Çocukların Yiyecekleri Reddederken Kullandığı 7 Bahane

Doğduktan sonraki birkaç ay boyunca, bebekler hızla büyür. İlk sene, bebekler 6 kilo alabilir ve 10 cm kadar uzayabilir. İkinci ve üçüncü yıllarda, bebeğin gelişim süreci değişir ve çocuk yemek yemeyi reddetmeye başlayabilir.
Çocukların Yiyecekleri Reddederken Kullandığı 7 Bahane

Son Güncelleme: 04 Temmuz, 2019

Daha yavaş büyümeye başladıkları için, büyüdükçe çocukların besin ihtiyaçları azalacaktır. Bunun sonucunda da, her yaş aralığında çocuğun yeme alışkanlıkları değişiklik gösterecektir ve yiyecekleri reddederken bazı bahaneler sunacaktır.

Bu nedenle çocuğunuzun iştahsızlığı yüzünden endişelenmeden önce, bu durumu göz önünde bulundurun. Bazen çocuklar yemek yemek yerine oyun oynamayı ve eğlenmeyi tercih edebilir ve bu oldukça normaldir.

“Yediği müddetçe çocuğa sürekli yiyecek ve içecek vermek veya ana öğünleri sevdikleri atıştırmalıklarla geçiştirmek iyi değildir. Bu normal ve psikolojik bir iştahsızlığın, sağlıksız bir tavsiye veya aile tarafından başlatılan bir yeme bozukluğuna dönüşmesidir.

–Beslenme Uzmanı Silvana Dadán–

Yemek yemeyi reddederken kullanılan en yaygın bahaneler

  1. “Aç değilim.”
  2.  “Bu yemeği sevmiyorum.”
  3.  “Karnım ağrıyor.
  4.  “Güzel görünmüyor/kokmuyor.”
  5.  “Çok soğuk/sıcak.”
  6.  “Daha sonra yiyeceğim.”
  7.  “Doydum.”

Çocuklar neden yemek yememek için bahane uydurur?

Çocukların yemek yemeyi reddetmesinin bazı sebepleri aşağıdaki gibidir:

  • Karın ağrısı. Eğer çocuğunuzun sindirim sistemi iyi çalışmazsa, iştahı önemli ölçüde azalacaktır.
  • Diş problemleri. Diş etlerindeki ve damaktaki ağrı, çocuğun yemek istememesine sebep olabilir.
  • Astım, öksürük veya ateş. Sağlık sorunu olan çocuklar, katı gıdalar yerine sıvı tüketmeyi tercih ederler.
  • Duygusal rahatsızlık. Ölüm, boşanma, taşınma veya okul değişikliği gibi durumlar çocukların iştahını etkileyebilir.
  • Baskı veya stres. Çocuklar yemek yemeye zorlandığında, ters davranıp bunu reddedebilir. Okul stresi de iştahı etkileyen bir faktördür.
elma yiyen çocuk
  • Ev yapımı yiyeceklere alışkın olmamak. Eğer çocuk bazı yiyeceklere alışırsa, evde hazırlanan yemeklere karşı isteksiz davranabilir.
  • Fiziksel aktivite eksikliği. Hareketsiz bir yaşam tarzı metabolizmayı yavaşlatır ve bu da yemek yeme isteğini azaltır.
  • Öğün aralarında atıştırmak. Öğünler arası hafif şeyler atıştırmak oldukça normaldir ancak porsiyonlar fazlalaştığında çocuğun beslenme düzeni de değişecektir.
  • Sürekli aynı veya farklı yiyecekler yemek. Ortada çok fazla seçenek olduğunda, çocuk hangisini seçeceğini bilemez. Öte yandan, yeteri kadar seçenek olmaması da çocuğun sürekli aynı şeyleri yemekten bıkmasına yol açabilir.
  • Ebeveynin davranışı. Çocuklar üzerlerinde baskı hissederlerse, istenenin aksi yönde davranırlar. Bu nedenle yemek zamanları düzenli olmalı ve sakin geçmelidir.

Ebeveynler ne yapabilir?

  • Çocuğunuzu ve kendinizi eğitin. Sağlıklı beslenmenin temellerini öğrenin ve çocuklarınıza da öğretin.
  • İstikrarlı olmak önemlidir. İstikrarlı ve iyi planlanmış bir öğün planı, çocuklar için gereklidir. İşleri kolaylaştırmak için, çocuğunuzun yiyeceklerini önceden planlayın.
  • “Duygusal yeme” alışkanlığından kaçının. Hiçbir durumda, yiyecekler ödül veya ceza olarak kullanılmamalıdır. Ruh hali ile yiyecekleri ilişkilendirmek, olumsuz bir duruma dönüşür.
yemek yemeyi reddeden çocuk
  • Yetişkinler ne yiyorsa çocuklar da onu yemelidir. Sağlıklı yiyecekler yerine çocuklarınıza alternatif sunmaktan kaçının. Bu şekilde çocuklarınızın dengeli beslenmesine yardımcı olabilirsiniz.
  • Yemek sırasında bütün aile masada olmalıdır. Tek başına yemek yemek çok sıkıcıdır. Yemekleri ailecek yerseniz, çocuklarınızla iletişim kurmak için güzel bir fırsatınız olur.

Gördüğünüz gibi, çocukların yemek yemeyi reddetmesi her zaman endişe verici bir durum değildir. İştahsızlığın pek çok sebebi olabilir ve bu sebeplerden bazıları gelişim sürecinin bir parçasıdır.

Anne babalar, çocuklarının sağlıklı ve dengeli bir şekilde beslenmesi konusuna odaklanmalıdır. Bu sayede zamanla çocuklar sağlıklı alışkanlıklar benimseyebilir.


Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.



Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.