Plasentanın Gelişimi: Yapısı ve Temel Fonksiyonları

Plasenta, bebeğin anne karnındaki gelişimi açısından büyük önem taşır. Okumaya devam edin ve plasentanın gelişimi, yapısı ve fonksiyonları hakkında detayları keşfedin. 
Plasentanın Gelişimi: Yapısı ve Temel Fonksiyonları

Son Güncelleme: 22 Eylül, 2019

Anne karnında bebeğin gelişimi söz konusu olduğunda hayati önem taşıyan plasentanın farklı yapılarını, fonksiyonlarını ve gelişimini keşfedin.

Yalnızca hamilelik döneminde gelişen bu organ fetüsün beslenmesinden ve yeterli oksijeni almasından sorumludur. Plasenta aynı zamanda fetüsün atıklarının uzaklaştırılmasından da görevlidir. Böylelikle, bebeğin sağlıklı ve doğru gelişimi sağlanır.

Plasentanın gelişimi

Hamilelik dönemi boyunca plasentada pek çok değişim görülür. Döllenmeden itibaren 5. günde, preimplantasyon gelişim sürecinde oluşmaya başlar ve hamilelik dönemi boyunca varlığını korur. Hamilelik döneminin sonuna kadar bu organ gelişmeye ve değişmeye devam eder.

Plasentanın yapısı nedir?

Plasenta, anneye ve fetüse ait olmak üzere iki çeşit dokudan oluşmaktadır. Fetüse ait dokunun yapısında koryon bulunurken anneye ait dokunun yapısında rahim iç zarına ait en yüzeysel kısım bulunur.

Fetüsün içerisinde geliştiği amniyotik kese birbiriyle iç içe geçmiş iki farklı zardan oluşur. Amniyotik zar, amniyotik sıvı ve fetüs ile temas halindedir. En dıştaki zar olan koryonik zar ise annenin dokusu ile temas halindedir. Bir annenin suyu geldiğinde, başka bir deyişle amniyotik kese yırtıldığında, bu zarlar yırtılır ve amniyotik sıvı dışarı boşalır.

Amniyotik kesenin anneye temas eden kısmının yapısında koryonik vilüsler bulunur. Anne rahminin iç duvarı ile temas halinde olan bu vilüsler, anne ve bebek arasında besin ve atık alışverişinden sorumludur.

anne karnında bebek

İki atardamar ve bir toplardamardan oluşan göbek bağı, fetüsü plasentanın anneye ait kısmına bağlar. Normal kan dolaşımının aksine göbek bağı bebekteki karbondioksit açısından zengin olan kanı uzaklaştırır. Aynı zamanda, toplardamarlar oksijen ve besin açısından zengin kanı bebeğe taşır.

Plasenta genellikle anne rahminin üst kısmı olarak bilinen fundusta bulunur. Fakat, bazı durumlarda başka bölgelerde de gelişebilir.

Plasentanın fonksiyonları

Fetüsün doğru ve sağlıklı gelişimi için büyük önem taşıyan plasentanın birçok temel fonksiyonu bulunmaktadır:

  • Anne ve bebek arasında besin ve oksijen alışverişinden sorumludur.
  • Hormon üretimi: Koryonik gonadotropin, progesteron ve plasental laktojen.
  • Annenin bağışıklık sistemine karşı bebeği koruyarak annenin vücudunun bebeği reddetmesini önler.

Yukarıda bahsi geçen tüm hormonların özel bir görevi vardır:

  1. Koryonik gonadotropin korpus luteumun işlevini sürdürmesini sağlar. Korpus luteum, plasenta tam olarak gelişene kadar progesteron ve diğer hormonların üretilmesinden sorumludur. Koryonik gonadotropin hormonu hamilelik testlerinde kontrol edilen hormondur.
  2. Progesteron hormonu korpus luteumdan hamileliğin 2. ayına kadar salgılanır. 2. aydan sonra progesteron hormonu plasentadan salgılanmaya başlar. Buna ek olarak, plasenta fetüse ait kortikoyitlerin sentezine ve rahimdeki desidüa hücrelerinin oluşumuna katkıda bulunur. Bu hücreler fetüsün doğru ve yeterli bir şekilde beslenebilmesi için hayati önem taşır.
  3. Plasental laktojen hormonu meme bezlerinin salgı yapmasını ve gelişimini uyarır. Buna ek olarak, fetüsün organlarının gelişimini uyararak plasentanın ağırlaşmasını sağlar.

Plasentanın oldukça önemli bir koruyucu görevi vardır. Embriyo yabancı bir vücuttur ve babanın genlerini de taşıdığı için annenin bağışıklık sisteminin tanımadığı proteinler içerir. Bu yüzden, plasenta olmasaydı annenin vücudu bağışıklık sisteminin bir tepkisi olarak fetüsü reddedebilirdi.

Gebeliğin erken dönemlerindeki bağışıklık baskılayıcı ve bağışıklık düzenleyici maddelerin sentezi sayesinde, plasenta anne vücudunun bebeği reddetmesine engel olur.

Plasentadaki değişiklikler

Boyuttaki anormallikler

Plasenta, yaklaşık olarak 700 gram ağırlığındadır. Plasentanın normalden büyük olmasına plasentomegali adı verilir. Plasentanın normalden küçük olduğu durumlar da görülür.

Morfolojik anormallikler

Plasenta normalde dairesel ve disk biçimli bir yapıya sahiptir. Fakat, plasentanın şeklinde bir takım değişiklikler görülebilir:

  • İki loblu plasenta: Plasenta bir veya daha fazla loba bölünmüştür.
  • Succenturiate lob: Bu durumda, bir veya daha fazla lob plasental diskten ayrı olarak ve vasküler bağlantılarla bağlanmış şekilde gelişir.
  • Plasenta spuria: Succenturiate loba benzer şekilde fakat vasküler bağlantılar olmadan gelişen plasenta tipidir.
  • Circumvallate plasenta: Bu durumda, plasentanın fetüse ait kısmında beyaz bir halka ile çevrilmiş merkezi çöküntü gözlemlenir. Beyaz halka, iki zarın katlanması sonucu oluşur.

Uterus penetrasyonundaki anormallikler

Plasentanın endometriumdaki anormal gelişimi desidua olarak bilinir. Bu durum pek çok farklı şekilde gözlemlenebilir:

  • Plasenta Accreta: Plasentadaki vilüsler miyometrium olarak bilinen rahim kaslarına yapışır. Vilüsler yalnızca kaslarla temas halindedir. Herhangi bir şekilde kasların içini kaplamazlar.
  • Plasenta İncreta: Bu durumda, plasentadaki vilüsler miyometriuma nüfuz ederler.
  • Plasenta Percreta: Vilüsler miyometriumdan geçerek peritoneal serosaya ulaşırlar ve daha da ilerleyerek karın boşluğuna erişip yakındaki organları etkileyebilirler.
plasentadaki fetüs

İmplantasyon anormallikleri

Plasenta previa

Plasenta pervia, plasentanın annenin serviksinin başlangıcını kaplaması durumudur. Bazı durumlarda plasenta rahim ağzını kapatarak vajinal doğumu geciktirebilir. Plasenta pervianın farklı seviyeleri bulunmaktadır:

  • Minör (seviye 1): Plasentanın yalnızca küçük bir kısmı rahmin aşağı kısmına doğru gelişir.
  • Marjinal (seviye 2): Plasenta servikse kadar ulaşır fakat serviksi kaplamaz.
  • Majör (seviye 3): Plasenta serviksi yalnızca kısmi olarak kaplar.
  • Majör (seviye 4): Plasenta serviksi tamamen kaplar. Plasenta pervianın en ileri seviyesidir.

Tümöre benzeyen değişiklikler

Aşağıda bahsedilen tümöre benzeyen değişiklikler çok nadiren görülür ancak yine de ihtimal dahilindedirler:

  • Mol hidatiform: Plasentada bir kitlenin gelişimi sonucu görülür. Tümor istilacı veya kötü huylu değildir. Tümörün gelişimi, döllenmiş yumurtanın rahme yerleşmesinden sonra ve genellikle fetüs oluşumundan önce gerçekleşir. Bu durum, annenin kanındaki yüksek B-HCG hormonu seviyesiyle tespit edilebilir.
  • Plasental yerleşimli trofoblastik tümör: Bu durum çok nadiren görülse de oldukça ciddidir. Plasentadan gelişen bu tümörler iyi veya kötü huylu olabilirler.

Vasküler anormallikler

Plasentanın fonksiyonlarını düzgün bir şekilde yerine getiremediği durumlarda gelişimi de tamamlanamaz. İleri yaşlarda görülen hamilelik, plasental enfarktüs ve diğer faktörler bu durumun gelişimine sebebiyet verebilir.

Plasentanın gelişimi ile alakalı son sözler

Eğer fırsatınız varsa jinekoloğunuzdan veya doğumu gerçekleştiren kişiden plasentayı size göstermesini isteyin. Plasenta, bebeğinizin sağlıklı bir şekilde gelişmesini sağlayan mucizevi bir organdır.


Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.


  • Apaza Valencia John. (2014). Desarrollo placentario temprano: aspectos fisiopatológicos. Rev. peru. ginecol. obstet. 2014: 60( 2 ): 131-140. Disponible en: http://www.scielo.org.pe/scielo.php?script=sci_arttext&pid=S2304-51322014000200006&lng=es
  • Roa Ignacio, Smok S Carolina, Prieto G Ruth. (2012). Placenta: Compared Anatomy and Histology. Int. J. Morphol.  2012: 30( 4 ): 1490-1496. Disponible en: https://scielo.conicyt.cl/scielo.php?script=sci_arttext&pid=S0717-95022012000400036&lng=es  
  • Espinilla Sanz, B., Tomé Blanco, E., Sadornil Vicario, M., Albillos Alonso, L. (2016). Alteraciones de la placenta. Manual de obstetricia para matronas. 2nd ed. Valladolid: DIFÁCIL; 2016. 185-188.

Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.