Erkeklerin Biyolojik Saati

Biyolojik saat kavramı, her zaman kadınlarla ilişkilendirilmiştir. Bununla birlikte, son yıllarda yapılan araştırmalar bu durumun erkekleri de etkilediğini göstermektedir. Bu yazımızda konuyla ilgili daha fazla bilgi edinebilirsiniz.
Erkeklerin Biyolojik Saati

Son Güncelleme: 05 Mayıs, 2020

30 yaşından sonra, kadınlar genellikle hamile kalmanın riskleri ile ilgili şeyler duymaya başlar. Erkekler söz konusu olduğunda, yaş çocuk sahibi olma kabiliyetinde etkili olmanın yanı sıra, çocukların sağlığını da etkileyebilmektedir. Bu nedenle erkeklerin biyolojik saati hakkında bilgi vermek istiyoruz.

35 yaşına kadar, kadınların hamile kalması giderek zorlaşır. Dahası, hamile kalsalar bile bebeğin sağlık sorunları yaşama riski fazladır. Yaygın inanışa göre, yaşlanma süreci erkekleri aynı şekilde etkilemez. Hatta, yaşlılık dönemine kadar bile erkekler çocuk sahibi olabilir.

Bununla birlikte, bu inanış tamamen doğru değildir. Uzmanları erkeklerin de biyolojik saati olduğuna inandıran kanıtlar gün geçtikçe artmaktadır.

Erkeklerin biyolojik saati

Günümüzde, “biyolojik saat” kavramı özellikle kadınların reprodüktif yaşlanmasına değinmek için kullanılmaktadır. Bununla birlikte, pek çok uzman aynı kavramın erkekler için de geçerli olduğunu belirtmektedir.

Çeşitli araştırmalar, erkeklerde ileri yaş ile üreme zorlukları arasındaki ilişkiyi ortaya koymaktadır. Bununla birlikte, özellikle son yüzyılda bazı araştırmalar biyolojik saat kavramının erkekler için de geçerli olduğunu tartışmaya başlamıştır.

Araştırmacılar, yaş faktörünün erkeklerin çocuk sahibi olma kabiliyetini de kadınlarınki kadar etkilediğini onaylamaktadır. Bununla birlikte, zaman çizelgesi pek aynı değildir.

konuşan kadın erkek

Erkeğin yaşı arttıkça çocuk sahibi olmasının o kadar zorlaştığı bir gerçektir. Ayrıca, yaşlı erkeklerin çocuklarında sağlık sorunları olma riski de daha yüksektir.

Bilim, erkeklerin biyolojik saati konusunda net olsa da, günümüzde pek az insan erkeğin yaşının çocuk sahibi olma kabiliyetinin ve çocuğun sağlığını etkilediğinin farkındadır.

Erkek yaşlandıkça, üreme kabiliyeti ve hormon seviyelerinde azalma meydana gelir. Aynı şekilde, çocuklarda da sağlık sorunları yaşama riski artar.

“Kırk yaş; gençliğin yaşlılığı, elli yaş; yaşlılığın gençliğidir.”

—Victor Hugo—

Erkeğin üremeyi etkileyen yaşı

Erkekler hayatları boyunca yeni sperm üretmeye devam ederler. Sperm var olduğu için, erkeğin DNA’sı da kopyalanmaya devam eder ve tekrar tekrar ikiye ayrılır.

Buna rağmen, araştırmalar erkeğin üreme sisteminin yaşlanmanın etkilerinden muaf olmadığını onaylamaktadır. Başka bir deyişle, erkeğin yaşı üreme sistemini etkiler.

sigara içen genç

Erkek ne kadar yaşlı olursa, hamile bırakması o kadar zorlaşır. Yaşlı erkeklerin partnerlerinde hamilelik sırasında düşük yapma riski daha yüksektir. Aynı zamanda, erkeğin ilerleyen yaşı çocukta sağlık sorunlarını tetikleyebilir.

Sınırlı sayıda yumurta ile doğan kadınların aksine, erkekler yaşadıkları süre boyunca sperm üretmeye devam ederler. Kadınların biyolojik saati çoktan çalışmayı durdursa da, bazı erkekler 60’lı yaşlarda hatta daha sonra bile çocuk sahibi olmayı başarmaktadır.

Yaşam tarzı erkeklerin biyolojik saatini nasıl etkiler?

Erkeklerin biyolojik saatinin etkilerini en aza indiren bazı alışkanlıklar vardır. Erkek üremesi ile ilgili konular genellikle başka sağlık problemleriyle ilişkilidir.

Bu sağlık problemleri arasında kanser, yüksek tansiyon, kalp ve böbrek hastalıkları vardır. Örneğin, fazla kilolu erkekler düşük testosteron seviyelerine sahip olmaya daha meyillidir.

Ayrıca, erkeğin beslenmesinin ve sigara içip içmediğinin de rol oynadığına dair giderek artan kanıtlar vardır. Aynı şekilde, erkeğin aylar önce yaşadığı stresli durum bile spermin ve çocuğun sağlığını etkileyebilir. Bununla birlikte, erkeğin üreme sağlığındaki diğer değişimler kaçınılmaz olarak geçen zamanın bir sonucudur.

Araştırmalar, erkeğin genetik kalitesinin yaşlandıkça azaldığını göstermektedir. Bu, kısırlığa, düşüğe, otizm riskinde artışa, şizofreniye ve çocuklarda belirli kanser türlerine sebep olabilir.

Son olarak, erkeklerin ve kadınların biyolojik saatinin gelecek ebeveynler için büyük bir endişe kaynağı olmaması gerektiğini göz önünde bulundurmak önemlidir.

Son eğilimler, giderek daha fazla çocuğun 30-40 yaş aralığındaki ebeveynlerden dünyaya geldiğini göstermektedir. Bu, günümüzde ebeveynlerin yaşam tarzını etkileyen profesyonel ve kişisel faktörlerden kaynaklanmaktadır.


Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.