-psikiyatr ve Harvard Tıp Fakültesi profesörü Louann Brizendine farklılıkları açıklayan iki kitap yayımladı. Araştırmasının sonuçları şunları gösteriyor:

  • Erkek çocuklar kendilerini duygusal uyarılara kız çocuklarına göre daha çabuk kaptırırlar ve üzüldüklerinde, bu üzüntünün geçmesi kız çocuklarına göre daha uzun sürer.
  • Erkek çocuklar diğer insanların yüzlerine, kızlar kadar uzun süre bakışlarını sabitlemezler ve göz teması kurmazlar. Bunun yerine daha çok etraflarındaki objeleri, geometrik şekilleri ve oyuncakları hareket ettirmeyi tercih ederler.
  • Yarışmacı oyunlarla, iş birliği içeren yardımlaşmalı oyunlara göre daha ilgilidirler. Dolayısıyla da savaş oyunları, futbol ya da video oyunlarını, içinde “ödül” olmayan, kazananla kaybedenin kesin bir çizgiyle ayrılmadığı diğer oyunlara tercih ederler.
elele zıplayan çouklar
  • Geçekleştirilen bir deneyde, erkek çocukların objelerin resimlerini beyinlerinin paryetal lobunda, mekânsal hareket alanının iki tarafını da kullanarak zihinsel anlamda çevirdikleri tespit edilmiştir. Ama aynı işlemi kız çocuklarının beyinlerinin tek tarafıyla gerçekleştirdikleri görülmüştür.
  • Ergenlik çağındaki erkekler, bütün dikkatlerini veriyormuş gibi gözüktükleri cinselliğe, kızlara oranla daha yoğun bir ilgiyi daha erken yaşta duymaya başlarlar.
  • Ergenlik çağındaki erkekler sadece sıkılmakla kalmazlar, beyinlerinin ödül merkezi kızlara göre daha yavaş çalıştığı için kızlardan daha çok sıkılıp, bu nedenle de dış uyarılara karşı daha az duyarlı hale gelirler.

Kız çocuklardaki beyin farklılıkları

Ulusal Sağlık Enstitüsü’nde çalışan bilim adamları 500 çocuk üzerinde bir rezonans çalışması gerçekleştirdiler. Ortalama aynı matematiksel yeteneklere sahip olan kız ve erkek çocuklarla yapılan bu çalışmada kızların hafıza ve dil kullanımı yeteneklerinin erkeklerden daha kuvvetli oldukları saptandı.

Kız çocukların beyinlerinde yapılan çalışmanın bir diğer bulgusu ise beyinlerinin sağ ve sol yarıları arasında erkeklere göre daha kuvvetli bir iletişim olması ve onlar için sosyalleşmenin daha kolay olduğudur. Bu nedenle kız çocukları konuşmayı erkeklerden daha önce öğrenmeye eğilimlidirler.

ders çalışan kız çocuk

Harvard Tıp Fakültesi profesörü nöro-bilim alanında yaptığı çalışmaları şu şekilde özetleyip diyor ki; kız çocukları:

  • Doğar doğmaz göz teması kurmaya eğilimlidirler ve diğer insanların yüzlerine bakarlar.
  •  Kızlar aynı zamanda içinde bulundukları ortamda kendilerine sunulan sarılma, şımartma, ilgi gibi duygusal temaslara da daha çok değer verirler. Bu tarz karşılıklı etkileşimleri onaylar ve severler. Bu uyaranlara dayanarak, henüz yaşları çok küçükken bile, sevildiklerini, takdir edildiklerini ya da edilmediklerini saptarlar. Halihazırda bu noktada, kızlar ve erkekler arasında duygusal farklılıklar görürüz.
  • Kız çocuklarının yüz ifadesi okuma ve ses tonlamalarını ayırt etme yetenekleri vardır. Dolayısıyla, annelerinin ses tonlarındaki küçücük bir farklılıkta bazı davranışlarının onaylanıp onaylanmadığını bilirler. Erkek çocuklar ise bu kabiliyetle doğmamışlardır. Bu nedenle, ebeveynler erkek çocuklarını azarlarken ya da kınarken daha empatik ve açık davranmalıdırlar.
  • Kız çocukların beynindeki korpus kallosum bölgesi erkek çocuklara göre daha büyük olduğu için aynı anda birkaç görevi yerine getirebilir ve kendilerini sıkılmış, bunalmış hissetmeden farklı sorumlulukları aynı anda üstlenebilirler.

Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.



Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.