Evrimsel Dil Bilimi: Prelinguistik Aşama Ve Özellikleri

Bu ilginç yazıda, evrimsel dil bilimi hakkında tüm merak ettiklerinizi keşfedeceksiniz. Özellikle de dilin gelişim öncesi özellikleri hakkında size bazı bilgiler vereceğiz.
Evrimsel Dil Bilimi: Prelinguistik Aşama Ve Özellikleri

Son Güncelleme: 10 Aralık, 2020

Doğumdan itibaren bebekler duyuları aracılığıyla iletişim kurar. Dünya üzerindeki ilk yıllarında, dil becerileri basit seslerden ilk anlamlı kelimelerine evrilir. Bu aşama, prelinguistik olarak adlandırılır. Daha fazlasını öğrenmek için okumaya devam edin. Evrimsel dil bilimi, dile dair birçok konuyu açığa kavuşturabilir.

Evrimsel dil bilimi (linguistik): Prelinguistik aşamanın özellikleri

Dil öncesi (prelinguistik) ve linguistik aşama, dil gelişiminin iki aşamasını oluşturur. Birincisi yani prelinguistik aşama, hayatın ilk 12 ayını kapsarken, ikinci aşama ilk ağızdan çıkan kelimelerle başlar ve çocuğun içeriği (fikirleri) formlara (kelimelere) entegre etmeye başladığı dil edinim sürecine odaklanır.

İlk birkaç ay boyunca dil gelişimi, sosyalleşme süreciyle yakından bağlantılıdır. Bebekler niyetlerini sadece ağlayarak değil, bakışları, hareketleri ve gülümsemeleriyle de iletmeyi öğrenirler.

Bu birincil iletişim biçimi, bebeklerin sosyo-duygusal gelişiminde önemli olan ‘bağlanma figürü’nün gelişimine katkıda bulunmanın yanı sıra, sonradan ortaya çıkacak olan sözlü iletişimin temellerini de atar.

telefonda konuşan bebek

Dil öncesi aşama, dört alt aşamadan oluşan evrimsel bir sırayla düzenlenmiştir:

1. aşama: Refleks seslendirmeler ve “yapışkan” sesler (0-2 ay)

Bir bebek dünyaya geldiği ilk ayda, yalnızca refleks seslerle veya sesi dışsallaştırarak iletişim kurmaya çalışır. Ağlamayla, üsluba bağlı olarak farklı ihtiyaçları ifade eden iletişim süreci başlar: ağrı, açlık, üşüme, uyku hali veya herhangi bir sağlık durumunun bir yansıması olarak ağlarlar. Ağlamak, bebeklerin ihtiyaçlarını iletmelerine izin verir ve aldıkları tepkiden tatmin olurlarsa bunu bilinçli olarak kullanırlar.

İkinci aya doğru, ‘agulamak’ adı verilen spontane sesler çıkarmaya başlarlar.

2. aşama: agulamak ve ses oyunları (3-6 ay)

Üçüncü aydan itibaren bebekler izole sesler çıkarmaktan kasıtlı sesler çıkarmaya geçerler. Sürekli ve net bir şekilde gırtlaktan gelen ünlü seslerle konuşmaya başlarlar, “ga” ve “gu” seslerini tekrarlarlar.

Onlar için bu aşama, konuşma organlarını denedikleri ve onları kontrol etmeye başladıkları için bir tür oyun gibidir. Aynı zamanda kendi çıkardıkları sesleri dinleyerek eğlenirler. Kendilerini duymak için çığlık atmaya ve mırıldanmaya benzer sesler çıkarmayı severler.

Piaget’e göre, bebekler bu aşamada çıkardıkları fonasyon (sesleme/ünleme), agulama ve gırtlak seslerinin yakın çevrelerini etkilediğinin farkındadır. Bebekler bu yolla iletişim kurmayı öğrenirler; yaydıkları seslerle çevrelerinde yarattığı etki arasında ilişki kurarlar.

3. aşama: Tekrarlanan agulama ve seslerin taklidi (6-9 ay)

Agulama ve artikülasyon oyunları aracılığıyla bebekler farklı ünlü ve ünsüz ses birimlerini çıkarabilirler. Yaklaşık sekiz aylıkken bebekler çok heceli sesleri çıkarmaya başlar: “ba”, “pa”, “da”, “ga” ve “ma” gibi sesler birbirini tekrarlayabilir. Bunlara ek olarak, bazı hece gruplarını da tekrar etmeye başlarlar.

Örneğin, “mamama”, “bababa”, “papapa” ve “lalala” gibi şeyler söyleyerek çift heceli söz öbeklerini meydana getirirler. Bu seslendirme şekilleri, bebeğin “tesadüfen” ilk kelimelerini söylemesine yol açar.

annesinin kucağında şapkalı bebek ve evrimsel dil bilimi

Altıncı aydan itibaren bebekler hareketleri, sesleri ve jestleri gözlemlemeye ve taklit etmeye başlarlar. Yetişkinlerin konuşmalarını dinlemeye özel bir ilgi gösterirler; dinlenmeyi ve konuşmayı severler. Bebeğin yetişkinlerle gerçekleştirdiği bu etkileşim, Bruner’in çalışmalarını doğruluyor.

Bruner, sosyal etkileşim ve dil gelişimi üzerine yapılan çalışmalara odaklandı. Bu bağlamda, dil öğreniminin gerçekleşmesi için sözel etkileşime uygun ortamın sağlanması gerektiğini düşündü. Bu nedenle yetişkinler bu aşamada bebeğin etkileşime girebilmesi ve konuşmasını geliştirebilmesi için uygun iletişimsel durumlar yaratmalıdır.

4. aşama: Kasıtlı iletişim (9 / 10-12 ay)

Birinci yılın sonunda bebekler bilinçli olarak iletişim kurmaya başlar. Nesneleri işaret ederler, başlarıyla “hayır” ve elleriyle “hoşçakal” anlamlarına gelen hareketleri yapabilirler. Basit emirleri anlarlar ve adlarını duyduklarında tepki verirler.

Bir yaşından itibaren, çok heceli sesler gerçek anlamlar kazanmaya başlar. Artık anne ve babalarına seslenebilirler, hayvan seslerini taklit edebilirler (“hav”, “miyav” veya “möö” gibi). Onlar için anlamı olan onomatopoeik (çıkardığı sese göre isimlendirilen; vızıldamak gibi) kelimeleri icat edebilirler.

Aile ve çocuğun etrafındaki yetişkinler dil gelişiminde çok önemli bir rol oynar. Bu nedenle çocuğunuzu bu konuda mutlaka teşvik etmelisiniz. Bebeğinizle gerçekleştirdiğiniz konuşmalarda, fonik anlamları (söylenen kelimeler) kelimelerin ifade ettiği nesnelerle ilişkilendirmeye çalışmalısınız. Bu şekilde çocuk sözcüklerle ilgili doğru ilişkiyi beyninde kurabilir.


Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.



Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.